Kalıcı Başkanlık geçici Anayasa!
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, başkanlık içeren yeni anayasa ile ABD modeli başkanlık öngördüklerini açıkladı. Mevcut anayasa üzerinde değişiklikler yapılacağını söyleyen Şentop, "Üniterlik, Türkiye açısından vazgeçilmez bir zorunluluktur... Yeni bir Anayasa yapmıyorsak, zaten ilk 4 maddeye dokunma imkânımız da yok" diyor.
Yeniden Yeni Anayasa yapılabilir!
İlk dört maddeye dokunmamak, MHP'nin hassasiyetleri ve anayasal zorunluktan kaynaklandığı ima ediliyor. Zamanı geldiğinde yeni bir anayasa yapmayı düşündüklerinde ilk dört maddeyle ilgili ne düşündüklerini açıklamıyor. Geçmiş dönem tartışmalarında AKP'nin kırmızı çizgisinin olmadığı biliniyor. Böylece bugün Anayasa ile ilgili olarak mümkün olanı yapmaya çalıştıkları vurgulanmış oluyor!
Şentop diyor ki, "Yeni baştan yazılmış bir Anayasa getirmiyoruz, çünkü şu anki Meclis aritmetiğiyle bunu yapabilme seçeneğimiz yok. Tek seçenek, mevcut Anayasa üzerinde değişiklik yapmaktır. Bugünkü tabloda 367 geçilemeyeceği için önce referanduma gidilmeli. Sonra yeniden yeni Anayasa yapımı ile ilgili bir çalışma yapılabilir".
Bu sözlerden Meclis aritmetiği dolayısıyla yeni anayasanın TBMM'ye getirilmeyeceği, şu an için ağırlıklı olarak "Başkanlık sistemini" içeren bir düzenleme yapılacağı sonucu çıkıyor.
Bu durumda yapılacak anayasa değişikliğinin geçici olacağını sonra yeni anayasa ile ilgili çalışma yapılacağının ip uçları veriliyor.
ABD tipi başkanlık!
Mevcut şartlarda yapılacak anayasa değişikliğinin geçici, bu değişiklikle getirilen başkanlık sisteminin de kalıcı olacağı anlaşılıyor.
Şentop, "bizim düşündüğümüz sistem tam başkanlık" diyor ve ilave ediyor: "Ama olmuyorsa da bugünkü mevcut düzeni biraz daha iyileştirebilecek bir düzenleme olabilirse onu da düşünmek, değerlendirmek lazım"dır. Bir Mecelle kaidesi, "Bir şey tamamıyla elde edilemiyorsa, tamamıyla da terk edilmez" der. Dolayısıyla ne kadar mümkünse o kadar yapmak lazım.
Şentop, ABD tipi bir başkanlık önerdiklerini söylüyor. ABD'dekinden farklı olarak da federal değil, üniter başkanlık ve tek meclis önerdiklerini ifade ediyor. Doğrudan tek derecede seçim olacağını da sözlerine ekliyor.
AKP şimdilik kaydıyla TBMM'deki aritmetik içinden bir Başkanlık sistemi çıkarmaya çalışıyor. AKP için asıl olan anayasal değişiklikler değil, anayasayı başkanlık sistemine uygun hale getirmektedir. Anayasada başkanlık sistemi dışında getirilecek her düzenleme AKP için teferruattır.
AKP'nin anayasada yapacağı değişiklikle başkan ile genel seçimlerin bir arada yapılması halinde hem başkana hem de başkanın partisine oyların verileceği kesine yakındır. Bu durumda AKP'nin 367'nin üstünü yakalaması söz konusu olabilecektir. Güçlü bir AKP; ne ilk dört madde, ne tek dereceli seçim, ne üniter yapı ne de milli devletle kendisini bağlı hissetmeyecektir.
AKP her şart altında kazançlı çıkacaktır!
AKP, 15 Temmuz sonrasında "Başkanlık Sistemi" konusunda sessiz kalmıştı. "Halka gitmekten korkmamak lazımdır" söylemiyle kaotik ortamın sona erdirilmesi için Anayasa teklifinin TBMM'ye getirilmesini MHP önermiştir.
Devlet Bahçeli şu sözleriyle tartışmaların önünü açmıştır: 'AKP, başkanlık sistemiyle ilgili inadını sürdürecekse anayasa değişikliğini Meclis'e getirsinler, ya 367'yı aşarak kanunlaşacaktır ya da 330'u aşarak referandum yoluyla milletin kararına sunulacaktır'. Dikkat edilirse burada '330 bulamayınca AKP inadında vaz geçsin' yok.
AKP ve yandaşları bu teklifi MHP'nin TBMM'de "evet" oyu kullanacağı şeklinde yorumlamışlardır. Bu durum halkta ve geniş kitlelerde büyük beklenti ve tepkiler oluşturmuştur.
MHP, TBMM'de "Hayır" derse AKP tarafından 'günah keçisi' yapılacaktır. Geniş kitleler nezdinde MHP zor durumda bırakılacaktır. 1 Kasım seçimleri sonucunda hükümetin kurulmamasından "Hayırcı" ilan edilerek sorumlu tutulan MHP, bu kez de anayasa oylamasıyla ilgili olarak aynı suçlamayla karşı karşıya bırakılacaktır. Bu durum heceleme ile düzeltilemeyecek boyuta ulaşmıştır!