Kalleş bir savaş karşısındayız!
Türk vatanına kasteden örgütlerin adının ne olduğu, saldırıyı nerede gerçekleştirdikleri ayrıntıdır. Türk milletinin birliğine ve vatanın bütünlüğüne karşı küresel odaklar tarafından örgütlenmiş terörist unsurlar fırsat bulduğu yerde kitle katliamı gerçekleştiriyor.
Türkiye'deki bütün terör örgütleri küresel güçlerin kullarıdır. Küresel efendileri adına Türkiye'ye karşı savaş yürüten yerel terör örgütleri, eninde sonunda kayıp eden taraf oluyorlar. Kazananlar ise Türkiye'nin zayıflamasından çıkarı olanlardır.
Terör örgütlerinin arkasındaki güçlerin amacı terörle sonuç almak değil Türkiye'yi meşgul etmektir!
Masum sivillere canlı bombalarla kan banyosu yaptıran terör örgütleri işte bu küresel güçlerin kullarıdır.
Türkiye'ye karşı yürütülen asimetrik savaşın arkasındaki güçlerin kim olduğunu, meydana gelen yıkıcı faaliyetler karşısında bu ülkelerin takındığı tavırlar ortaya koymaktadır.
Dost gibi düşman ya da düşman gibi dost!
Türkiye; dostları düşman gibi, düşmanları dost gibi olan bir ülkedir.
Türkiye'yi hedef alan terör örgütleri PKK, IŞİD ve DHKP-C'nin eylemleri konusunda ABD'nin ve AB'nin takındığı tavır bunun kanıtıdır.
FETÖ'nün Ankara'yı ve halkı bombalayarak başlattığı darbeye karşı dost sanılan ülkelerin takındıkları tavır her şeyi özetler niteliktedir.
İşte birkaç örnek:
ABD'li emekli asker Ralph Peters, Türkiye'de "Darbe gerçekleşirse İslamcılar kaybedecek biz kazanacağız" diyor.
ABD'li Michael Rubin, "Türkiye'deki darbenin aslında iyi bir şey olabileceğini" söylüyor.
ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, açıkça Türkiye'nin ABD'ye yaltaklanmamasının en büyük sorun olduğunu söylüyor. Şöyle diyor: "Bazı Doğu Asya ve Arap ülkelerinin yaptığı gibi bize yaltaklansanız, özgürlükçüymüş gibi davransanız böyle olmayacak."
Belçika hükümeti Sabancı'yı katleden teröristi aradan onlarca yıl geçmiş olmasına karşı hâlâ Türkiye'ye vermemiştir.
Avrupa bir bütün olarak Türkiye'ye karşı kanlı eylemler gerçekleştiren terör örgütlerinin barınma, finans toplama, örgütlenme ve propaganda alanı haline gelmiştir.
PKK'nın flamaları, simgeleri ve fotoğrafları AB'nin binalarında boy göstermektedir.
Söylemek istediklerini terör örgütüne söyletiyorlar!
İşin ilginç yanı şudur: Suriye ve Irak'tan sonra terör örgütü IŞİD en fazla katliamı ve cinayeti Türkiye'ye karşı işlemiştir. Bu barbar örgüt her fırsatta Türkiye'de büyük katliamlar gerçekleştirmektedir. Buna karşın PKK'yı, YPG'yi, FETÖ'yü kucaklarında besleyenler bazen açıktan bazen de üstü kapalı biçimde Türkiye'yi "teröre destek veren ülke" olarak suçlamak ahlaksızlığı içine girebilmektedir.
Böylece Türkiye'deki yöneticiler psikolojik baskı altına alınmaya çalışılıyor.
Darbe girişiminin başarısız olması başta ABD olmak üzere Avrupa'da büyük bir hayal kırıklığına neden olmuştur. Başbakan Yıldırım, "dost ülkeler darbenin başarısızlığa uğramasına şaşırmışlardır" demiştir.
Darbeyi destekleyen güç odakları Türkiye'yi bir kaostan diğerine sürüklemek için ellerinden her geleni yapıyorlar.
Türkiye'de terör yapan örgütlerin patronları aynıdır. Zaman zaman patronları görevi PKK'ya, DHKP-C'ye ya da IŞİD'e vermektedir.
FETÖ'nün darbe girişimi sonrası güvenlik ve istihbaratta meydana gelen açıklığı terör örgütlerinin patronu bu fırsatı değerlendirmeye kalkmıştır. Darbe girişiminden sonra PKK ve IŞİD'in bir biri peşi sıra kanlı eylemlere başlamasının nedeni budur.
Batı ve ABD artık söylemek istediklerini terör örgütlerine söyletiyor.
Türkiye savaştadır!
İşin şakası yoktur. Türkiye ciddi ve çok yönlü kalleş bir savaşla karşı karşıyadır. Terör biçiminde savaş tehdidi, Türkiye'nin tarihi düşmanlardan değil resmi dostlarından gelmektedir.
Ülkenin her yanında, basılan karakolları, patlayan canlı bombaları, bombalı araçları ve bir biri arkası sıra kaldırılan şehit cenazeleri bu savaşı tasvir etmektedir.
Durumun idareimaslahat edilerek geçiştirilecek yanı kalmamıştır. Başta AKP iktidarı olmak üzere herkes durumun vahametini idrak etmeli ve her gelişmeye milletçe hazır olunmalıdır.