Konya'da 5 Şubat'ta Selçuklu ilçesi Yeni İstanbul Caddesi Piri Reis Parkı'nda sevgilisi Özgür Duran tarafından şiddet gördüğü Ayşe Dırla'ya yardım etmek için araya girmeye çalışan Kadir Şeker, tartışma sırasında yaşanan arbede de Duran'ın ölümüne neden oldu.
KADİR ŞEKER OLAYINDA NELER OLDU?
Antalya'dan Konya'ya gelip yerleşen Ayşe Dırla ve Özgür Duran çifti arasında birlikte yaşadıkları evde tartışma çıktı. Ayşe Dırla evden çıkıp, parka geldi. Peşinden parka gelen Özgür Duran, iddiaya göre sevgilisini dövmeye başladı. Tesadüfen parktan geçen Kadir Şeker de olaya müdahale etmek istedi.
Çıkan arbedede, Şeker'in elindeki bıçak, Duran'ın kalbine isabet etti. Özgür Duran, hayatını kaybederken,
üniversite sınavına hazırlanan Kadir Şeker, gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen Şeker, çıkarıldığı mahkemece 'kasten adam öldürme' suçundan tutuklandı.
AYŞE DIRLA İFADESİNİ DEĞİŞTİRDİ
Ayşe Dırla önceki ifadesinde olay günü Duran’ın kendisini önce evde, sonra parkta dövdüğünü, yanlarına gelen gencin kendisini kurtarmaya çalıştığını anlatmıştı.
Şeker ifadesinde Duran’ın kadına bağırması üzerine yanlarına gittiğini, “Ağabey ne yapıyorsun” dediğini, adamın “S… git başımdan … veleti” dediğini söylemişti. Genç, Duran’a “Ayıp değil mi, gücün kadına mı yetiyor” deyince, “Senin belan olur seni bulurum, karım değil mi lan sana ne” karşılığını aldığını aktarmıştı.
FARKLI İFADE
DHA muhabirine konuşan Ayşe D. bu kez “Beni dövdüğünü düşünmüş ama Özgür bana vurmuyordu” dedi.
Ayşe D., Duran’ı sevdiğini belirterek şunları anlattı: ”Onun için üç çocuğumu bıraktım. Bir süre Eskişehir’de yaşadık. Dört ay önce Konya’ya geldik. Olay günü Özgür alkollüydü. Evde kavga ettik, çıkıp parka gittim. Tek başıma ağlıyordum. Özgür yanıma geldi. Bağrışmaya başladık. Özgür kameriyeyi yumrukluyordu. O sıra yanımıza ismini sonradan öğrendiğim Kadir geldi. Muhtemelen bizim kavga ettiğimizi düşündü. Özgür’e ‘Neden bayanı rahatsız ediyorsun?’ dedi. Özgür de ‘Biz birlikteyiz’ diye yanıt verdi. ‘Nikahlı karın mı?’ diye sordu. Ben de ‘Evet ablacım, o benim eşim, sen git’ dedim. Kadir’in elinde siyah renkli bıçak vardı. Elindeki bıçakla yanımıza geldi. Karşılıklı bir şeyler söylerken aralarında boğuşma yaşandı.”
Arbede sırasında Duran’ın yere düştüğünü belirten Ayşe D., sonrasında yaşananları şöyle aktardı: ”Özgür’den kan geliyordu. Ortada bıçaklamayı gerektirecek bir durum yoktu. Karı-koca arasında yaşanabilecek bir tartışmaydı bizimki. Olaydan sonra polis eşliğinde hastaneden darp raporu aldım. Ancak vücudumda herhangi bir darp söz konusu değil. Dayak yemiş olsam, Özgür bana vurmuş olsa, darp izi olurdu. Kadir, Özgür’ün kendisini darp ettiğini söylüyor ama Özgür’de de darp izleri var. Üniversiteye hazırlanan bir çocuğun üzerinde bıçağın ne işi var? Özgür ile çok güzel günlerimiz oldu. Bir insanı geçmişiyle yargılamamak gerekir. 19 suç kaydı olması, bir insanı kötü yapmaz. Ne yaptıysa uyuşturucu yüzünden yaptı. Ama ben elimden geleni yapıp onu bu durumdan kurtardım.”
Duran’ın ‘kasten yaralama’, ‘hırsızlık’, ‘yağma’ ve ‘uyuşturucu madde ticareti’ suçlarından toplam 19 suç kaydı olduğu ortaya çıkmıştı.
12 YIL HAPİS CEZASI
Kadir Şeker, 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Şeker, maktul Özgür Duran'ın yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada iddia makamı, esas hakkındaki mütalaasını tekrarladı.
Maktulün babası Cengiz Duran'ın avukatı Duygu Delibaş, esasa ilişkin savunmasında, "Mütalaaya katılıyoruz ancak indirim oranının, eğer uygulanacaksa alt sınırdan verilmesini talep ediyoruz. Karşı tarafın, olayın bir kaza olduğuna ilişkin savunmaları tutarsızdır." dedi.
Duran ailesinin avukatlarından Furkan Akbulut ise sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti.
Özgür Duran'ın annesi Mübeyyen Güner Duran, Şeker'in en ağır şekilde cezalandırılmasını istediklerini belirterek, "Bundan 8 ay önce, biri gencecik toprağa gitti, biri gencecik cezaevine gitti diye üzülüyordum. Kadir Şeker'in ailesi bana bir başsağlığı bile dilemedi. Kaza olduğunu savunuyor ama oğlum yere düştüğünde yardım etseydi bir anne olarak bu kadar öfkeli olmazdım." diye konuştu.
Sanık Kadir Şeker'in avukatı ve Konya Barosu Başkanı Mustafa Aladağ, "Kadir, toplumsal, sosyolojik bir vakadır. Asla adam öldürme kastıyla hareket etmemiştir. Olay anında maruz kaldıkları, tekme, yumruk, boğazının sıkılması neticesi, o anın heyecanı, korku ve paniğiyle hareket etmiştir." dedi.
Sanık Kadir Şeker ise savunmasında, yardıma ihtiyacı olan bir kadına yardım etmek için olay yerine gittiğini dile getirerek, "Kimseye zarar verme niyetim yoktu. Kadın iyi olduğunu söyledikten sonra oradan ayrılıyordum ki arkamdan saldırdı, yere düştük. Olay yerinden ayrılırken yaralandığının farkında değildim. Hayatını kaybetmesine çok üzüldüm." ifadesini kullandı.
Son sözü sorulan Kadir Şeker, "çok üzgünüm" dedi.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, Şeker'e "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezası verdi. Heyet, Şeker'in cezasını haksız tahrik nedeniyle 15 yıla, iyi hal indirimiyle de 12 yıl 6 aya düşürdü.
KADİR ŞEKER KİMDİR?
Kadir Şeker 20 yaşında üniversiteye hazırlanan bir öğrenciydi.
Yakın arkadaşları Kadir Şeker’i anlattı:
Yasin Şahin (Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği): Kadir Ankara’da bir üniversitede tıp okumak istiyordu. Abisi de Ankara’da Odtü’de kimya mühendisliği okuyor. Kavga ile gürültü ile işi olan birisi değildi. Lisede gönüllü olarak engelliler kulübüne katılmıştı.
Arife Can (Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik): Kadir çok çalışkan ve disiplinli bir öğrenci. Hiçbir kavgaya karışmazdı. Ama sosyal meselelere duyarlıydı. Haksızlığa tahammül edemezdi. Belki onun yerinde başka biri olsa başını çevirip giderdi. Kadir olayı görünce müdahale etmiş. Biz onun masum olduğuna inanıyoruz.
Selin Güler (Meram Üniversitesi Tıp Fakültesi): En son pazar günü görüştük. Diğer arkadaşlarımız da vardı. Sınavlara hazırlanıyordu. Kafası dağılsın diye buluşuyorduk. Tek motivasyonu sınavlardı. Kimseye bir zararı yoktu. Sevilen bir arkadaşımız. Sakin, sessiz biri. Kendini sınava vermişti.
İbrahim Kuru (Karatay Üniversitesi, Elektronik Mühendisliği): Kimseye karşı herhangi bir olumsuz veya haksız davranışı olmazdı. Evden kütüphaneye, kütüphaneden eve giderdi. Şöyle bir sözü vardı “Ülkede üç şey olmak zor; kadın, çocuk, ağaç” derdi. Bu üçüne karşı gerçekten saygısı ve hassasiyeti vardı.
Bebeklerde İshal hastalığının nedenleri nelerdir?
Meme kanseri teşhis ve tedavisi nasıl yapılır?