İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz, Meclis’te süren bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada Merkez Bankası’nın yayınladığı Finansal İstikrar Raporu’nda bankaların tahsili gecikmiş alacaklarıyla ilgili bir sorun olmadığının belirtilmesine rağmen gerçek durumun böyle olmadığını söyledi Yılmaz, takipteki alacakların toplam 151 milyar olduğuna dikkat çekerek, BDDK’nın aldığı kararlar sonrası takipteki alacakların miktarının kağıt üstünde değişmediğini söyledi.
Durmuş Yılmaz’ın yaptığı açıklamalar şöyle:
“Merkez Bankasının son Finansal İstikrar Raporu ve BDDK’nin kendi verilerine göre, kredi bağımlısı olan Türkiye ekonomisinin ve dolayısıyla bankacılık sisteminin önemli bir batık kredi sorunu yoktur. Finansal İstikrar Raporu’na göre 2019 yılı sonunda yüzde 5,4 seviyesine yükselen takibi gereken alacaklar oranı BDDK’nin kredilerin yakın izleme ve TGA olarak sınıflandırma sürelerini uzatan düzenlemesi kredi hacminde yaşanan canlı kredilerin artışıyla TGA oranı 2020 yılı eylül ayında 4,1’e düşmüştür, gerilemiştir. Yani Merkez Bankasının Finansal İstikrar Raporu “Sorun yoktur.” diyor.
Gerçekten öyle mi? Yakından bir bakalım. Sistemin toplam kredisi 3,55 trilyon TL, takipteki alacaklar 151 milyar TL. Bankalar bu kredilere karşılık 192,2 milyar TL koymuşlar, bu 192,2 milyar karşılığın yüzde 69’u takibi gereken alacaklar, yakın izlemedekiler için yüzde 18, standart nitelikli yüzde 0,6. Finansal İstikrar Raporu’na göre eylül sonunda yakın izlemedeki kredi 360 milyar TL ama TGA’lar pek değişmemiş. Peki neden? Çünkü Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu 17 ve 27 Mart 2020 tarihlerinde aldığı 2 kararla önce yakın izlemeden takibi gereken alacaklara atma süresini yüz seksen güne çıkardı sonra 2’nci gruba yakın izleme süresini de otuz günden doksan güne çıkardı. Normal bir kredinin TGA’ya geçmesi için, temerrüde düşme süresi iki yüz yetmiş güne yani dokuz aya çıkarıldı. Elimizdeki veriye göre eylül 2020 itibarıyla takibi gereken alacaklar ve yakın izlemedeki krediler 510 milyar TL. Yukarıdaki dokuz ayı dikkati alırsak ödenemeyen bu krediler 31 Aralık 2019 tarihinden önceki kredilerden kaynaklanıyor, burada henüz pandemi etkisi yok. Takip eden dönemde, çoğu altı ay ödemesiz yaklaşık 800 milyar kredi genişlemesi oldu, bunların ödemeleri daha da yeni başladı. Dolayısıyla, yukarıda verilen 3 trilyon 55 milyar TL kredinin daralan ekonomi ve bozulan nakit akışları nedeniyle yüzde 10-15 ödenmemesi mümkün olabilir bu ortamda. 2021 yılında takibi gereken alacaklar -ben söylemiyorum- tavan yapar, trilyon diyorum; bunu BDDK’nın söylemesi lazım.”