İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan'ın, parlamenter sisteme geçişle ilgili sözlerinin ardından başlayan tartışma sürüyor. İki ana başlık altında devam eden tartışmanın bir ayağında "erken seçim" diğer ayağında ise "AKP ile işbirliği" var.
Sakarya Milletvekili ve İYİ Parti Mali İşler Başkanı Ümit Dikbayır, mecrasından taşan bir tartışma yaratıldığına dikkat çekerek, "Asıl mesaj yerine, reytingi yüksek cümle öne çıkarılıyor" dedi.
Dikbayır, Yeniçağ'ın sorularına şu yanıtları verdi:
- Sizce Lütfü Türkkan ne demek istedi? Sözleri bir talep mi, yoksa bir yol haritasının gereği mi?
Ü.D: Lütfü beyin sözlerinin tamamını okumak gerekir. Bakın 2 gündür konuşmasının şu bölümü kasıtlı olarak perdeleniyor. Grup Başkanvekilimiz diyor ki: "Biz 2 yıl önce hangi hedef ve amaçlar için kurulduysak, o yolda devam ediyoruz. Hedefimiz ülkemize zarar verdiğine inandığımız bu garip sistemi terk edip bir an önce 'İyileştirilmiş Parlamenter Sisteme' geri dönmektir." Asıl mesaj budur. Türkiye İYİ olsun diye siyaset yapan, elini taşın altına koyan kadronun hedefi açık ve net. Ülkemiz bu derme çatma sisteme ağır bedeller ödemeye başladı. Ve zararın neresinden dönülürse kârdır diyoruz.
- Peki bu açıklama Türkkan'ın "5-6 bakanlık verilirse biz de taşın altına elimizi koyarız" sözü, siyaseten bir teklif gibi durmuyor mu?
Ü.D: Söylemeye çalıştığım da bu. Bu cümleyi tek başına okursanız tabii ki teklif gibi algılarsınız. Oysa devamında söylediği ve az önce ifade ettiğim bölüm, asıl amacı, asıl hedefi ifade ediyor. Dolayısıyla medyanın özellikle belli kısmının bu "5-6 bakanlık" kısmıyla ilgilendiğini bunu öne çıkardığını görüyoruz. Bu seçimin kasıtlı bir iletişim hamlesi olduğu kanaatindeyim. Ben size sorayım: "İYİ Parti Genel Başkanı'nın ağzından, AK Parti ile işbirliğini ima eden tek bir cümle duydunuz mu?"
Hayır duymadınız. Çünkü Genel Başkanımızın en berrak ve şeffaf olduğu noktadır burası. Meral Akşener ve İYİ Parti kadroları işbirliği değil, çözüm arayışındadır.
- Peki sizce 5-6 bakanlık sözü neden öne çıkarılıyor olabilir?
Ü.D: Çok açık. Türk siyasetinin son 17 yılında Ak Parti ile hiçbir şekilde masaya oturmamış tek siyasi partiyi zan altında bırakmak için yapılır.
Öncelikle belirteyim, hiçbir partiyi zan altında bırakmak istemem. Ama şu gerçeğe dikkatinizi çekmek isterim: "Meclis'te Ak Parti dışında kaç parti var? Dört parti var. Bu partilerle iktidar partisinin ilişkisini bir hatırlayalım. HDP çözüm sürecinde Ak Parti ile işbirliği yaptı mı? Yaptı. Peki CHP 2015 seçiminin ardından 'İstikşafi görüşmeler' adı altında Ak Parti ile masaya oturdu mu? Oturdu. Peki MHP, Ak Parti ile son 3 yıldır kol kola, koyun koyuna mı? Aynen öyle. Peki İYİ Parti'nin, bu kadar bedeller ödediği, bu kadar baskılara maruz kaldığı, örtülü mesajlarla tava getirilmek istendiği bir süreçte, iktidar partisiyle masaya oturduğunu ya da işbirliğine yanaştığını hiç gördünüz mü? Hayır görmediniz. İşte ben de diyorum ki, o konuşmadan bir bölümün öne çıkarılmasındaki amaç, görece siyasi hesaplarla kirletilememiş bir alanı, İYİ Parti'yi zan altında bırakmak. Bu kadar açık ve net.
İYİ Parti ticaret yapmıyor, siyaset yapıyor. Böyle yapmaya da devam edecek. Milletimizin ve ülkemizin menfaatlerini koruyup kollamak için yola çıktık. Alnımız açık, duruşumuz net. Türkiye'nin mecbur bırakıldığı ucube bir sistemden kurtarılması gerektiğine inanıyor ve bu uğurda mücadele ediyoruz. Mücadelemizin hedefi de bellidir: Türkiye'yi İyileştirilmiş Parlamenter Sistem'e kavuşturmak. Sözümüzü doğru okumak için, 2 yıldır verdiğimiz mücadeleyi ve ödediğimiz bedelleri de hesaba katmak gerekir.
Meral Akşener ve İYİ Parti, herhangi bir siyasi figür değildir. Ak Parti'nin ülkemize verdiği zararı gören, bu zararın telafisi için politika ve çözümler üreten, Allah'tan başka kimseden korkmayan bir cesaret ve ferasetin adresidir. Bu cesaret ve feraset, Cumhuriyetimizi tahrip eden bir siyaset anlayışıyla, ülkemizi beka sorunuyla yüz yüze getiren bir iktidarla bırakın yan yana gelmeyi, adının bile birlikte anılmasını zul sayar. Milletimiz, bunu bilmeli ve gönlünü ferah tutmalı.
- Son söz olarak ne söylemek istersiniz?
Ü.D: İYİ Parti, kıvrak dansların yapıldığı siyasette, pazarlık ya da hesapların değil, çözümlerin ve ülkenin geleceğinin peşindedir. Türk Milleti'ne verilmiş bir sözü vardır ve o sözün yılmaz takipçisidir. Gerisi malum siyasetin ayak oyunları, algı operasyonlarıdır. Yani gerisi, laf-ı güzaftır