HAKAN DİKMEN / ERZURUM - YENİÇAĞ
İYİ Parti Erzurum Milletvekili Naci Cinisli Antalya Diplomasi Forumu üzerine TBMM''de bir konuşma gerçekleştirdi.
Gazi Meclisinde Antalya Diplomasi Forumu üzerine görüşlerin dile getiren İYİ Parti Erzurum Milletvekili Naci Cinisli konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
Görüştüğümüz kanun teklifiyle kurulması öngörülen Antalya Diplomasi Forumu Vakfının ülkemiz dış politikasına katma değer sağlamasını, ülkemizin saygın markalarından biri olmasını ümit ederim. Benim de faaliyetlerine katılmaya gayret ettiğim bu organizasyonun vakfa dönüştürülmesinin de hayırlı olmasını dilerim. AK PARTİ iktidarlarının yürüttüğü uluslararası ilişkiler bizim anladığımız manadaki diplomasiyle bağdaşmıyor çünkü Türkiye Cumhuriyeti devletinin biriktirdiği köklü dış politika müktesebatını ve tecrübelerini göz ardı ederek kişisel ilişkilerle hareket etmek, dış politikayı iç politikaya malzeme yapmak diplomasi olmadığı gibi ülkenin de hayrına değildir. Meclis görevim dolayısıyla yaptığım dış temaslardan Dışişleri Bakanlığımızın çabalarını tespit ediyorum. Maalesef bu çabalar Bakanlığımızın kadim gelenekleri ve bilgisi ülkemizin avantajları için yeteri kadar kullanılmıyor. Bunun nedeni sarayda Dışişleri Bakanlığına paralel kurulmuş ayrı bir yapının olması. Görüştüğümüz teklifte de Sayın Bakanın ağırlığını hissediyoruz ama Bakanlığın ağırlığını hissedemiyoruz maalesef.
DARBE ZİHNİYETİNİN İZLERİNİ TAŞIYAN BİR USUL BENİMSENMİŞ
Antalya Diplomasi Forumu Vakfının 3 organı bulunuyor; bunlar mütevelli heyeti, yönetim ve denetim kurulları. Kanun teklifine göre mütevelli heyetinde ve kurullarda görev yapacak zevat atamayla belirleniyor. Üstelik daimi üyelik gibi darbe zihniyetinin izlerini taşıyan bir usul de benimsenmiş. 6 daimi üye Sayın Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. Biz, bu usulü darbe dönemlerinden hatırlıyoruz. Demokrasiyle bağdaşmayan yapılarda ne kurumsal gelişmeden söz edilir ne de teklif gerekçesinde belirtilen amaçlar gerçekleşir. Bu anlayışla Türkiye''yi diplomasi ve dış ilişkiler çerçevesinde tanıtma amacı boş 2023 hedefleri gibi palavra olur, ülkemizin yetişmiş insan kaynağı da heba olur. Samimiyetle devlet, devlet menfaati için çalışmak isteniyorsa Vakıfta hak ederek görev yapacak zevatın, özellikle üst düzey görevlerde liyakatle çalışmış, bilgi biriktirmiş olması ve görevi devretme sorumluluğunu da bilmesi gerekir.
Vakfın kadrolarının ülkemizin millî çıkarları temelinde değil de iktidarın partizan tercihlerine göre belirlenmesinden endişe ederim. Kanun teklifinde ifade edildiği üzere mevcut Dışişleri Bakanı da daimî üye olarak atanabiliyor. Bu hâlde Antalya Diplomasi Forumu Vakfının, mevcut Dışişleri Bakanı için kendi seçim çevresinde emekliliğini geçireceği bir mevki, hayat boyu çevresini ağırlayacağı bir makam, bir derebeylik olacağı anlamı akla geliyor.
Türkiye''nin jeopolitik önemi de o kadar büyük ki özgül ağırlığı yüksek, ciddiye alınan ve dış politikayı iç politika için değil de Türkiye''nin yararı için yapan bir hükûmet iktidar olsaydı uluslararası ilişkilerde rolümüz aslında çok daha fazla olurdu ve böylesine bir kriz ortamında dünyanın dikkatini çok daha fazla çekerdik. AK PARTİ öncesinde dış politikada devletimizin önceliği bölgemizde ittifaklar kurmak, uzlaşmalar sağlamaktı. Böylece hem olası riskler bertaraf edilir hem de bölge ülkeleriyle karşılıklı çıkar sağlayacak sonuçlar elde edilirdi. Lüzumsuz didişmelerin içine girmeyen Türkiye''nin itibarı da bugünkü hazin duruma kıyasla oldukça yüksekti. AK Parti’nin ön yargıları yüzünden Batı dünyasıyla aramızda ördüğü duvar, "Batı''dan uzaklaş, Doğu''da yüksel." yanlış stratejisi bizi bölgemizde ve uluslararası platformlarda yalnızlaştırdığı gibi, bizi Doğu''nun da gözünden düşürdü, sıradanlaştırdı. Dünyada en çok bilinen diplomatik konferansların başında Dünya Ekonomik Forumu ya da diğer adıyla Davos Zirvesi geliyor. Davos Zirvesi, dünyanın önde gelen siyasilerini, iş insanlarını, ülke liderlerini bir araya getiriyor. Örneğin, geçtiğimiz yıl 52''ncisi düzenlenen Zirve''ye 50 devlet lideri, 300 hükûmet temsilcisi ve yaklaşık 2.500 küresel iş dünyası yetkilisi katıldılar. Darısının Antalya Diplomasi Forumu''nun başına olmasını samimi olarak temenni ederim. Ancak, sormak zorundayım: Münih Güvenlik Konferansı veya Dünya Ekonomik Forumu gibi prestijli sivil inisiyatifler kanunla mı kuruldu? Dünya Ekonomik Forumu''na üyelik 60 bin dolardan başlıyor, stratejik ortak üyeliği 600 bin dolar; Davos Zirvesi''ne katılmak için ise 27 bin dolar ilave ödeme talep ediliyor. Genel bütçeden belli olmayan tutarların aktarılmasıyla finanse edilmesi öngörülen ve kanunla kurulan bir vakfın düzenleyeceği faaliyetlerin ne kadar bağımsız, inandırıcı, tarafsız olduğuna ve herhangi bir özel çıkara bağlı kalmadığına karşı uluslararası kamuoyu nasıl ikna olacak anlaşılır iş değil.
"ULUSLARARASI KAMUOYU NASIL İKNA OLACAK?"
Bu Forum''un yapısı da bu kanun teklifinde bir sivil inisiyatif olmaktan çıkmaktadır. Güzel doğmuş, gelişmekte olan Antalya Diplomasi Forumu''na bu kanun teklifi zarar verir. Otoriter rejimlerdeki modellere benzeyen böyle bir yapı altında ülkelerin liderleri, hükûmet temsilcileri, iş insanları ülkemizin yumuşak gücü olmaya aday Forum''da yer almak için çaba sarf eder mi, saygı duyar mı bunu sormak isterim. Dış politika hedeflerini gerçekleştirmek için kullanılan yumuşak güç unsurlarının uzun vadede sağlanan güven duygusuyla birleşirse katkı sağlayacağını ifade eder.