Kadınlara yakışmadı
Bir bu eksikti, o da oldu, AKP'li mesture kadın vekiller, kendisini kürsüye kelepçeleyen bağımsız vekil Aylin Nazlıaka'ya saldırdı...
Saldırıya engel olmak isteyen HDP'li ve CHP'li kadın vekiller de darp edildi, yaralananlar oldu, kimi revire kaldırıldı, kimi hastaneye...
Yasama alanı ring değil ama zaman zaman erkek vekillerin yumruklu gösterilerine ister istemez sahne oluyor. Bu defa kadın vekiller sahneye çıktı; saç saça baş başa değil fakat tekme ve yumrukla birbirlerine girdiler.
Kavgayı, ne oturumu yöneten Meclis Başkanvekili önleyebildi, ne idare âmirleri... Ne de iç tüzük uygulandı; sonunda kavga yatıştı. Ne var ki millî iradeye saygı da AKP'li kadınlar yüzünden uçup gitti...
* * *
Millî irade, siyasal çerçevede kalan eylemlerle toplumu ve parlamenterleri uyarabilir. Bunu sokakta da yapar, parlamentoda da. Aylin Nazlıaka parlamentoyu seçti.
Eylem, eleştiri düzeyinde demokratik bir haktır. Bu hak, ne Meclis'te, ne sokakta ortadan kaldırılır.
Cumhurbaşkanı, herkesin konuşma hakkı olduğunu, eleştiri yapabileceğini, yapılanlardan memnun değilse söyleyebileceğini defalarca vurguladı. Buna rağmen düşünceyi ifade özgürlüğü, bir takım sorumsuz kişilerce her zaman engelleniyor.
* * *
Meclis'te yaşanan kadın vekil kavgası demokratik bir hakkın engellenmesinden doğdu. Bu, inşallah son olur!
Gün ola beri gele
---------------------------------------------------
Devlet Bey son sözünü söylemiş...
Nuh deyip peygamber dememekte ısrarlı...
İlle de evet diyecek...
Beri yanda Türk Milleti daha son sözünü söylemedi...
Beklemedeyiz...
Son sözümüzü sandıkta söyleyeceğiz...
Hele referandum günü bir gelsin...
DERKENAR
---------------------
Ankara'da bazılarını sevindiren, siyasal ahlâk sahibi milliyetçi ülkücü camiayı da kızdıran bir açıklama gündeme oturdu. Açıklamanın sahibi Başbakan; ona aklı veren kim onu da siz tahmin edin. Referandum geçerse Devlet Bey'in etrafından bazı isimler Bakanlar Kurulu'na alınacakmış. Kadere bakın, AKP'ye gitti diye kızdıkları Tuğrul Bey ile aynı çatı altında buluşmuş olacaklar.
Durum olacağına varır
----------------------------------------
BİR kaymakam gözaltında...
Bir başka kaymakam topun ağzında...
Rüyet alanında şimdi kaymakamlar var...
Yargı da hareket halinde; HSYK listelerle meşgul; bazı cumhuriyet savcılarının yeni görev yerleri belirlendi...
Sakarya'da ve diğer kentlerde mimli polisler yolcu, meslekten çıkarılan çıkarılana...
TSK'da da ihraçlar durmuyor...
* * *
Çok şükür, devlet yerine oturuyor!
Vebal altında kalanlar
--------------------------------------------------------
Tek adamlı rejimin eli kulağında; geldi, geliyor...
Ülkeyi, katılımcı çağdaş demokrasiden ve parlamenter sistem mekanizmasından uzaklaştırarak emsaline az rastlanır -Belki de hiç rastlanmayacak- tek adam yönetimine taşıyanlar büyük vebal altında.
Siyasal hayatımızda 8-9 şiddetinde bir deprem yaşayacağız. Sarsıntının izlerini yıllarca ortadan kaldıramayacak duruma düşmemiz kuvvetle muhtemel.
Ülkede her şey allak bullak olabilir. Siyasal ikbal peşinde koşup rejimin değişmesi için didinip duranlar, demokratik parlamenter rejimi etkisiz hale getirmenin vebalini şimdiden düşünsünler.
"Biz ne yaptık" diye dövündüklerinde iş işten geçmiş olabilir.
ATATÜRK DİYOR Kİ
----------------------------------------
Millî irade ve egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletin esirliği üzerine kurulmuş her şey, her anlayış yıkılmaya mahkûmdur. (NUTUK'TAN)