Geçtiğimiz yıllarda bir kanalda 'Ezel' isimli bir dizi yayınlanıyordu. Tuncel Kurtiz'in büyük bir ustalıkla oynadığı Râmiz Karaeski karakteri, içinde İslâm klasiklerinden vecizelerin ve menkıbelerin de yer aldığı ama kesinlikle tertemiz bir Türkçe ile 70'li yılların racon kültürüne dâir sahnelerle her hafta seyirciyi ekrana bağlıyordu.
'Râmiz Karaeski', raconu aralarında tuz-ekmek hakkı geçenlere değil, dürüstçe ve mertliğin nâmusuyla düşmana kesiyordu, hatır biliyordu, gönül biliyordu, hak-hukuk-haksızlık biliyordu, hâtıra nedir biliyordu, vefâ nedir biliyordu ve raconunun da gereğini yapıyordu…
Ahlâklı ve vefâlı bir karakterdi 'Râmiz Karaeski'…
Dizinin 38. bölümünde 'Jilet artık yok kardeş' diyerek kestiği racon, Râmiz Karaeski'nin ilk raconuydu. Dizinin sonunda ilk ve son olarak yediği raconu ise ölümden yemişti; kanının değil, 'vefâlı' canının kollarında, fonda Edip Cansever'in 'içimizdeki ölüler' şiiriyle…
* * * * *
Ülkücüler… Racon sâhibi olarak bilinirlerdi… El-hak, raconu olanlar da malûmdu…
Şimdilerde sosyal medya üzerinden politik raconlar kesiliyor, içe dönük raconlar, yani tuz-ekmek hakkı birbirine karışanlara, üstler astlara kesiyor raconu… "Koltuk senin olsun kardeş, arkamda durma yeter" diyordu ya Râmiz Karaeski sırtından hançerlenmemek için, koltuk sâhipleri kesiyor şimdi raconu koltuklarını borçlu oldukları insanlara…
Ciddiyeti yok bu raconun… Bir ortaokul öğrencisinin bile Türkçe'sinden mahrum bir cehâletten sâdır oluyor… Bütün hayatını idâme ettirdiği toplam elli kelimeyi bulmayan bir soğuk savaş literatürünün raconu bu... Aslı astarı yok…
Trajediden bir başka trajediye geçilmez, komediye geçilir…
Bu sosyal medya raconu da komediye geçişin ta kendisi, oynasa oynasa Münir Özkul'un çocuklarından birisi orta oyunu konseptinde oynayabilir bu komediyi, merhum Tuncel Kurtiz gibi usta oyuncular değil…
"Deve Kuşları. Duymayanlar... Görmeyenler... Duymazdan Görmezden Gelennler... İbreciler..Fitne Selinde Kütük Arayanlar. Küresel Rüzgar… Yaktığınız Fitne Ateşini… Evinize de… Vatanımıza da yayar… Sizde İlk Yanan Olursunuz… Öksüren… Aksıran… Mevsimlik ateşi yükselenler… Fitne Virüsünün Her Zaman Panzehiri… Dava Arkadaşlığı ve Ülküdaşlık Hukukumuz Olmuştur… Fitne Virüsüne, ŞOK Tedavi Uygulayacak Birikime ve Tecrübesine Sahiptir…
Geçmişte Yaşananlardan Sizde Bilirsiniz…"
Nedir bu rezâlet yâ hû?
Mektep, mürekkep görmemiş bu kenar mahalle jargonu nedir Allah aşkına?!
Yeşilçam'ın 'Senin annen bir melekti yavrum' metaforunda olduğu gibi, sizleri yüceltecek 'Bizim Ocak Dergisi'nden ve kadrolarından da mahrumsunuz artık… Sizden sonraki nesillere 'koskoca adamlar' diye tanıttık seni ve sizi… Neden bizi utandırıyorsunuz? Neden bizi mahçup ediyorsunuz? Niçin boynumuzu eğiyorsunuz yıllardır, sen ve siz?
Senin yazdıklarını okuyan da seni Kandil'e bayrak diktin zanneder! Haydi Kandil'i geçtik, ekran ekran dolaşarak sana posta koyan ve senin en yakın arkadaşının kendi vakfında ağırladığı Sedat Peker'e haddini bildirdin zanneder!.. Vestiyere palto değil de, o hakâret cümlesini kuranı astın zanneder… Meclis salonunda arkadaşların darp edilirken "yettim bre.." diyerek arkadaşlarına yumruk sallayanları yere serdin zanneder…
Sosyal medyada kestiğin raconun altına yapılan yorumları ve hakâretleri de mi okumuyorsun? Eski yılların hukukunun hatırına biz utanıyoruz o yorumlardan, hâlâ biz müdahale edip kaldırtıyoruz o hakâretleri zaman zaman, ya sen, hiç rahatsız olmuyor musun? O yorumları ve hakâretleri silmekle mi yok edeceksin?
Sizin raconunuz bitti… Farkında değil misiniz?
Ülkücüler artık size güvenmiyor… Farkında değil misiniz?
Ülkücüler artık size saygı duymuyor… Farkında değil misiniz?
Ülkücüler artık sizi sevmiyor… Farkında değil misiniz?
Ülkücüler artık sizi ciddiye almıyor… Farkında değil misiniz?
Kaybedeceğiniz yalnızca, yıllarca hak etmeden oturduğunuz bir koltuk yâ hû!
Bu kadar mı koltuksuz yaşayamaz hâle geldiniz, değer mi bunun için Allah aşkına!
Sâhi, Twitter'daki kapak fotoğrafın da çok etkileyici doğrusu… Nilüfer'den 'Karlar düşer, düşer düşer ağlarım' şarkısı gelsin benden sana, kongreden sonra birlikte ağlarsınız!..
Jilet artık yok kardeş…
