Süvarilerimiz üç yıllık hasret sonrası sevinç gözyaşları içinde İzmir’e girdi
9 Eylül günü 1’inci Kolordu Kemalpaşa’ya, 2’nci Kolordu Manisa’ya, 4’üncü Kolordu Turgutlu’ya ulaştı. Kuzeyde Kazancıbayırı’nda Yunan mevzilerine taarruz eden 3’üncü Kolordumuz düşmanı atarak Bursa’ya ilerledi. Türk süvarileri üç yılı aşkın süredir yas çeken İzmir halkının sevinç göz yaşları arasında İzmir’e girdi.
Süvarilerimiz, İzmir’e girerken birkaç yerde hafif ateşle karşılaşmaktan başka bir olay olmadı, Kordonboyu’ndan geçerken bir İngiliz müfrezesi tarafından selamlandı. Türk bayrağı Hükümet Konağına ve Kadifekale’ye çekildi. Birinci Süvari Tümeni Komutanı Mürsel Paşa bir Fransız harp gemisi telsizi vasıtasıyla, İzmir’e girildiğini Ankara’ya bildirdi. İzmir’de Türk halkının sevinci o denli büyüktü ki askerlerimiz çiçek yağmuru altında kaldı.
Başkomutan İzmir’in alınışı dolayısıyla ordulara şu tarihi mesajını yayınladı:
“İlk verdiğim Akdeniz hedefine varmakta orduların gösterdiği gayret ve fedakarlığı hürmet ve takdirle anarım. Elde edilen büyük muzafferiyetin yapıcısı olan kıymetli arkadaşlarıma en içten teşekkür ve tebriklerimi bildiririm. Orduların bundan sonra verilecek hedeflerin alınmasında da aynı fedakârlık yarışmasını göstereceklerine inancım tamdır”.
9 Eylül günü 3’üncü Kolordumuz Bursa’yı savunan Yunan birliklerini geri atarak şehri kurtardı. Türk Ordusu’nun İzmir ve Bursa’yı alması üzerine Mustafa Kemal Paşa, millete bir beyanname yayınladı. Torbalı ve Menderes Vadisi’nden çekilen Yunan birlikleri, Seydiköy civarında kısa bir çarpışmadan sonra süvarilerimiz tarafından esir alındı. 9 Eylül günü; Menemen yakılmadan kurtarıldı, Seydiköy Türk kuvvetlerinin eline geçti. Akıl almaz bir hızla ilerleyen piyade birlikleri de bir gün sonra Başkomutan ile birlikte İzmir’e gelmişti.
18 Eylül 1922 tarihine kadar yapılan Takip Harekâtı ile bütün Batı Anadolu’daki Yunan askerleri sınırlarımız dışına çıkarıldı.
15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkıp, Anadolu’nun hemen yarısını istila ederek, burada Yunan Asya İmparatorluğu’nu kurmak rüyasıyla üç seneyi aşkın bir süre içinde anayurdumuza saldıran düşman orduları, nihayet 18 Eylül 1922 gününde tek bir er kalmamak suretiyle vatanımızın bu bölgesinden tamamen temizlenmiş oldu.
Mağlup Yunan kuvvetlerinden İzmir’e dönebilen 12.000 kişilik grup, savaş gemilerine bindirilerek Yunanistan’a gönderilmiştir. Takip harekâtının başarı ile sonuçlanması yalnız Batı Anadolu’yu Yunanlılardan temizlemekten ibaret değildir. Türk ordusunun yaptığı bu harekât ile, İzmit bölgesinden İstanbul Boğazı’na, Balıkesir bölgesinden Çanakkale Boğazı’na kadar hayati önem taşıyan diğer stratejik hedefler de büyük bir ustalıkla İtilaf Devletleri’nin işgalinden, olaysız olarak ve barış yoluyla kurtarıldı. Takip Harekâtı; Türk ordusunun kahramanlığı yanında askeri ve siyasi alanda gösterdiği yüksek sevk ve idare ile birlikte kudret ve kabiliyetini de ispat eden büyük bir eserdir.
Türk Ordusunun kazandığı bu zafer, Mudanya Ateşkes Antlaşması’na giden süreci başlattı. Türkiye, Mudanya Ateşkes Antlaşması’ndan sonra 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması’nı imzaladı. Böylece Türk milleti, varlığını bütün dünyaya kabul ettirmiş, Türk devleti de tam bağımsızlığını kazanmış oldu.
(Devam edecek)