Paçacı, 31 Aralık 2019 tarihinde Çin’in Wohan eyaletinde ilk olarak tespit edilen Korona virüsünün Güney Kore, İran ve İtalya gibi ülkelerde ağır tahribatlar yarattığını ve bugün birçok ülkenin sınırlarını kapattığını, milyonlarca insana karantina uygulandığını belirterek virüsün büyüklüğünden bahsetti. Ayrıca, 11 Mart’ta Dünya Sağlık Örgütü’nün Koronavirüsünü pandemikhastalık olarak ilan ettiğini, virüsün ülkemizde de tespit edildiğini sözlerini ekledi.
Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanı başarılı bir performans göstermiş ve konunun hassasiyetine uygun çalışmalar yürütmektedir, kendilerine teşekkür ediyoruz. Ancak virüsle mücadele bir bakanlığın değil tüm bakanlıkların sorumluluğundadır. Aynı çalışma performansının diğer bakanlıklarda da olmasını temenni ediyoruz.
SALGININ KÜRESEL EKONOMİYE ETKİSİNİN 1.1 TRİLYON DOLAR OLACAĞI TAHMİN EDİLMEKTEDİR
Dünya ekonomisi üzerindede büyük tahribatlara sebep olman virüsün, dünya ekonomik büyümesinin lokomotifi olan Çin’in büyümesinin yavaşlaması ve sanayi üretiminde ciddi bir düşüşün yaşanması birçok ülkenin ekonomisinde yeni problemler yaratmaktadır uyarısında bulunan Paçacı sözlerine şöyle devam etti:
“Nitekim geçtiğimiz hafta yayınlanan OECD “Ekonomik Görünüm Raporunda” virüsün yoğun bir şekilde sürmesi halinde 2020 Küresel Büyümenin % 1.5 seviyesine kadar gerileyebileceği uyarısı yapılmıştır.Küresel ekonomide yavaşlama ve durgunluk beraberinde enflasyon ile işsizliğin artmasına sebep olabilecek ve global piyasalarda resesyon riskini artıracaktır.Özellikle son 20 yıllık dönemde küresel büyümenin önemli bir kısmının Çin’den kaynaklandığını, küresel ticaretin önemli bir bölümünün Çin üzerinden gerçekleştiği göz önüne alındığında Çin ekonomisindeki yavaşlama ve üretim düşüşü Çin’den ara malı ithal ederek üretim yapan ülkelerde ciddi ekonomik problemler oluşturacaktır.Salgının üretim düşüklüğüne sebep olmasının yanında özellikle ulaşım, hizmet, turizm sektörlerinde de ciddi tahribatlar yapmaya başladığı görülmektedir.
Uluslararası hava taşıma birliğinin yaptığı açıklamaya göre salgın nedeniyle bu yıl dünyada hava yollarının toplam gelirinin 113 milyar dolar azalabileceği belirtilmiştir. Salgının küresel ekonomiye etkisinin 1.1 trilyon dolar olacağı tahmin edilmektedir.Virüs, global bazda finans piyasalarını da ciddi bir şekilde vurmaya başlamıştır. Dünya borsalarında son bir haftalık kaybın 10 trilyon doları geçtiği ifade edilmektedir. ABD de faizler düşmeye devam ederken altına olan talepte artmakta ve altın onsu 1650 dolara yaklaşmış bulunmaktadır.Avrupa Merkez Bankası, FED ve birçok ülke tahribatı azaltacak ekonomik tedbirler açıklamaya başlamıştır. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde gelişmelerin 2008 global krizinden daha ağır olabileceği uyarısında bulunmuştur”
Paçacı, Korona virüsünün ekonomik tahribatının ülkemizde de ağır sonuçlar yaratmaya başladığını, kırılgan ekonomiye sahip ülkelerde ekonomik tahribatın büyük olacağını, Türkiye’nin de Arjantin’den sonra en kırılgan ekonomiye sahip bir ülke olduğunun altını çizerek, Ülke ekonomisinin virüs salgını karşısında nelerden etkileneceğini şöyle sıraladı:
“Bilindiği üzere Türk Ekonomisi 2018 en bu yana ağır bir ekonomik kriz içerisindedir. 2019 yılında ancak %0.9 büyüyebilen Türk Ekonomisi, bu kez de küresel ortamdan ciddi bir şekilde etkilenecektir. Bu bakımdan hükümetin % 5lik büyüme beklentisinin çok uzak bir hedef haline geldiği ortadadır.Türkiye de Çin’den ithal girdi kullanan ülkeler arasındadır. Bu girdilerin tedarikinde bir sorun yaşanması halinde zaten sınırlı olan üretim daha da düşecektir. Daha önemli etki ise Dünya Ekonomisinin yavaşlamasıyla birlikte ihracatımızda düşecektir. Zaten başta Almanya olmak üzere AB bölgesinde yavaşlama emareleri ortaya çıkmışken bir de Korona Virüsünün ekonomik etkisi ihracatımızı olumsuz etkileyecektir. Üretim süreçleri ve ihracat düşüklüğü yanında finansal piyasalarda olumsuz etkilenmektedir. Yaşadığımız ekonomik kriz dolayısıyla yabancı yatırımcının gelmediği, aksine mevcut yatırımcıların ülkemizden çıktığı bilinmektedir.
Mevcut durumda var olan bu çıkışa bir de gelişmekte olan ülkelere yönelik algının iyice bozulmasının eklenmesiyle birlikte çıkışların daha da hızlanması beklenebilir. Nitekim borsa endeksi kısa bir sürede 122 binden 93 bine gerilemiştir.Kur artışını baskılamak için uzun süredir kamu bankaları üzerinden yapılan satışlarında etkisiyle Merkez Bankası rezervlerinin ciddi bir şekilde azaldığı bilinmektedir. Rezervlerin hızla eridiği bir dönemde Türkiye’nin mevcut ekonomik ve jeopolitik risklerine ek olarak bir de Korona Virüsü nedeniyle sermaye hareketlerininde hızlı bir biçimde eksiye dönmesi döviz kurlarının yükselmesini hızlandırmıştır. Dün itibariyle dolar 6.31 TL yi geçmiştir. Sonuç olarak önümüzdeki günler finansal piyasalarda dalgalanmaların daha belirgin hale geldiği kurların, altın fiyatının ve faizlerin yükseldiği bir dönem olacaktır.Çin ile yaklaşık 22 milyar dolarlık ticaret hacmi bulunan Türkiye’de de salgın tehdidi kırılgan olan ekonomimiz üzerinde olumsuz etkisini artıracaktır. İran ve Irak sınırının kapatılması ile yaklaşık 17 milyar dolarlık ticaret de tehlikeye girmiştir. Türkiye 2019 yılında İran ve Irak’a toplam 560 bin tır seferi gerçekleştirmiştir. İran üzerinden yapılan transit seferlerin sayısı ise 36 bin olmuştur. Bu yeni durum, bu ticareti olumsuz etkileyecektir.
Başta kimya sektörü olmak üzere Çin’den hammadde ve yarı-mamül ithal eden sektörler zorlanmaya başlamıştır. Korona virüs tehdidinin uzun sürmesi halinde pek çok sektörün üretimi düşecek ve konkordato ve iflas süreci başlayabilecektir. Ayrıca 2019 da 2 milyar dolarlık ihracatın yapıldığı mermer ve doğal taş sektörü de Çin’deki önlemlerden olumsuz etkilenen alanlardır. Sektörün en önemli pazarı olan Çin’e yaptığı ihracat Korona virüs sonrası % 52 oranında düşmüştür. Yıllık yaklaşık 35 milyar dolar turizm geliri elden eden ve cari açığın düşmesine en büyük katkıyı sunan ayrıca ciddi bir istihdam kaynağı olan turizm sektörü de en fazla etkilenen sektörlerin başında gelmektedir. Ayrıca ulaşım, gıda ve hizmet sektörü de olumsuz gelişmelerden payını alacak sektörlerdir.”
Paçacı açıklamasının sonunda ise hükümete uyarıda bulunarak biran önce alınması gereken tedbirleri şöyle dile getirdi:
“Ülkemizde ekonomi yöneticilerinin başta Berat ALBAYRAK olmak üzere acilen ekonomik önlem paketi açıklaması şarttır. Aksi halde yaşanması muhtemel iflaslar adeta domino etkisi yaratarak ekonomimizde kriz ötesi bir buhran ve çöküşe sebep olabilecektir. Turizm Bakanı Sayın Mehmet ERSOY, sektörün içinden gelen bir kişidir ve turizm sektörünün problemlerini ve çözüm yollarını en iyi bilen kişilerden biridir. Bu sektöre vergi kolaylığı, borç ertelemesi ve yeni kaynak imkanı mutlaka yaratılmalıdır. İç turizmi teşvik edecek tedbirler geliştirilmelidir. Maliyetlerin düşürülmesine yönelik adımlar atılmalıdır. Hükümetin alması gereken tedbirler ise,
- Bağkur borçları ertelenmeli, ödemelerde kolaylık sağlanmalıdır.
- Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin SGK ödemeleri faizsiz ertelenmelidir.
- Sigorta primi ödemelerinde işveren hissesinin yaşanan kriz döneminde daha düşük oranda tutulması sağlanmalıdır.
- İşkur desteği ile küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin personel istihdamında sağlayacağı destek ve teşvikler artırılmalıdır.
- Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin bankalara olan borçları yeniden yapılandırılmalıdır.
- Küçük ve orta büyüklükteki işletmelere su ve enerji fiyatlandırmaları yeniden yapılandırılmalıdır.
- Bölge esnafının ticari kabiliyetini geliştirebilmeleri adına eğitim ve tanıtım destekleri kolaylaştırılmalıdır.
- Sanayici ve Kobi destek paketiyle bankalarda sorunlu kredi ve tüm borçların kapsamlı biçimde yeniden yapılandırılması ceza ve faizlerin kaldırılması sağlanmalıdır.”
Paçacı açıklamasının sonunda, bu konudaalınacak tedbirlerde muhalefetiyle, iktidarıyla birlikte hareket etme zorunluluğu olduğunu, Hükümetin, vatandaşımızın sağlığını koruyacak ve ekonomik çöküşü önleyecek rasyonel tedbirler konusunda talep edilmesi halinde iktidar-muhalefet ayrımı gözetmeksizin sorumlu bir muhalefet anlayışı doğrultusunda destek vereceklerini söyledi.
Paçacı konuşmasının sonunda Külliye’deki toplantının ardından virüsten korunmak için alınan karları nasıl karşıladınız sorusuna, “Alınan bu tedbirleritabii ki olumlu karşılıyoruz daha alınması gereken birçok tedbir söz konusudur.Bu tedbirlerin de acilen alınması için çağrıda bulunuyoruz.Korona virüsü çok hızlı gelişen ve geliştiği Ülkelerde de ciddi tahribat yaratan bir durumdur. Dolayısıyla burada sözlerimde de belirttiğim üzere bir muhalefet iktidar anlayışı içerisinde değil alınması gereken tedbirler konusunda birlik ve beraberlik içerisinde hareket edilmesi şarttır, mücadele topyekün yapılmalıdır” yanıtını verdi.