İyi polis kötü polis
Ben, Türkiye’de oynanan son gelişmeler karşısında, sizler kadar iyi niyetli ve umut dolu değilim. Şu anda, seyrettiğimiz ve ampul basını tarafından da sansürlenen, bence Türkiye’deki rant pastasının, paylaşım kavgası. Yani AKP içinde, bu kaosu yaratan cemaat, sanki Silivri’de 300 kadar vatanperveri mahkûm ettiren örgüt değil. Ama her rant kavgasında olduğu gibi, karşılıklı çıkar çatışmasında, bu yaşananları yaşamak mümkün. Bülent Arınç’tan hükümet adına, bu olaya tepkiyi dinlerken, yapılan şeylerin, daha önce, esir subaylarımıza, sanki aynısı yapmamışlar gibi bir havaya bürünmesi, beni kopardı.
Arkadaşlar, herkesin adalete ihtiyacı olduğunu veya olacağını yeni fark ediyor. Bu, yalnızca bir alıştırma. Hele bir iktidardan insinler, seyreyleyin lüpletilen paraların, işlerin, arsaların hikâyesini. Tarih kitapları alamayacak. Ama gerçeği sorarsanız, inanın ben bu olaydan, fazla bir şey beklemiyorum. Her iki grubun da hedefi, Türkiye Cumhuriyetini yıkmak. Düşman ortak olunca da, doğal olarak rantta anlaşır ve uzlaşırlar, devran döner. Ne zaman ki, iki kuruşluk çıkar için, bunların önünde ardında dolanan halk veya seçmen, geleceğinin gerçekten karanlık olduğunu, batağa saplandığını anlar, bunlardan ayrılır, işte o zaman, bir şeyler olur.
Gelelim ciddi ve gerçek dünyaya. Hatırlar mısınız, sizlere bizim holding ekonomistlerinin aksine, Amerikan ekonomisinin krizden çıkmaya başladığını yazmıştım. Evet, bu hafta sonu ABD’de açıklandı, krizi tetikleyen inşaat sektörü, ya da konut sektörü, burnunu yukarı kaldırmış düzeliyor. Yani özetle düze çıkıyor. Ev fiyatlarında ve üretimde artış varmış, hem de beklenenin üzerinde. İkinci olarak, oto sanayi de yıl sonu rakamlarına göre, büyük satışlar yapıyor. İşsizlik rakamları da düşüyor. Özetle, ABD ekonomisi, düze çıktı demektir. Merak ediyorum, holding yalakası ekonomistlerimiz, bundan sonra Türk ekonomisindeki fırtınaları neye bağlayacaklar.
Peki, bizde olanlara bir bakın. Borsa ne yapıyor. Herkes ağzını açmış, dışarıdan gelecek başkalarının paralarını bekliyor. El parası ile gerdeğe girecekler. Zaten, kolay para kazanılan ve paranın değeri olmayan bir yerde, parada mutlaka bir tuhaflık vardır. Ben Türkiye’de konuşurken, ev fiyatlarından, araba fiyatlarından söz ederken, bana çok sayıda kişi, ne kadar ucuz diye yorum yapmıştı. Oysa ABD’de, o önemsemedikleri parayı kazanmak için, insanların ortaya koydukları çabayı ve akıttıkları alın terini, ben bilirim. Burada bir peninin, yani bir kuruşun değeri vardır. İnsanlar bu yüzden devlete verdikleri her kuruş verginin hesabını sorar.
Mesela buralarda, adam en demokratik lider benim dese de, onun demokratik olup olmadığı, adaletle, yasalarla ve anayasa ile sınanır. Oysa bizde öyle mi ya? Merkezi New York’ta bulunan, Gazetecileri Koruma Komitesi, yayınladığı raporla, Türkiye’nin dünyada en fazla gazeteci hapseden ülke olduğu sonucuna vardı. Adı geçen örgütün Avrupa ve Orta Asya Koordinatörü Nina Ognianova, Türkiye’nin büyük bir başarı ile Çin ve İran ile Eritre’yi geride bırakarak, dünyada en fazla gazeteci tutuklayan ülke olduğunu açıkladı.
Bayan koordinatör, geçen yaz Türkiye’ye gelip Adalet Bakanlığı yetkilileri ile görüşmüştü. Belli ki Tayyip Bey’in adalet meleklerinin, bizde hapiste olan gazetecilerin mesleki suçlardan değil de, kalemle terör yaratmaktan içerde oldukları tezleri ikna edememiş. Hele raporda öylesine bir laf var ki, “al bir kaya nerene dayarsan daya” türünden. “Türkiye, son birkaç yıl içinde, en fazla umut duyulan ülke olmaktan çıkıp, en fazla kaygı duyulan ülke statüsüne ulaşmıştır.” İşte rapordaki sözler. Raporda daha da acıtacak, bir gazeteci olarak insanları incitecek, çok şey var, ama incinecek gazeteci gerekiyor.
Sonuç olarak Türkiye, oldukça hassas bir döneme giriyor. Neresinden bakarsanız bakın, aklı başında bir ülkede ve özellikle demokrasinin egemen olduğu uygar ülkelerde, böyle skandallarda, hükümetler istifa eder. Bizde böyle bir şey olmayacağı konusunda, geçmiş on yıla bakarak, garanti verebilirim. Olsa, olsa, zaten hükümet içinde değişiklik yapmaya hazır olduğu belli olan AKP iktidarı, bir dizi bakanı değiştirmek için, oldukça iyi bir mazerete sahip olacak. Bu yolsuzluk olayını da, yakında İsrail’in düzenlediği yolunda, hükümetten açıklamalar duyarsanız şaşırmayın. Savcıların da, saltanat ailesinin, yolsuzluklarını araştırıp, deşifre edebilecek güce sahip olup olmadığı, bu işin ne kadar gerçek olduğunu ortaya koyacaktır.