Her organlarımızın bir işlevi var. Bu yüzden de görevleri büyük. Peki kalp? Kalbin yeri ayrı. Kalbimizin çoğu zaman kıymetini bilmeyiz. Sağlıklı beslenme, kalbimize yapacağımız en büyük iyiliklerden. Beslenme düzene koyulduğu takdirde koroner arter hastalıklarından ölüm riski yüzde 30-60 oranında azalabilir. Kalbimize verdiğimiz 11 zarar şöyle:
Spor yapmamak
Sürekli aşırı strese maruz kalmak
Yağ dokusu artışı ile kilo almak
Aşırı alkol tüketmek
Sigara içmek
Kalbimizi bir şikayet oluncaya kadar hiç aklımıza getirmemek
Geç kalkıp geç kahvaltı etmek
Acıkmadan yemek
Yatmadan önce yemek
Kötü beslenmek
Sürekli oturmak ve hareketsiz kalmak
HANGİ ŞİKAYETLER ÜZERİNE KALP DOKTORUNA GİTMELİ?
Özellikle göğüs ağrısı, göğüste sıkışma, tıkanma veya yanma gibi belirtiler kalp damar hastalıklarının erken belirtileri olabilir. Bu şikayetler göğüste sağda veya solda, kollarda, mide üzerinde, boyunda veya çeneye doğru olabilir. Bunun yanı sıra erken yorulmak, nefes darlığı veya nefes alamama hissi, fenalık hissi, boğulur gibi olmak, çarpıntı veya ritim düzensizliği, baygınlık hissi ve gece uyandıran tıkanma hisleri bir kalp hastalığı belirtisi olabilir.
HAFİF VEYA ORTA DERECE KİLOLU OLMAK KALBE YÜK MÜ?
Yağın karın bölgesinde toplanmasıyla karakterize olan yağ birikimi, koroner arter hastalığı riski açısından çok daha önemlidir. Beden kitle indeksi (kilo/metre olarak tanımlanan boyun karesi) ile ölüm arasında doğrusal bir ilişki vardır. Beden kitle indeksinin 25 kg/m2 altında olması normal kabul edilir. 25-30 kg/m2 arası kilo fazlalığı, 30 kg/m2 üzeri ise obezite kabul edilir. Artmış bel/kalça oranı yani abdominal obezite, koroner arter hastalığı riskini özellikle artırır. Erkeklerde 0.9, kadınlarda 0.8 altındaki bel kalça oranı normal kabul edilir.
SAĞLIKLI BİR KİŞİNİN KALP KONTROLLERİ NE SIKLIKLA VE NASIL YAPILMALI?
Sağlıklı bir kişinin erkekte 40 ve kadında 50 yaşından sonra kalp kontrollerini düzenli olarak yaptırması gerekir. Bu kontroller düşük riskli kişilerde her iki yılda bir, yüksek riskli kişilerde ise her yıl yapılmalıdır. Çünkü bir önceki veriler artık geçmişte kalmıştır ve bu süre zarfında metabolizma değişebilir ve bazı hastalıklar başlayabilir.
Birinci derece bir yakınında kalp damar hastalığı olan kişiler 30 yaşından itibaren ilk kontrollerini yaptırmalıdır. Kardiyak risk oranlarını gözden geçirmeli ve riski yükselten fiziksel, diyetsel, yaşam alışkanlıkları ile ilgili veya kan tahlilleri ile ilgili bozukluklar için erkenden tedbir almalıdır.