Kabızlık, birçok insanın yaşadığı yaygın bir sindirim sorunu olmasıyla biliniyor. Ancak, bu durumun altında yatan nedenler arasında kalp hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunları da bulunabilir.
Uzmanlar, kabızlık yaşayan kişilerin kalp hastalıkları açısından değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor ve bu konuda dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.
Kabızlığın kalp hastalıkları ile ilişkisi son yıllarda tıbbi literatürde tartışılan önemli bir konu haline geldi. Uzmanlar, kronik kabızlığın kalp-damar hastalıkları riskini artırabileceğini belirtti.
Dr. James Levine (Mayo Clinic) ve ekibi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, kabızlığın sebep olduğu kronik enflamasyon ve artan intratorasik basınç, uzun vadede kalp üzerindeki yükü artırabilir. Bu durum, özellikle yaşlı bireylerde ve halihazırda kalp hastalığı riski taşıyan kişilerde daha belirgin hale gelir.
Prof. Dr. John Smith (Harvard Tıp Fakültesi) tarafından yapılan bir diğer araştırma, kabızlıkla ilişkili olarak gelişen damar sertliği (ateroskleroz) riskine dikkat çekti.
Kabızlık sırasında karın içi basıncın artması, damarlar üzerindeki stresi artırabilir ve bu da uzun vadede damar duvarlarının sertleşmesine yol açabilir. Bu durum, kalp krizi ve felç gibi ciddi kalp-damar hastalıklarına zemin hazırlayabilir.
Ayrıca, Dr. Emily Johnson (Oxford Üniversitesi) ve ekibinin yürüttüğü bir araştırma, kabızlık ve kalp hastalıkları arasındaki olası bağlantıyı incelendi. Bu çalışma, kabızlığın aynı zamanda bağırsak mikrobiyotasındaki dengenin bozulmasına neden olabileceğini ve bu durumun da kalp sağlığını olumsuz etkileyebileceğini öne sürdü.
Araştırmalar, bağırsak florasındaki bozulmaların, düşük dereceli enflamasyon ve metabolik sendrom gibi kalp hastalıkları için risk faktörleriyle ilişkili olabileceğini gösterdi.
Kabızlık, özellikle kronik hale geldiğinde, kalp hastalıkları riskini artırabilecek çeşitli mekanizmalarla ilişkilendirilebilir. Bu nedenle, uzun süreli kabızlık yaşayan bireylerin kalp sağlığı açısından düzenli tıbbi kontroller yaptırmaları ve gerekirse tedaviye yönelmeleri önerildi.
Monash Üniversitesi'nden Prof. Dr. Marques, kabızlık ve kalp hastalıkları arasındaki bağlantının güçlü olduğunu belirtti.
Prof. Marques, "Çalışmamız, yaygın ancak genellikle göz ardı edilen bir sağlık sorunu olan kabızlığın kardiyovasküler hastalığa önemli bir katkıda bulunabileceğini göstermektedir" dedi.
Ayrıca, kabızlık sorunu yaşayan hipertansif bireylerde, sadece hipertansiyonu olanlara kıyasla kardiyak olay riskinin %34 arttığını ekledi.
Doç. Dr. Halit Yerebakan ise, kronik kabızlık ile kardiyovasküler hastalıklar arasında bir bağlantı olduğunu belirtti.
Dr. Yerebakan, "Kabızlık, yüzde 20 ila yüzde 50 daha yüksek kalp krizi, felç, bacaklardaki atardamarların daralması, atriyal fibrilasyon ve kalp yetmezliği riski ile ilişkilendirildi" diye ekledi.
Avustralya'nın Melbourne kentindeki Monash Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, kabızlık ve majör kardiyovasküler olaylar (MAKO) arasında bir bağlantı buldu.
Araştırmacılar, kabızlık çekenlerin, çekmeyenlere kıyasla iki kat daha fazla majör kardiyak olay geçirme riski altında olduğunu belirledi.
Bu bulgular, kabızlığın kalp hastalıkları için önemli bir risk faktörü olabileceğini gösterdi.
Başka bir araştırma ise, kabızlık teşhisi konan 83 binden fazla kişiyi, aynı yaş ve cinsiyetten kabız olmayan 832 binden fazla kişiyle eşleştirdi. Bu araştırma, kabızlık yaşayan bireylerde kalp krizi, felç ve kalp yetmezliği riskinin %20 ila %50 daha yüksek olduğunu ortaya koydu.
Kabızlık, sadece bir sindirim sorunu olarak görülmemeli, aynı zamanda kalp hastalıkları açısından da değerlendirilmeli.
Uzmanların önerilerini dikkate alarak, erken tanı ve tedavi ile ciddi sağlık sorunlarının önüne geçmek mümkün.