İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Çelik 24 Haziran seçimleri sonucunda gelen tek adam rejiminin siyasi bir travmaya yol açtığına dikkat çekti. Oylarının beklentilerin altında kalmasının İYİ Parti dışındaki gelişmelerden kaynaklandığını vurgulayan Ahmet Çelik, "Genel Başkanımızın, hedefin altında kalmanın sorumluluğunu üstlenip kendini başarısız saymasını kabullenmiyoruz" dedi. İYİ Parti ve Akşener'in oylarının ayrı ayrı değerlendirilmesinin yanlış olduğunu kaydeden Çelik, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Afyon Sandıklı'daki çalıştayda kurultay kararı almasını, "Seçimin ardından ağır yorgunluk ve tek adam rejiminin yarattığı travmaya karşı böyle bir irade koyduğunu düşünüyorum" sözleriyle yorumladı.
İYİ Parti'nin Cumhur İttifakı'nın yegane alternatifi ve milliyetçi oyların merkezi olacağını vurgulayan Çelik, "Hiç bir partide görülmeyen demokrasi ve istişarenin hakim olduğu partimiz iktidar adayıdır" diye konuştu Çelik, Yeniçağ'ın siyasi gündeme ve İYİ Parti'nin geleceğine dair sorularını şöyle cevapladı:
-Genel Başkan Akşener'in görevinin başında olduğunu açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
*Bildiğiniz gibi Genel Başkanımız sayın Meral Akşener, parti tüzüğümüzün kendisine verdiği yetkiyi kullanarak Afyonkarahisar'daki çalıştayımızda olağanüstü kongre kararı aldı. Ardından da sosyal medya hesaplarından yayınladığı mesajlarla aday olmayacağını açıkladı. İYİ Parti artık 5 milyonluk büyük bir ailedir, bu büyük ailenin reisi de sayın genel başkanımızdır. Partinin, aile reisi olmadan başarıya ulaşması mümkün değildir. Sayın Genel Başkanımız Akşener, 5 milyonluk ailesinin sorumluluğunu üzerine alarak yola devam kararı aldı. Kendisi Türkiye'nin umududur, İYİ Parti Cumhur İttifakı'nın alternatifidir. Meral Akşener liderliğindeki İYİ Parti iktidar adayıdır. Sayın Akşener de 2023'de İYİ Parti'nin cumhurbaşkanı adayıdır.
-Afyon'daki çalıştay sonrasında Meral Hanım'ın sürpriz bir kurultay kararı almasının sebebi sizce neydi?
*Bakın bu konuda bir şey söylemeden önce şunu göz önünde bulundurmalıyız; Meral Hanım, MHP'de kongre talebiyle başlayıp 24 Haziran seçimlerine kadar uzanan 3 yıla yakın bir süreçte gerçekten olağanüstü bir mücadele verdi. Neredeyse Türkiye'yi 4 defa turladı. Kurultay için il il dolaştı. Sonra referandum için ziyaretlere devam etti. Ardından parti kuruldu, il başkanlık binalarının açılışı için koşturdu. En son seçim kampanyasında şehir şehir gidip mitingler yaptı. Bırakın başka sebepleri, sırf bu yoğunluğa can dayanmaz. Sayın Genel Başkanımızın belirlediği hedeflerin altında kalması, seçimin ardından ağır yorgunluk ve tek adam rejiminin yarattığı travmaya karşı böyle bir irade koyduğunu düşünüyorum.
-Afyon Sandıklı'daki çalıştayda neler yaşandı?
*Çalıştaya gelmeden önce bu hareketin partileşme sürecini hatırlatmak gerekir. Bilindiği gibi İYİ Parti'nin ortaya çıkışını başlatan süreç 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra başladı. MHP'de kongre noktasına gelinmişken AKP'nin yargıya müdahalesiyle bu akamete uğratıldı. Daha sonra sayın Meral Akşener bu süreçte kendisine destek veren kanaat önderleriyle, parti delegeleri, il başkanları ve Türkiye'deki bütün destekçileriyle istişarelerde bulundu. Bunların tamamına yakınının ortak görüşüyle yeni bir parti kurma kararı alındı. Ardından 200 kişilik geniş tabanlı bir kurucular kurulu oluşturuldu. Partinin kuruluşundan sonra da Genel İdare kurulu toplantılarında bütün üyeler görüş ve tespitlerini hiç bir kısıtlama olmaksızın ifade edebilmişlerdir.
Afyon'daki çalıştayda da Başkanlık Divanı, Milletvekilleri, GİK üyeleri, Belediye Başkanları, Kurucular kurulu ve İl Başkanlarından oluşan 271 kişi 15'er kişilik 18 komisyon halinde çalıştı. Herkesin görüşlerini özgürce ifade ettiği bu toplantıların sonuçları sunumlar yapılarak paylaşıldı. Akabinde katılımcılar söz alarak fikirlerini serbestçe ifade ettiler. Altını çizmek istediğim husus şudur; Genel Başkanımız sayın Akşener'in sayesinde hiç bir partide olmayan demokrasi ve istişare anlayışı hakim olmuştur. Yüzlerce konunun ele alındığı çalıştayın sonuçları 3 ana başlık altında toplandı.
1- Partinin kurumsal ideolojik yapısının tespiti
2- Çok hızlı yapılanan teşkilatların sağlıklı bir yapı için tekrar gözden geçirilmesi
3- Yerel seçim hazırlıklarına başlanması gerektiği ortaya konuldu. Başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere bu görüşler ittifaka yakın çoğunlukla kabul edilmiştir. Önümüzdeki süreçte bu çalışmalara başlanacaktır.
-Meral Hanımın İYİ Parti'nin oyundan daha az oy almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
*Bu noktada İYİ Parti'nin yüzde 10 oyu ile Meral Akşener'in yüzde 7.5'luk oyu ayrı ayrı değerlendirilmemelidir. İYİ Parti'nin aldığı yüzde 10 oy da Meral Hanım'ın şahsına verilmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde alınan yüzde 7.5 oy da İYİ Parti ve Meral Akşener'e verilmiştir.
Şöyle ki; İYİ Parti'ye oy veren seçmenin yüzde 7.5'u hem İYİ Parti'ye, hem Meral Akşener'e oy vermiştir. Geri kalan yüzde 2.5 içinde yer alan CHP ve merkez sağ seçmeni cumhurbaşkanlığı seçiminde 2. tura Muharrem İnce'nin kalacağını düşünerek, Tayyip Erdoğan seçilmesin diye tercihini ondan yana kullanmıştır. Yani bu kesimin cumhurbaşkanlığında Muharrem İnce'yi, milletvekili seçiminde Akşener liderliğindeki İYİ Parti'yi desteklediği açıktır. Dolayısıyla İYİ Parti'nin aldığı yüzde 10 oyun Meral Hanım'ın oyu olduğuna hiç şüphe yoktur. CHP seçmeninin geçmiş seçimlerden kaynaklanan stratejik oy kullanma kültürü de göz önünde bulundurulduğunda bu tespitin ne kadar yerinde olduğu ortadadır.
-Kuruluşunun 8 ay sonrasında ilk katıldığı seçimde 42 vekillik bir Meclis grubu kurmayı başaran İYİ Parti'yi siyasi yelpaze içinde nerede konumlandırabiliriz? Partinin tabanı nereye dayalı?
*AKP kurulurken Milli Görüş tabanına oturdu. Ekseninde merkez sağ ve sol da yer almıştı. Ancak zaman içinde merkez sol tasfiye oldu. Bugün yine ağırlıklı olarak Milli Görüş tabanı üzerinde. Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanlığı dönemindeki kadrolarının büyük bir bölümü bugün hala AKP'de görevde.
İYİ Parti de milliyetçi temelli ve seçmen tabanı merkez sağ ve soldan katılımla yapılanmış bir parti. Baktığınız zaman MHP ve AKP politikalarına karşı çıkan oyunun büyük kısmı milliyetçi muhafazakar kitlelerden oluşuyor. İYİ Parti'nin 42 milletvekilinin 37'si milliyetçi kökenli. Başkanlık Divanı, Genel İdare Kurulu ve teşkilatlarda da durum böyle. İYİ Parti grubu ve teşkilatları çok sağlam bir omurga ve yapıya sahip. Devlet Bahçeli ve AKP'nin politikalarına karşı duruş sergileyenlerin oluşturduğu bu yapının çekim merkezi olacağınıza şüpheniz olmasın. Milliyetçilik tanım ve icraatları diğerlerinden tamamen farklı. Bu referandum esnasında açıkça görüldü. AKP ve MHP anayasa değişikliğinde "evet"i desteklerken, daha sonra İYİ Parti'yi kuran MHP'liler ve onları destekleyen MHP seçmeni "hayır"cı kanat içinde yer aldı. Cumhur İttifakı'nı oluşturan AKP ve MHP'ye Meclis'te baktığınızda elleri aynı anda inip kalkıyor. Aralarındaki sıralarda HDP'liler oturmasa, ortak davranışları sebebiyle AKP ve MHP grubunu ayırt etmek mümkün olmayacak. Aynı parti grubuymuş gibi birbirlerini tamamlıyorlar. İlerleyen dönemde AKP politikaları yüzünden her iki partiden de bu durumdan rahatsızlık duyanların taşınacağı adresin İYİ Parti olacağını söylemek abartı olmaz.
CUMHUR İTTİFAKI'NIN ALTERNATİFİ İYİ PARTİ
AKP ve MHP'den İYİ Parti'ye geçişler mi bekliyorsunuz?
*MHP grubu bütün kanun teklif, tasarı ve kararnamelerde kayıtsız şartsız AKP'yle birlikte hareket ettiği için çözülme MHP teşkilat ve gruplarından başlayıp İYİ Parti'ye yönelecektir. Çünkü biz ideolojik olarak hala savunduğumuz noktadayız. İYİ Parti milliyetçi noktadaki politikalarını sürdürdüğü takdirde özellikle MHP'deki milliyetçi oyların tek adresi haline gelecektir. AKP'deki milliyetçi kesimin oy verebileceği yegane parti de İYİ Parti'dir. Dolayısıyla İYİ Parti bu potansiyeli ile milliyetçiliğin ve merkez sağın merkezi olmaya adaydır. MHP milliyetçi politikaları uygulamayıp milli görüş temelli AKP'nin destekçisi konumunda olmayı sürdürdükçe de milliyetçiler MHP'den kopacaklardır. İYİ Parti, duruş ve politikalarıyla MHP ve AKP'ye tabanı itibarıyla yakın, politikaları itibarıyla farklıdır. İYİ Parti Cumhur İttifakı'na karşı alternatif partidir.
-Cumhur İttifakı ortaklarının ilişkisinin daha önce gördüğümüz siyasi işbirliklerinden farkı nedir?
*MHP açısından kabul edilemez bir ilişki olduğu kesin. Devlet Bey'in "Hükümet kurulurken bizim talebimiz olmaz, pazarlık etmeyiz, bunu ahlaksızlık sayarız" yaklaşımına karşı Recep Tayyip Erdoğan'dan ittifakın gereğine uygun bir davranış gelmedi. Halbuki Erdoğan'ın Bakanlar Kurulu'na talep edilmemiş bile olsa milliyetçi isimleri alması beklenirdi. Yine aynı şekilde Meclis'teki komisyon seçimlerinde 16 Komisyon Başkanı'nın tamamı AKP'li oldu. Burada da MHP'ye bir Komisyon Başkanlığı bile tahsis edilmedi. Şimdi buradan yola çıkarsak; Recep Tayyip Erdoğan MHP'yi ayrı bir parti olarak değil adeta AKP'nin uzantısı olarak görmektedir. Devlet Bey'in "Talebimiz olmaz" politikasını anlamak mümkün değil. Geçmişte Alparslan Türkeş koalisyon hükümetlerinde partisine bakanlıklar, kendisine de Başbakan yardımcılığı kazandırmıştı. Devlet Bey 1999 seçimleri sonrası "talebimiz yok" dememiş ve 57. Hükümetin ortağı olmuştu. Şimdi temsilsiz ve bakansız ittifak ortağı olması pek anlaşılır değil.
-MHP'nin seçim performansını ve aldığı sonucu nasıl değerlendiriyorsunuz?
*MHP'nin oyları tahlil edildiğinde AKP'nin kaybettiği yüzde 6-7'lik oyun MHP'ye gittiği görülüyor. Bu oylar da emanet oylardır. MHP, İYİ Parti'ye kaybettiği oyları AKP'den almıştır. AKP'nin memnuniyetsiz seçmeni partisine kırmızı kart gösterip bu seçimde MHP'ye kredi açmıştır. AKP'nin politikalarına tepki koyan seçmen MHP'ye yönelmiştir. Bu kez Cumhur İttifakı'na karşı İYİ Parti'ye yönelecektir. Partimizin önü açık.
PARTİ DIŞI GELİŞMELER NETİCEYE ETKİLİ OLDU
-İYİ Parti'nin oylarının beklentinin altında kalması nasıl izah edilebilir?
*Partimizin oylarındaki düşüşün sebebini anlayabilmek için seçime hangi şartlar altında gidildiğini ve bu süreçte neler yaşandığını iyi tahlil etmek gerekir. Bildiğiniz gibi Recep Tayyip Erdoğan AKP'nin doğal cumhurbaşkanı adayı idi. İYİ Parti de Meral Akşener'i cumhurbaşkanı adayı ilan etmişti. CHP'nin adayı henüz belli değildi, tespit edilmemişti. CHP, Abdullah Gül'ün çatı adaylığını gündeme getirmesi kendi tabanında iyi karşılanmadı. Çünkü bir önceki cumhurbaşkanlığı seçiminde çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu CHP orijinli olmadığı için parti tabanında kabul görmemiş, CHP'liler sandığa gitmeyince Tayyip Erdoğan seçimi rahatça kazanmıştı. Çatı aday formülü devre dışı kalınca CHP'de Abdüllatif Şener, İlhan Kesici gibi isimler söz konusu oldu. Böyle bir belirsizlik ortamı sürerken CHP seçmeni adaylığı çok önceden ilan edilmiş Meral Akşener'e yöneldi. Anketlerde İYİ Parti ve Meral Akşener'in oyları yüzde 17-18 üzerinde telaffuz ediliyordu. Ancak CHP'nin kendi içerisinden Muharrem İnce'yi aday göstermesi CHP seçmenini cezbetti. Buna AKP'nin kutuplaştırma taktiği gereği İnce'nin medyada öne çıkarılması da eklenince CHP seçmeni kendi adayını iyice sahiplendi. Akşener'e uygulanan insafsız medya ambargosu da etkili olunca 2. tura kalacağına inanılan Muharrem İnce'ye destek arttı.. Seçime böyle bir atmosferde gidildi. İYİ Parti ve Meral Akşener'in tamamen dışında gelişen ve hiç bir müdahale şansları olmayan olaylar sonucunda oylarında düşüş yaşandı. Genel Başkanımızın, hedefin altında kalmanın sorumluluğunu üstlenip kendini başarısız saymasını kabullenmiyoruz. Kaldı ki, İYİ Parti yüzde 6 ile başladığı kuruluş aşamasındaki oyunu, seçim sonunda yüzde 10'a getirmeyi başarmıştır. İYİ Parti'nin 8 aylık sürede yüzde 10 oy alması çok ciddi bir başarıdır. İYİ Parti başarılıdır. Pek çok partinin seçime girme yeterliliği bile elde edemeyip yok olduğu göz önünde bulundurulursa İYİ Parti'nin neyi başardığı daha iyi anlaşılır.
SİYASET YENİ SİSTEM TRAVMASI YAŞIYOR
-Seçim bitti, özellikle muhalefeti oluşturan partilerde bir kaynaşma başladı. İYİ Parti kurultaya gidiyor, CHP'de ise kurultay talepleri tartışılıyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
*Her seçim sonrası parti içi hesaplaşmalar olabilir. Ama bu kez farklı bir durum söz konusu. Yapılan seçim neticesinde Recep Tayyip Erdoğan'ın kazanmasıyla "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" olarak adlandırılan "tek adam" rejimi başlamıştır. Tek adam rejiminin gelmesi İYİ Parti'nin de aralarında olduğu muhalefet partilerinde ağır bir travma yaratmıştır. Demokratik sisteme, parlamenter rejime geçiş için 5 yıl sonraki seçimleri beklemekten başka imkan kalmamıştır. Bu hemen atlatılacak bir travma değildir. Bugünkü tartışmaların temel sebebi budur.