Merkez Bankası eski Başkanı ve İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz, piyasada yaşanan işsizlik, konkordato ve iflasların, alım gücü düşen halkın tüketimini kıstığını belirtti. Yılmaz, azalan talebe rağmen maliyetleri yükselen şirketlerin iflasa sürüklendiğine dikkat çekti.
Sözcü'nün haberine göre, Durmuş Yılmaz, iktidarın son dönemde ekonominin düzelmeye başladığı yönünde mesajlar vererek seçmenlere ve halka pembe tablolar çizdiğini, ancak bu tablonun aksine resmi istatistik verilerinin hâlâ sorunun ciddi biçimde devam ettiğini gösterdiğini savundu. “Ekonomi toparlanma içindeysek işsizlik niye artıyor, iflaslar neden devam ediyor, kredi daralmasına rağmen enflasyon neden düşmüyor” diye soran Yılmaz, reel sektörün (şirketlerin) ağustos ayında yediği kur şokunun etkilerinin hâlâ devam ettiğini ifade etti.
MALİYET YANSIMIYOR
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) ve Yurtiçi Üretici Fiyatları Endeksi (Yİ-ÜFE) arasındaki olağanüstü farkın şirketlerin içinde düştüğü zor durumu gösterdiğine işaret eden Yılmaz, şirket iflasları ve konkordatoların nedenini şöyle açıkladı: “Normal bir ekonomide TÜFE ile Yİ-ÜFE arasında bu kadar fark olmaz. Şu anda TÜFE yüzde 20.3'te, Yİ-ÜFE ise yüzde 33.6'larda. Yİ-ÜFE ile TÜFE arasındaki makasın bu kadar açılması, şirketlerin artan maliyetlerini fiyatlarına yansıtamadıklarını, zarar etmeye başladıklarını gösteriyor. Bu fark ya TÜFE'ye ya da konkordatolara, işsizliğe ve iflaslara yansıyacak. Fark TÜFE'ye yansımıyor, çünkü piyasada talep zayıf olduğu için şirketler maliyetleri fiyatlara bindiremiyor, yani zam yapamıyor. Ekonominin yüzde 60'ı tüketim harcamalarıdır. Tüketim artacak ki şirketler ürettiklerini maliyetin altına düşmeden satabilsin. Tüketimin artması için ya istihdamın ya da banka kredilerinin artması lazım.
İstihdam artmıyor, aksine işsizlik artıyor. Krediler de artmıyor, aksine 2008 seviyelerine doğru iniyor. Maliyet artışını yansıtamayan şirketler bu durumda ne yapacak? İşçi çıkararak, üretimi düşürerek ayakta kalmaya çalışacak. Bu yolla ayakta kalan kalıyor, kalamayan ya konkordatoya başvuruyor ya da iflasa sürükleniyor.”
SÜRESİ DOLAN MECBUREN ÇIKIYOR
Durmuş Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın kredi yapılandırmaları sayesinde şirketlerin konkordatolardan çıkmaya başladığı yolundaki sözlerini de değerlendirdi. Ekonomik verilerin böyle bir iyileşmeyi göstermediğini belirten Yılmaz, “Eğer yapılandırma işe yaradı da şirketler yeniden üretime geçti, istihdamı artırdı, kâr eder duruma geldiyse iyi. Ama böyle bir iyileşme olsaydı, kapasite kullanım oranlarında, işsizlik oranlarında, üretimde, mal ve hizmet alım endekslerinde (PMI) görürdük. Ne yazık ki göremiyoruz. Konkordatolar ortalama 3 ay süreyle veriliyor. Süresi dolan mecburen konkordatodan çıkıyor” dedi.