İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer meclis oturumunda İzmir’in 100. yıldönümü kutlamalarına ilişkin konuştu. Başkan Soyer, “Bütün Türkiye’ye umut ve moral veren bir buluşmaydı. Bu memlekette hafızayı tazelemezseniz, bir gün birileri vatan hainlerini kahraman yapmaya kalkar. Hain Vahdettin ülkeyi terk etti. Bu ilkokul 2’nci sınıf bilgisi. Başka bir tarih yazmaya kalkışılabilir ama gerçekler değişmez" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Eylül ayı ilk birleşimi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in idaresinde dün akşam yapıldı. Kültürpark 4 No’lu holde kurulan yeni meclis salonundaki toplantı Büyükşehir Belediyesi’nin bir aylık faaliyetlerini anlatan videonun gösterilmesiyle başladı. Ardından Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu Çiğli Cumhuriyet Mahallesi’ndeki heyelanla ilgili araştırmanın sonucunu paylaştı. Bölgede yapılması gerekenleri anlatan Candan Gökçeoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarına bakanlıkların ve ilgili kurumların da destek vermesi gerektiğini ifade etti.
“ÇOK NEŞELİ, GURURLUYUM"
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, meclis oturumunda İzmir’in 100’üncü kurtuluş yıldönümü etkinliklerine yönelik değerlendirmede bulundu. Başkan Soyer şöyle konuştu:
“Bu yıl düzenlediğimiz 9 Eylül kutlamaları ile ilgili iki temel sebebimiz var. Birincisi 100 yıl ülkelerin tarihinden çok önemli bir zaman dilimidir. 100 yılın mutlaka hatırlanması ve hatırlatılması lazım. Hep verdiğim örnek; Fransız İhtilali''nin 100''üncü yılı vesilesi ile Eyfel Kulesi yapılmış. Ülkeler zaferlerinin, cumhuriyetlerinin 100’üncü yılını, her zaman görkemli şekilde kutlamak istemişler. Bu çok anlaşılır bir şey. Ben daha adayken ‘Ne şanslıyım ki bu memleketin cumhuriyetinin, kurtuluşunun 100’ncü yılında belediye başkanlığı yapacağım’ demiştim. Bizler ne şanslıyız ki 100’üncü yılı kutluyoruz. Çok neşeliyim, çok mutluyum, çok gururluyum.”
“BİRİLERİ VATAN HAİNLERİNİ KAHRAMAN YAPMAYA KALKAR"
Ülkenin hafızasının tazelenmesi gerektiğini söyleyen Soyer şöyle devam etti:
“Bu memlekette o hafızayı tazelemezseniz, bir gün birileri vatan hainlerini kahraman yapmaya kalkar. Bir gün birleri onlarca meşakkatle kazanılmış zaferleri, bir kurşun bile sıkılmadan kazanılmış zaferler olarak tarif etmeye kalkar. Biz hafızamızı tazelemek zorundayız. Hain Vahdettin ülkeyi terk etti. Bu ilkokul 2’nci sınıf bilgisi. Başka bir tarih yazmaya kalkışılabilir ama gerçekler değişmez. Başka bir çaba içerisine girebilirsiniz. Onu kahraman göstermek isteyebilirsiniz. Ama gerçekler değişmez. ‘Çanakkale geçilmez’ denilen, binlerce şehit verilen Çanakkale geçildi. Nasıl geçildi? Hiç kurşun sıkılmadan geçildi. Ne oldu şehitlerin aziz hatırası? Vahdettin ve Damat Ferit Paşa, Sevr Anlaşmasını imzaladı.”
“ECDADIMIZ İLE PROBLEMİMİZ YOK… VATAN HAİNLERİ İLE VATAN KAHRAMANLARINI AYRIŞTIRMAK LAZIM”
Soyer Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u aldığını anımsatarak şunları söyledi:
"Dünyanın o tarihteki en karizmatik, dört dil bilen, vizyon sahibi genç bir lideri. Bizim atamız, iftihar ediyoruz. Atalarımız ile iftihar etmek birilerinin tekelinde değil. Hepimiz bu vatanın insanıyız ve onlar bizim atamız. Piri Reis, Mimar Sinan nasıl atamızsa, Barbaros Hayrettin Paşa nasıl atamız ise Fatih Sultan Mehmet Han bizim atamız. Bizim ecdadımız ile ilgili bir problemimiz yok. Vatan hainleri ile vatan kahramanlarını ayrıştırmak lazım. Eğer ayrıştırmazsanız, aynı kaba koyarsanız, olmaz. Şehitlerin ruhunu incitirsiniz.”
“HIRSIZLAR VE HARAMİLER İLE YOLUMUZU AYIRMAK ZORUNDAYIZ"
Soyer konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizim milli kahramanımız Mustafa Kemal Atatürk için 5 idam fermanı çıkarıp öldürmek istemişler. Kim? Vahdettin… Kaç tane suikast düzenlemek istemişler. Kim? Damat Ferit Paşa. Ve ne yapmışlar? İngiliz zırhlılarına binip gitmişler. Ben bu adamın nesini savunayım. Milliyetçilik de yurtseverlik de ecdada saygı da kimsenin tekelinde değil bu memlekette. Bizler atalarımızı saygı ile anmaya devam edeceğiz. Hırsızlar ve haramiler ile yolumuzu ayırmak zorundayız. Tarih bize bunu söylüyor. Atalarımız dünyaya büyük bir ders vermiş. Sadece Yunan, İngiliz değil. Bütün dünyanın emperyalist güçlerine. Bütün mazlum milletlere ilham veren ve tam bağımsızlığın, özgürlüğün mümkün olduğunu gösteren bir milli mücadele bu. Emperyalizmin yediği en büyük tokat bizim atalarımız tarafından atıldı. Bizim ecdadımızla problemimiz yok. Osmanlı da bizim, cumhuriyet de bizim. Ama Vahdettin, Damat Ferit Paşa… O vatan hainleri ile yolumuz asla buluşmaz. Çektirdikleri acı ve ıstırap asla unutulmaz.”
“BUNDAN GÜZEL BAYRAM OLAMAZDI"
9 Eylül gecesi yaptığı açıklamada ayrıştırıcı bir dil bulunmadığını savunan Soyer şunları kaydetti:
“Bu memlekette insanların neşesi, eğlencesi çalındı. Sadece 9 Eylül değil İzmir Enternasyonal Fuarı inanılmaz kalabalıktı. Muazzam geçti, insanlar akın akın geldi. İnanılmaz renkli, canlı, kalabalık. Bir tek kişiden olumsuz bir şey duymadık. Aynı şey 9 Eylül akşamı yaşandı. 9 Eylül akşamı orada yüz binlerce insan vardı, bir tane şikayet gelmez mi? Bütün Türkiye’ye umut veren, moral veren bir buluşmaydı. Hem İEF hem de 9 Eylül. Çünkü insanlarımız ayrıştırıcı bir dil konuşmaktan yoruldular. Kutuplaştırılmaktan, ayrıştırılmaktan, ötekileştirilmekten yoruldular. O meydanda hep birlikte Tarkan ile coştular, atalarımızı hatırladılar. Bundan güzel bir bayram olamazdı. Hakikaten bir bayram yaşandı.”
"İLK KURŞUN DA SON KURŞUN DA İZMİR''DEN ÇIKAR"
Soyer ülkede kutuplaştırıcı bir iklimin olduğunu, barış sözcüğünden ayrışma yaratılmak istendiğini söyleyerek “Barışı kim neden savunmaz? Barışa nasıl karşı çıkarız? Yunan’a, Fransız’a gerektiğinde ders verilir. Varsa bir saldırı, işgal, tehdit en başta İzmir ayakta durur. İlk kurşun da son kurşun da yine İzmir’den çıkar. Hiç kimsenin tereddüttü olmasın. Ancak bu barışa karşı çıkmak anlamına gelemez. Biz barışı savunmak mecburiyetindeyiz” dedi.
DÜNYA ŞAMPİYONUNU TEBRİK ETTİ
Soyer, Kolombiya''nın Cali şehrinde düzenlenen Dünya 20 Yaş Altı Atletizm Şampiyonası''nda 400 metre engelli finalinde altın madalya kazanarak dünya şampiyonu olan İsmail Nezir''i tebrik etti.
MECLİS ARTIK DAHA TASARRUFLU
Üyeler daha önce basılı olarak dağıtılan meclis gündemini artık oturdukları masaların üzerindeki tabletlerden takip ediyor. Böylece gündem için basılan 30 bine yakın kağıttan tasarruf sağlanıyor. Ayrıca yeni meclis salonunda üyelerin konuşma süreleri ekrana yansıtılarak zamanın adil kullanılmasına katkı amaçlanıyor.