Belediyelerin yardım kampanyasına karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “devlet içinde devlet olmaz” söylemini değerlendiren Kavuncu, “Bazı konuların tarihe not düşüleceğini düşünüyorum. Özellikle bu yardımlarla ilgili devlet bir çağrı yaptı fakat ondan önce belediyelerin bir bağış kampanyası başlamıştı. Ve buna ‘devlet içinde devlet olmaz’ denilerek bir tepki gösterildi ve bu bağışların toplanması engellendi. Herhalde bu Covid-19’dan sonra en çok konuşulacak konu bu olacak. İki yönden bence; birincisi, ‘devlet için devlet olmaz’ diyecek en son kişi bunu söylüyor. Devlet içinde devlet en fazla AK Parti hükümetleri döneminde palazlandı ve yeşerdi. Bunu Türkiye’de biri söyleyecekse en son Sayın Cumhurbaşkanı söylemeli. İkincisi, bu yardımları ‘devlet içinde devlet’ olarak nitelemek, zamanında devlet içinde devlet oluşmasının yanında o kadar masum kalıyor ki. Biz de İl Başkanlığı olarak erzak ve yardım kolisi topluyoruz ve dağıtıyoruz. Sonuçta garibana gidiyor. Neden bundan rahatsız olur bir ülkenin Cumhurbaşkanı?” dedi.
Gündemdeki infaz yasasıyla ilgili konuşan Uğur Poyraz, “Burada iki konuyu belirlemek lazım. AK Parti Meclis Grubu’nun İYİ Parti Meclis Grubu’na gelerek, öncesinde yaptığı açıklamalar var. Öncesinde hazırlanan taslaklarda ne kadına karşı şiddet ne de cinsel suçlar gibi hiçbir unsur yoktu. Tabii burada, Sayın Genel Başkanımızın “devlet analığı” duruşuyla, bunları biz kamuoyuna açıklamadık. Görüşmelerden sonra, biz bu görüşmenin ve oluşturulan ilk taslak metninin kamuoyuna açıklanması gerektiğini, kamuoyu görüşü olmadan böyle bir hazırlığın yapılamayacağını dile getirerek bunun üzerine önerilerimizi iletmek istedik. AK Parti Grubu bu taslak metni kamuoyuna açıklamadı. Bizde bu işin ham metni var ama kamuoyuyla paylaşılmadı. Biz kendilerine önerdik fakat kendileri paylaşmadığı için siyasi nezaket ve devlet adabımızla ham metni paylaşmıyoruz. Bu CHP’de ve HDP’de de var. Gelen heyete şunu sordum: ‘Cezaevlerinde bir koronavirüs salgın riski mi var?’ Eğer burada risk varsa ve bunu bertaraf etmeye yönelik bir amaç söz konusuysa uygulanması gereken metot infaz indirimi değildir. Buradaki mahkûm ve tutukluların sağlıklarını ve bunlar devlete emanet oldukları için, güvenliklerini sağlamak üzere bir araya gelmeliyiz. Bu ayrı bir konu. ‘Hayır, böyle bir sıkıntı yok’ dediler. AK Partili vekiller Genel Kurul’da da koronavirüs riski olmadığını açıkladı ve bu da Meclis tutanaklarına geçti” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, “Zaten bizim koyduğumuz şerhteki vurguların benzerleri, İzzet Özgenç, Adem Sözüer ve Mahmut Koca hocalarımızın yayımladığı raporda da söz konusu. İYİ Parti çok daha önce tavrını ortaya koydu. Mesela orada bahsedilen bir konu, suçluları sosyalleştirmeyle alakalı asli bir amacın gözetilmediği söz konusu. Yine bizim verdiğimiz şerhte, zimmetine para geçirme suçlarında ‘eski haline getirme şartı’ aranması önerisi var. Mağdurlara hiç söz hakkı tanınmamış. Bir başka önemli nokta daha var. Birçok adi suç kapsama alınmış fakat bugün cezaevlerinde, ‘düşünce suçlusu’ diye nitelediğimiz ya da gazeteci kimliğiyle yargılanan, tutuklu bulunan, Murat Ağırel gibi insanlar var. Bu metin, bu insanları da kapsamıyor. Kamu vicdanını da yaralayan, insanların en çok sorguladığı noktalardan biri de bu” dedi.