Halil YATAR / YENİÇAĞ
İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı İsmail Tatlıoğlu. Meclis'te düzenlediği basın toplantısında koronavirüsle mücadele üzerinden eleştirdiği hükümete önerilerde bulundu. Gerekli tedbir politikalarının devreye sokulmaya çalışıldı ama yapılanların genel olarak bir hükümet politikası üzerine çıkmadığını kaydeden Tatlıoğlu, Devlet refleksi, tüm ülkelerde toplam gücü harekete geçiren bir reflekstir. Bu krizler ancak ve ancak devlet refleksiyle geride bırakılabilir" dedi.
Tatlıoğlu, salgının daha önce karşılaşmadığımız bir ekonomik daralmaya sebep olacağını vurguladı.
Krizin ne denli sert geldiğine ilişkin verilerin oluşmaya başlandığını söyleyen Tatlıoğlu, "Mart ayında ihracatımız yüzde 18 azaldı. AB'ye olan ihracatımızdaki azalma ise yüzde 31. Geçen yıl 34,5 milyar dolar gelir elde ettiğimiz turizm sektöründeki daralma da ekonomimizi derinden etkileyecek. İhracat ve turizm üzerinden bakıldığında 200 milyar doları aşan gelirimiz büyük bir daralma yaşayacak. Son veriler, ekonomideki toplam faaliyetin yüzde 50 azaldığını gösteriyor. Bu, süreç bir çeyrek sürerse 2020'de yüzde 10 küçülme anlamına geliyor" dedi.
200 milyar doları aşan üretim yapısında ciddi bir daralmanın beklendiğini ve tarihin en sert krizine karşı ekonomi yönetiminin henüz bir strateji ortaya koyamadığını ifade eden Tatlıoğlu, şunları söyledi:
"Türkiye'nin bir stratejiye ihtiyacı var. Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı 21 maddelik ekonomik tedbirler çok anlamsız kalmaktadır. Tüm tedbirler parça parça alınmakta ve taksit taksit karantina olmaktadır. Kriz yönetimi, adeta kekeme komutan gibi yürütülmektedir. Türkiye'nin üretim gücünü minimum hasarla ayakta tutmak, şirketlerin iflasını engellemek ve hane halkının gelir akışını devam ettirmek gerekmektedir. Krizden önce KOBİ'lerin takibe düşen borçları kriz sonrasında hızla artacaktır. Varlık Fonu'nun acilen devreye sokulması gerekmektedir. Sıkıntıya girecek işletmeler için geri alma opsiyonlu borç hisse takası devreye sokulabilir. Özellikle işletmelerin kısa vadede borçlarını aşabilmeleri için çok düşük bedellerle yurt dışı fonlara satılmasını engellemek adına Varlık Fonu kaynak yaratarak işletmelerden geri alma opsiyonlu borç hisse takasını devreye sokmalı. Varlık Fonu bugünler için vardır. Düşük gelirlileri de hesaba kattığımızda 10 milyon hanenin nisan ve mayıs aylarıyla ilgili ihtiyaçlarını karşılamak durumundayız. Bu hanelere kişi başı 500 lira olmak üzere yardım yapmak zorundayız. Bu yaklaşık 2 ay için 40 milyar liralık bir kaynak gerektirmektedir. Nakit para ihtiyacı sıkıntısı varsa kupon sistemi ile yapılabilir. Bu ailelere tüketici kuponu dağıtılabilir ve bu kuponlar bir yıl içerisinde geri toplanmak üzere bu ihtiyaç giderilebilir. Bağışa yönelik kampanya devletin değil, milletin metodudur. Devlet, para yoksa borçlanma yoluyla bunu gerçekleştirebilir. Bu borçlanma tasarruf sahipleri ve Merkez Bankası'ndan yapabilir."