İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı ve Samsun Milletvekili Erhan Usta,
konuşmasında, Açıklanan ekonomi programının Türkiye’nin ekonomik sorunlarını çözebilecek bir program olmadığını, toplumun sorunlarını gözardı eden, şu anda yaşanan sıkıntıları çözmeye yönelik herhangi bir tedbir içermeyen bir program ve bütçe ile karşı karşıya olunduğuna vurgu yaparak şunları söyledi:
"MİLLETİN FAKİRLEŞTİĞİNİN İTİRAF BELGESİDİR"
"Devlet israf edebilir fakat özel sektöre tasarruf et diyen bütçe ve program anlayışıdır. Bu bütçe hiçbir zaman Türkiye’nin yaşadığı kırılganlıkları atlatabileceği bir program değildir. 2023 kur hedefini bugün Türkiye neredeyse yakalamış durumda. Bu bütçe milletin fakirleştiğinin itiraf belgesidir. 2020 yılında kişi başına gelir olarak öngörülen miktar Türkiye’nin 2006 yılında yakaladığı kişi başı gelirdir, dolayısıyla Türkiye’yi 15 yıl geriye götüren bir program ve bütçe ile karşı karşıyayız. Büyüme ile cari açık arasında ciddi bir tutarsızlık vardır. Yıl sonu hedefini 8 ayda yakalamış bir cari açık var."
TÜRKİYE 1990’LI YILLARDA YAŞADIĞI BORÇLANMA VE FAİZ SARMALINA YENİDEN GİRDİ
Türkiye’nin 1990’lı yıllarda yaşadığı borçlanma ve faiz sarmalına yeniden girdiğini belirten Usta, 90’lı yılların ortalama kam açığından daha yüksek bir kamu açığı olduğunu, daha kötüsünün ise önümüzdeki üç yıl içerisinde bu açıkta hissedilir bir düşüş olmayacağının öngörüldüğünü söyledi.
Erhan Usta, Partili Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildiği dönemde Türkiye merkezi yönetim bütçesinin topladığı vergilerin sadece 10,5’ini faize harcadığını iki yıl sonra bunun yüzde 19 olduğunun altını çizerek, ödenen verginin daha fazla kısmının faize verildiğini belirtti ve ekonomideki bozulmaları şöyle anlattı:
"Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca devletin verdiği açıkların toplamında oluşan borç stoku Temmuz 2019’da bir trilyon on milyar lira Sayın Bakan’ın göreve geldiği günden bugüne geldiğimiz rakam 1 trilyon 810 milyar lira. Yani bütün cumhuriyet tarihimizde biriktirdiğimiz borç kadar iki yıl içerisinde borç biriktirdi bu hükümet, bu sistem. Türkiye’nin borçları çok hızlı yükseliyor. Bu sarmala girmeden Türkiye’yi bu sarmaldan kurtarmamız lazım. Türkiye çok hızlı bir şekilde ikiz açığa gidiyor. Bir yanda bütçe açığı bir yanda cari açık. 90’lı yıllarda kamu açığımız yüksekti fakat cari açığımız düşüktü, bu ekonomiyi belli ölçüde ayakta tutabiliyordu. Şimdi hem kamu açığı hem cari açık var. Hem cari açığı hem kamu açığını bir arada sürdüren bir ekonomi programı dünyada olmadı.
Bu konuda da tedbir almanın çok zaruri olduğunu söylemek isterim. Yeni sayın damat Bakan’ın göreve geldiği dönemde Türkiye’nin net rezervi 30 milyar dolar, en son Ağustos rakamı eksi 43 milyar dolar. Yani iki yıl içerisinde rezervlerde yıpranma olmuş erimiz diyemiyorum erimiz bitmiş eksilere gelen bir rezervimiz var. Bunu çözecek hiçbir tedbirin de bu programda olmadığını söyleyebilirim. Bu bütçe işsizliğe bir çare bulmuyor. Bugün için gördüğümüz sorunların önemli bir bölümü 2019’da da mevcuttu. Bunları pandemiye bağlarsak hatalı bir teşhis yapmış oluruz. Bütçe son derece kötü hazırlanmış, esnafın sorunlarını çözmeyen, emekliye bir şey getirmeyen, işsiz için zaten hiçbir şey öngörülmüyor, esnafın sorunları devam edecek, çiftçinin sorunları devam edecek."
Torba kanun görüşmelerinde haklı bulmadıkları konulara da değinen Usta, gençlerin uzun vadeli ve kısa vadeli sigortasını bölen bir maddenin geldiğini İYİ Parti olarak katılmadıklarını belirtti. Bir maddede gazetecilerin yıpranma hakkının verilmesi konusunda düzenleme yapıldığını aslında kanunda hiçbir düzenleme yapılmadığını belirterek, bunu olumsuz karşılamalarına rağmen Cumhur ittifakının komisyondan geçirdiğini söyledi. Vergi ve sigorta pirimi yapılandırmasının ise Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik koşullar çerçevesinde olumlu olduğunu belirtti. Diğer bir hususun ise vergilendirme sistemi olduğunu, 16 yıldır uygulanan geçici maddenin 10 yıl uzatılmasını öngören bir kanun teklifiyle karşı karşıya olduklarını, modern hiçbir ülkede olmayan bir vergilendirme sistemi olduğunu söyledi.
GİDEREK İTİBARSIZLAŞAN BİR MERKEZ BANKASI’NIN ÜLKEYE HİÇBİR FAYDASI OLMAZ
Ülkenin pandemiye çok yüksek açıklarla yakalandığı için vatandaşa sadece bankalar aracılığıyla kredi verildiğini doğrudan para olarak verilen yardımın çok az olduğunu belirten Usta, vatandaşa daha fazla destek verilmesi gerektiğini, devlet harcamalarının yeniden incelemesi gerektiğinin altını çizerek, devletin şatafatı saltanatı devam ediyor ama vatandaşa hiçbir şey vermiyor dedi.
Bir başka meselenin ise Merkez Bankası’nın faiz kararı olduğunu dile getiren Usta, "Bu çok kötü bir karar. Maliyeti yüksek fakat hiçbir faydası yok. Merkez Bankası serbest bırakılmalıdır, serbest bir şekilde kararlarını vermelidir. Siyaset kurumu Merkez Bankası’nın üzerinden elini çekmelidir. Giderek itibarsızlaşan bir Merkez Bankası’nın ülkeye hiçbir faydası olmaz" dedi.