Türkiye-Çin Parlamentolar arası Dostluk Grubu Üyeleri, Çin'in Ankara Büyükelçisi YU Hongyang'ın yemek davetine katıldı. Yemeğe davetliler arasında İYİ Parti'yi temsilen yer alan Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş'un Doğu Türkistan sorusu damga vurdu.
Yönelttiği 'Doğu Türkistan' sorusunun ardından Çin'in Ankara Büyükelçisi YU Hongyang'un yüzündeki gülümsemenin kaybolduğunu aktaran Yokuş, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Çin elçisinin o ana kadar yüzünden hiç eksilmeyen tebessümü kayboldu" ifadelerini kullandı.
Yokuş, Büyükelçi'nin toplama kamplarının varlığını inkar edemediğini belirtirken, "Asimilasyon yaptıklarını da itiraf etmiş oldu" dedi.
Yokuş'un açıklamaları şöyle:
"ÇİN BÜYÜK ELÇİSİNE DOĞU TÜRKİSTAN TÜRKLERİNİN DURUMUNU SORDUM Uzun yıllardır Çin'in Doğu Türkistan bölgesinde yaşayan ve sayıları 40 milyondan fazla olan UYGUR TÜRKLERİ, Marksist Çin yönetiminin zulmü altında inim inim inlemektedir.
Bu zulme, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, Türkiye 'de kayıtsız kalmaktadır. Bir kısım göstermelik "cılız" tepkileri de Çin Hükümeti dikkate almamaktadır!
Geçtiğimiz hafta içerisinde Çin hükümetinin, on binlerce Uygur Türk'ünü "Eğitim Kampları" adı verilen zulüm kamplarında toplaması,İnsan hakları konusunda duyarlı olan,başta Kanada olmak üzere 14 duyarlı ülke Eğitim kampları konusunda,Çin hükümetini uyaran bir mektup göndererek;
Türklere karşı yapılan İnsan Hakları ihlalleri ile ilgili açıklama talep etmişlerdir . Ne yazık ki; Çin Hükümetine, Türklere yapılan insanlık dışı uygulamaları soran ülkeler içinde Türkiye yoktur. Yani Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, sessizliğini sürdürmektedir !
Önceki gün Çin Büyük elçiliğinin daveti üzerine,Türkiye- Çin Parlamentolar arası Dostluk Grubu Üyeleri olarak, Grup Başkanımız Ahmet Arslan (Eski Ulaştırma Bakanı ) ile birlikte 7 parlamenter ( üç farklı partiden oluşan ) Çin Büyük elçiliğinin konutuna gittik."
"SOĞUK DUŞ ETKİSİ " YARATTI"
"Yemekte, Çin'le ülkemiz arasındaki ticari ilişkiler başta olmak üzere, pek çok konuda işbirliğinin artırılması hususlarında karşılıklı temennilerde bulunuldu.
Ben de özellikle son yıllarda onların "Sincan Özerk Bölgesi" dediği, bizim ise "Doğu Türkistan" dediğimiz bölgede yoğun olarak yaşayan Uygur Türklerinin sorunlarını gündeme getirdim.
Elçi Bey, Kanada Hükümeti ile birlikte 15 Ülkenin Doğu Türkistan'da, "Türklerin toplanıp Tıkıldığı Eğitim Kamplarını" sordum. İnsan hakkı ihlalleri iddialarını dile getirdim ..! BU SORUM "SOĞUK DUŞ ETKİSİ " YARATTI!
Çin elçisinin o ana kadar yüzünden hiç eksilmeyen tebessümü kayboldu. Yerini Öfke aldı. Başladı anlatmaya; Tercümanı da bize tercüme etmeye "Söz konusu Eğitim kamplarının varlığını İnkar edemedi. Ancak, mesleki eğitim yaptırdıklarını söyledi. Dahası Radikal islamcıların eline Uygur Vatandaşlarımız düşmesin diye kamplarda aydınlatma yapıldığını söyledi. (Bu sözden de anlaşılacağı gibi asimilasyon yaptıklarını da itiraf etmiş oldu )
Müslüman Türklerin, ibadetlerini rahatlıkla yaptıklarını anlattı.
Ayrıca Sincan Özerk bölgesinde,nüfusun çoğunluğunu Uygurlar oluşturduğu için,Özerk bölgenin başındaki yöneticinin Uygur olduğunu,kendi yasalarında bir bölgede yaşayanların etnik nüfusu % 64 oranının üstünde ise, O bölgeyi yöneten kişinin İlgili etnik gruptan oluştuğunu ifade etti .!
Bütün bunları söylese de inandırıcılığı yoktu. Batı basını başta olmak üzere, Türkiye'de bu konuda yapılan yayınların maksatlı olduğunu söyleyerek yalanlamaya çalıştı. Yukarıda da ifade ettiğim gibi Elçi beyin yüz ifadeleri konuşurken zaman zaman sesini yükseltmesi ve bakışlarında ki öfke ve rahatsızlık, tam anlamı ile "Suçluluk Psikolojisi" içinde davranış sergilemiş olması, beni oldukça mutlu etmiştir.
Bir Türk evladı olarak Parlamentoya girince, "Önce İnsan Hakları Komisyonu" üyeliği isteyip, ülke insanımızın haklarını savunmak, daha sonra Parlamentolar arası TÜRKİYE -ÇİN Dostluk Kurulu Üyesi olmamı sağlayan parti yöneticilerime şükranlarımı bir kez daha sunuyorum. Daha yeni başladık. Her yerde ve her zaman
"Varlığımız Türk Varlığına Armağan Olsun " deyip, Türk -İslam Ülkümüz doğrultusunda, Dünya Türklüğüne ve İslam alemine ve hatta insanlığa sahip çıkmaya devam edeceğiz. YAŞASIN DOĞU TÜRKİSTAN TÜRKLÜĞÜNÜN BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ."