İYİ Partili Aylin Cesur'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması

İYİ Partili Aylin Cesur'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması

İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur, "Bu suni gündemlerden vazgeçilmeli ve vatandaşların sorunlarına çözüm üretecek işler yapılmalıdır” dedi.

HALİL YATAR / YENİÇAĞ 

Türkiye’nin bugün bunu tartışıyor olmasını dahi büyük bir üzüntüyle karşıladığını belirten Cesur, “Bu, arı kovanına çomak sokmaktır. Cumhuriyet tarihi boyunca işsizlerin çalışanlardan fazla olduğu bir dönemi ilk kez yaşayan bir Türkiye’de, Cumhuriyet tarihi boyunca kadın cinayetlerinin ve kadına şiddetin en fazla olduğu bir Türkiye’de, yüzyılın kâbusu Covid-19 ile mücadele ederken ve her gün vatandaşlarımız ölürken, dünyanın 2. dalgayı bastırdığı ve sizin hala 1.’sinden çıkamayıp resmi rakamlarla 237265 vakanın bulunduğu, 5798 vatandaşımızı da kaybettiğimiz ve işin kontrolden çıkmaya yüz tuttuğu, Cumhuriyet tarihinin elinde her şeyi olduğu halde varlarını kullanmadığı için halkının yoklukla sınandığı ve halkının en umutsuz en kaygılı günlerini yaşadığı bu günlerinde neden bu tartışma önümüze konmuştur soru budur. Bu sorunun içinde de aslında cevabı vardır. Nedir bu sözleşme? TBMM'nin 24 Kasım 2011 Perşembe günkü birleşiminde Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi’ne yönelik kanun tasarısı ile ve buna ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin Onaylanması mecliste grubu bulunan tüm siyasi partilerin oy birliği ile kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır” ifadelerini kullandı.

"AKP GURUR OLARAK GÖRDÜĞÜ SÖZLEŞMEDEN NEDEN ÇIKMAK İSTİYOR"

Nurettin Canikli’nin “Türkiye bu sözleşmenin hazırlanmasında ve sonuçlandırılmasında öncülük eden 13 ülkeden bir tanesi. Türkiye’de imzalandı sözleşme. Ve daha önemlisi belki, Parlamentosundan geçiren, yasalaştıran ilk ülke olma onuru da inşallah bize ait olacak” sözlerini hatırlatan İYİ Parti’li Cesur, “Bu gurur gerçekten çok tarihî bir anın da yansımasıdır kim diyor Canikli. Şimdi bu gururdan mı vazgeçiyorsunuz? Yoksa 2008’de 80 olan kadın cinayeti sayısı her sene artarak 2019’da 469’a çıkmış ve 2020’de sadece ilk 5 aydaki verilere göre 120 kadın öldürülmüş, bunun sebebi olarak imzalanan ama imzalandığı günden beri uygulanmadığı için uygulansın diye her gün sesini artıran kadın platformlarının, ‘6284 nolu yasayı uygulanır hale getirin’ diyen muhalefetin sesi mi azalacak sözleşmeden çıkılınca? Hiç biri değil cevabı. Cevabı az evvel ki sorumun içinde dedim gibi orda arayalım biz yine en doğrusu. İstanbul Sözleşmesi Ağustos 2014’te yürürlüğe girdi. Sözleşme, kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, kadınların her türlü şiddetten korunması, kadınlara yönelik şiddetin faillerinin kovuşturulması, yargılanması ve cezalandırılması anlamında taraf devletlere ciddi sorumluluklar yüklüyor. Yükümlülüklerin yerine getirmemişsiniz,  aslında kadını eşit vatandaş yapma hadisesini tartışır hale getirmişsiniz. İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetin önlenmesinin bir devlet politikası haline getirilmesini zorunlu kılmış, yapamamışsınız. Şimdi diyorsunuz ki; çıkalım. Çıkınca ne olacak? Cinayetler mi bitecek? Kadın platformları ve kadına şiddete karşı olanlar muhalefet etmekten mi vaz geçecek?” diye konuştu.

"GENÇLERDEN VE KADINLARDAN KORKMAYINIZ"

Kadını toplumda eşit vatandaş olarak sunan Cumhuriyet’tir diyen Coşkun, “Hangi sözleşmeyi iptal ederseniz edin, kadın Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetinin eşit vatandaşıdır ve bu ilelebet böyle kalacaktır. İktidar Partisi içinde de sözleşmenin devam etmesine yönelik farklı açıklamalar mevcuttur. Daha kendi içinizde kaldırmayı kabul edememişsiniz. O halde gelin, bu tartışmalarla vakit kaybetmeyelim. Türkiye Cumhuriyeti çağdaş bir devlettir. Çağdaşlık özelliğini de kadının eşit vatandaş olması ile kazanmıştır. 97 yıl bu ülkenin vatandaşları Cumhuriyetle gurur duymuş ve yönünü de belirlemiştir. Biz Genel Başkanı kadın olan bir parti olarak bundan gururluyuz. Biz bir kadın ve gençlik hareketiyiz diyoruz, çünkü bu ülkenin gençleri yarınlarımız, kadınları da baş tacımız. Biz İYİ parti olarak; insanlarının rahat olduğu, zihinlerinin özgür olduğu, insanlarının özgürce istedikleri yere gidip istedikleri işi tutabildiği, liyakatin esas olduğu ve herkesin kadını ve erkeği ile karnının doyduğu, yarınlara güvenle baktığı bir Türkiye’yi hedefliyoruz. Bunlar hayal değildir. Türkiye’nin bir büyük ülke olarak sorunları hep olmuştur. Mevzu yönetilebilmesidir. Mevzu güven ikliminin bu güzel ülkede yeniden tesisi ve zengin kaynaklarını çalıştırmasıdır. Bu da Demokrasisini yeniden çalıştırmasıyla mümkün olacaktır. İYİ Parti iktidarında ve çok yakın bir gelecekte bunları göreceğiz. O zamana kadar, bu sözleşmeyi kaldırmaya kararlı görünenlere sesleniyorum: Gençlerden ve kadınlardan korkmayınız. Milletinizden korkmayınız. Bakınız böyle bir ortamda dahi Meral Akşener, dün Nevşehir’de idi, Hacı Bektaş da idi, sokak sokak esnafı, vatandaşı dinledi. Vatandaşı dinlemek ve sesine kulak vermek gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

"BOMBA GİBİ GÜNDEMLER YARATARAK EKONOMİNİN KONUŞULMASINI ENGELLİYORLAR"

Türkiye’yi hayvan tecavüzlerinin olduğu, her gün 1-2 kızımızın kadınımızın katledildiği, açlıktan cebinde intihar notları ile çatılardan kendini atan insanların olduğu bir ülke olmaktan çıkaralım diyen Coşkun son olarak şunları kaydetti: “Bundan memnun olunabilir mi? Hiç kimsenin memnun olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’nin acilleri var. Öncelik geç alınan veya alınmayan tedbirlerle batağa düşmenin eşiğine gelmiş Covid-19 sorunumuzu derhal kontrol almamızdadır. Hem yeni ölümleri engellemek, hem de zaten pandemi sürecine derin ekonomik sıkıntı ile giren ülkemizdeki esnafın, çiftçinin, emeklinin, işçinin, işsizin, memurun, yatırımcının daha fazla dayanacak gücü kalmamasından dolayı bir an evvel bunun kontrol altına alınması gereklidir. Her gün ortaya atılan ve sonrakini tahmin edemeyeceğimiz bomba gibi hadiselerle ekonomik sıkıntıların gündemden düşürülmesi mümkün olmayacaktır. Baroların bölünmesi, onca acil sorun varken bekçilik yasasının gündeme alınması, Sosyal Medya yasası, şimdi de İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, daha dün Sayın Bahçeli’nin Sayın genel Başkanımıza geri dön çağrısı; hepsi suni gündemlerle kamuoyunu oyalamak ve uzun tartışmalara zemin hazırlamaktır. Bu suni gündemlerden vazgeçilmeli ve vatandaşların sorunlarına çözüm üretecek işler yapılmalıdır. Bizim gündemimiz bellidir; Türkiye İYİ olacaktır. Türkiye’de yaşayan herkes İYİ olacaktır. Demokrasisi ve adaletini de İyileştirilmiş Parlamenter Sisteme yeniden dönmekle tesis edecek Türkiye, kısa zamanda sorunlarını bir bir aşacaktır. Kimsenin bundan kuşkusu olmasın. O günler yakındır, o günler İYİ Parti iktidarıyla mümkün olacaktır.”