İYİ Parti Trabzon Milletvekili Örs, kronik hastaların tedavi süreci ile ilgili yaptığı açıklamada, pandemi şartlarının yoğun biçimde yaşandığı bu günlerde, pandeminin bir an önce bitirilmesine yönelik çabaların doğru olduğunu ancak bu süreçte kronik hastaların tedavilerinde yaşanan aksamaların giderilmesi gerektiğine vurgu yaparak şu görüşlere yer verdi:
“Pandemi ile mücadelemiz devam ediyor. Covid-19 hastalığı açısından en fazla risk altındakilerin yaşlılar ve kronik hatalığı olan kişiler olduğu anlaşılınca 65 yaş ve üzerindeki yaşlıların ve yaşına bakılmaksızın kronik hastalığı olan kişilerin yaşamlarının sınırlandırılması, sokağa çıkmamaları ve evde kalmaları sağlandı. Salgının başlangıcında bütün hastaneler pandemi için seferber edildi, bu esnada yoğun servis yataklarının hemen tamamı Covid-19 tedavisi için ayrıldı, poliklinik hizmetleri ya durduruldu ya da Covid-19 dışında kalan minimum sayıdaki hastaya hizmet verilmeye başlandı. Aile hekimleri, toplum sağlığı merkezlerinde görev yapan sağlık personeli, salgında temaslı kişi arama hizmetlerinde (filyasyon) görevlendirildi. Bu önlemler nedeniyle kronik hastalığı olanların ve yaşlıların başvurabilecekleri sağlık kuruluşu sayısı çok azaldı. Yaşları 65 üzerindeki kişilerin evlerinden çıkmaları için kaymakamlıktan ya da e-devlet üzerinden mazeretlerini beyan ederek izin almaları koşulu getirildi. Bu kişilerin aile yakınları ile temas kurmaları bile sınırlandırıldı. Bütün bu uygulamalar sonucunda başta yaşlı nüfus olmak üzere kronik hastalığı olanların sağlık kuruluşlarına başvurmalarında zorluklar yaşandı; Covid-19 dışı hastalıklar ikinci planda kaldı; kronik hastaların tedavileri ciddi ölçüde aksadı, hastalar normal izlemlerini aksattılar.”
"ARAŞTIRMALAR YAPILMALI"
Örs, yaptığı açıklamada; kendisinde kronik bir hastalığın ilk belirtilerini hisseden kişilerin salgın sürecinde sağlık kuruluşlarına başvurmaktan çekindiği için erken tanı açısından en elverişli dönemde almaları gereken sağlık hizmetini yeterince alamadıklarını kaydederek “Sokağa çıkmanın sınırlandırılması, ilaç erişmedeki zorluk, rutin sağlık kontrollerinin yapılamaması, fiziksel hareketsizlik, beslenme alışkanlıklarının değişmesi, sokağa çıktıklarında ise hastalanma risklerinin artmış olması gibi faktörler nedeniyle kronik hastalığı olan kişiler mağdur oldu; kronik hastalıklarla mücadele hizmetleri hasar gördü.” dedi.
Kronik hastalıklarla mücadelede yaşanan aksaklıkların giderilmesi için önerilerde bulunan İYİ Parti Trabzon Milletvekili Dr. Hüseyin Örs açıklamasında şunları söyledi:
“Aksaklıkların ortadan kaldırılması, hasarın giderilmesi için gerekli araştırmalar yapılmalı, uzmanlardan oluşan ekipler oluşturulmalı, gerekli stratejik planlamalar yapılmalı ve projeler geliştirilip bir an önce uygulamaya konulmalıdır. Bu noktada neler yapılabilir? Daha önce pandemi ile mücadele amacına tahsis edilmiş hastanelerden yeteri kadarı, ülke içinde dengeli bir şekilde covid-19 dışındaki hastalara ve özellikle kronik hastalığı olanların kullanımına açılabilir. Kamu hastanelerinin kronik hastaların kullanımına açılması özellikle önemlidir. Böylece, kronik hastalığı olanlar özel hastanelerin maddi yükünden kurtulacaklardır. Yaşına bakılmaksızın kronik hastalığı olanların Covid-19 açısından en riskli grupta olmaları dikkate alınarak bu kişilerin Covid-19 aşılanmalarına öncelik verilmesi önemlidir. Unutmayalım ki; kronik hastalığı olan kişilerin “evde bakım” programı çerçevesinde izlenmeleri hayati önem arz etmektedir. Bu hizmetler ülkemizde aile hekimleri, belediyeler ve kısmen özel sektör tarafından yürütülmektedir.
Bu konuda ele alınması gereken önemli bir husus aile bireylerinin eğitilerek evde bakım hizmetlerinde rol almalarının sağlanmasıdır. Ayrıca; aile hekimliği ekibine bir çalışanın daha eklenerek bu personelin özellikle kronik hastalığı olanların izlenmesinde ve evde bakım hizmetlerin güçlendirilmesinde kullanılması sağlanabilir. Bu hastaların yaşam düzenlerinin bozulması ve gelirlerini kaybetmeleri gibi faktörler tedavilerini aksatmalarına ve hastalıklarının şiddetlenmesine yol açmıştır. Dolayısıyla bu gruptaki kişilerin pandemi döneminde aşılanma, evde bakım, tıbbi bakıma erişme gibi her türlü hizmetin verilmesi konusunda öncelikle gözetilmeleri gerekir. Kamuda çalışanların pandemi sırasında izinli sayılmaları hakkındaki karar olumlu olmakla birlikte, özel sektörde çalışanların bu haklarını yeterince kullanamadıkları bilinmektedir.
"HER ZAMAN KISA SÜRELİ DEĞİL"
Pandemi sırasında fiziksel ve sosyal kısıtlılıklara bağlı olarak duygudurum bozuklukları, kaygı bozuklukları ve travma sonrası stres gibi aşırı korkudan kayıtsızlığa kadar çeşitli psikolojik tepkiler de görülebilmektedir. Bu durumların her zaman kısa süreli olmadığını, şiddetli ve kalıcı ruhsal sorunlara yol açabildiğini biliyoruz. Psikolojik sorunlar açısından en fazla risk altındakiler arasında sağlık çalışanları, yakınlarını kaybedenler, yalnız yaşayanlar, ev dışına çıkışları sınırlandırılan kişiler, hastanelerde tedavi görmek zorunda kalanlar, uzun süre izole edilenler, karantina nedeniyle uzun süre sevdiklerinden ayrı kalanlar, Covid-19 hastalığı geçirdikleri için toplumdan dışlananlar, geçim kaynaklarını kaybedenler, kronik hastalığı olup tedavilerini aksatanlar ve bir ruh sağlığı sorunu nedeniyle zaten tedavi görmekte olanlar sayılabilir.
Yapılması gereken şeylerden biri de bu konuda kapsayıcı bir araştırma yaparak durumu saptamak ve gerek pandemi döneminde gerekse pandemi sonrasında bu risk grubundaki insanlara nasıl hizmet verilmesi gerektiği konusunda stratejiler geliştirmektir. Bu noktada aile hekimlerinin, söz konusu kişilerle nasıl iş birliği yapacaklarının belirlenmesi önemlidir. Bunun için aile hekimlerinin hızla ruh sağlığı hizmetleri konusunda hizmet içi eğitimlerinin yapılması sağlanmalıdır. Ayrıca, kronik hastalığı olduğu bilinen kişilere yaşamlarını bir düzen içinde sürdürmelerini sağlayıcı parasal destek verilmesi de sosyal devlet olmanın bir gereğidir"