İYİ Parti'den TRT'ye liyakat tepkisi

İYİ Parti'den TRT'ye liyakat tepkisi

TRT Ana Haber Bülteninin yaşanan teknik bir aksaklık nedeniyle yayına verilememesinin, 18 yıllık AKP iktidarının “ehliyet” ve “liyakat” anlayışının bir özeti olduğu değerlendirmesinde bulunan İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, "Bir ders olmasını temenni ediyoruz" dedi.

İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, partisinin haftalık Başkanlık Divanı toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ağıralioğlu" TRT tarihinde bir ilk olarak geçtiğimiz hafta, sesin yayına verilememesi gibi kabul edilemez bir gerekçeyle Ana Haber Bülteninin yayınlanamamış olmasını 18 yıllık Ak Parti iktidarının “ehliyet” ve “liyakat” anlayışının bir özeti gibi görmek lazımdır. Böyle bir ciddiyetsizlik ancak layık olmayan insanların layık olmadıkları yerlere, Türk Yurdu’ndan silinmesi gereken torpil ve siyasi referanslar ile doldurulmasıyla yaşanır" diye konuştu.

İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, ülkenin gündemine ilişkin parti genel merkezinde değerlendirmelerde bulundu. 

Ağıralioğlu şöyle konuştu ;

"TRT tarihinde bir ilk olarak geçtiğimiz hafta, sesin yayına verilememesi gibi kabul edilemez bir gerekçeyle Ana Haber Bülteninin yayınlanamamış olmasını 18 yıllık Ak Parti iktidarının “ehliyet” ve “liyakat” anlayışının bir özeti gibi görmek lazımdır. Böyle bir ciddiyetsizlik ancak layık olmayan insanların layık olmadıkları yerlere, Türk Yurdu’ndan silinmesi gereken torpil ve siyasi referanslar ile doldurulmasıyla yaşanır. Bize yakışmayan bu işlerin önüne geçmek adına, yapılan hatalardan ivedilikle dönülmelidir. Bu tenkit ve telkinlerimizin dikkate alınması, hükûmetin üzerine bir borçtur. Milletimizden alınan milyarlarca vergiye rağmen yaşanılan bu hadisenin, hükûmetimiz için liyakate dair bir ders olmasını temenni ediyoruz" dedi.

"ARKASINDA DURDUĞUMUZUN..."

Türkiye ile Libya arasında imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin anlaşmanın, partilerinin de desteğiyle TBMM’den geçtiğini ve bu adımı olumlu ve gerekli bir hamle olarak gördüklerini söyleyen Ağıralioğlu, “Hükûmete iç politikada muhalefet etme hakkımızı mahfuz tutarak, devletimizin bu tavizsiz yaklaşımının arkasında durduğumuzun tüm kamuoyunca bilinmesini istiyoruz” dedi.

BU MİLLETİNE TEPEDEN BAKAN İKTİDAR KADROLARINI UYARIYORUZ.

Geçtiğimiz hafta, Güngören Belediye Başkan Yardımcısı Veysel İpekçi’nin, kendisini görüp ayağa kalkmadı diye belediyede çalışan bir şoföre "tuvalet önünde oturma" cezası vermiş olmasını eleştirerek, “Bu milletine tepeden bakan ve buyurgan hâle dair iktidar kadrolarını uyarıyoruz. Milletine yaslanmayan, kibir ve şatafatla milletin vermiş olduğu makamları işgal edenler gün gelir makamlardan yine milletin iradesiyle indirilirler. Fakat o günden geriye yalnızca mahcubiyetler kalır. Milletin hizmetkârı olanların kendisini milletin efendisi sayması gibi bir zehaba kapılmalarının neticesinde, kazanmaları gereken milletin sevgisi, saygısı yerine, milletlerinin kızgınlık ve nedamet cümleleri kalır. Milletin yönetim hizmetini alanların düşebileceği en büyük zillettir bu” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dörtlü zirveyi kastederken ülkeleri söyleyip kendisini eklemiş olmasını ise dikkat çekmek istediği hissiyat olduğu benzetmesini yapan Ağıralioğlu “Devletin hizmet edeni vasfından kurtulup devletin sahibiymiş gibi davranma hissiyatı. Kendisini devletle milletle aynılaştırmak mesuliyet anlamında iyidir ama ifade anlamında kötüdür” sözlerine yer verdi.

Öğretmenlerin haklı taleplerine ve problemlerine de değinen Ağıralioğlu, “Hükûmetimizi en az 60 bin öğretmenimizi öğrencileriyle buluşturmaya çağırıyoruz. Öğretmenlik mesleğinin itibarı ve gelecek nesillerimiz için bu atamalar elzemdir” ifadelerine yer verdi.

Ağıralioğlu, Cumhurbaşkanı’nın Şehir Üniversitesi yerleşkesinin tahsisiyle ve Halkbank’tan finans teminiyle alakalı söylediği sözlerin siyasi bir tartışmanın çok ötesinde, hukukun alanına girdiğini belirterek, “Tayyip Bey bu konuşmayı yaparken mevcut sekiz on görevinden birisi olan Ak Parti Genel Başkanı vasfının galip gelmesiyle konuşmuş olabilir. Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanlığı görevinin de uhdesinde bulunduğunu kendisine hatırlatmak isteriz. Ortada bir suç varsa bu zamana kadar neden beklemiştir? Eğer Davutoğlu, Tayyip Bey’e karşı böyle bir siyasi çıkış yapmamış olsaydı Sayın Cumhurbaşkanı yine de bunları ifade edecek miydi? Siyasette yan yanayken söylemediğiniz sözlerin, görmediğiniz hataların karşı karşıya gelince ifade edilmesini de bir ilkesizlik olarak değerlendiriyoruz. Siyasi mücadelenin centilmenlik kuralları olmalıdır. Böylesi hatalar, siyasetin ve siyasetçinin itibarını yok edecek vahim hatalardır. Ahmet Davutoğlu’nun son dönemde görev almış Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanlarının 1. derece akrabalarıyla birlikte mal varlıklarının mecliste araştırılması teklifini olumlu buluyor ve İYİ Parti olarak destekliyoruz. Ahmet Davutoğlu’nun bu mal varlığı resti siyasetçiler için bir “tenezzülsüzlük” turnusolu olmalıdır. İlkesel olarak mala, makama, mevkiye, paraya tamah etmemek, siyasetçinin itibar bulacağı yegâne alandır. Biz, ilkesel olarak siyasetin bir zenginleşme aracı olmasını doğru bulmuyoruz. Bu meyanda bir hususun daha altını şerh edelim. 15 Temmuz şehit yakınları ve gazileri için toplanan paraların akıbetinin meçhul olmasını da endişe verici buluyoruz. Bu fonun şeffaflaştırılması hem şehit yakınları ve gazilerimiz için hem de devletimizin itibarı açısından lüzumludur” dedi.

BU BÜTÇE YÖNETEMEDİK, BECEREMEDİK, FAİZE TESLİM OLDUK BÜTÇESİ

Bütçe görüşmelerini partisinin dikkatle izlediğini söyleyen Ağıralioğlu “Bu bütçe ayağa kalkıyoruz toparlanıyoruz bütçesi değil. Bu bütçe yönetemedik, beceremedik faize teslim olduk bütçesi. Bu bütçe görebildiğimiz kaba hatları itibariyle biz eğitime, sağlığa ayırdığımızdan çok daha fazlasını faize ayırdık, devletin ekonomisini israfla şatafatla lüksle berbat ettik. Bu toparlanamaz yük karşısında bütçenin en önemli kalemini faize ayırdık. Ayırdığımız diğer kalemlerde görülen şey de biz kendi yakınlarımızdan yandaşlarımızdan esirgemediğiniz hakları milletimizden esirgedik. Dolayısıyla bugünkü bütçeye konulmuş olan yüzde beşlik büyüme rakamını da tutturulabilir bir hedef olarak görmüyoruz. Enflasyonun hane halkını yaşayamaz hale getirdiği şartlarda yüzde beşlik büyüme rakamını telaffuz etmek insanın mahcubiyet duyulması gereken bir rakamdır. O yüzden süreci dikkatle ciddiyetle takip ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’nın işsizlikle ilgili “İşsizlik aslında artmıyor iş arayanların sayısı artıyor” cümlesi aslında kamu maliyesinin yönetmek anlamında işlerin ne kadar zora girdiğinin alametidir” Dedi.

Konuşmasının sonunda bir gazetecinin, MHP’li Feti Yıldız tarafından gündeme getirilen FETÖ’nün siyasi ayağının araştırılması konusundaki görüşünün sorulması üzerine, partisinin her türlü destek vereceğini vurgulayan Ağıralioğlu, “Biz 1 yıldır mecliste bununla ilgili hem hassasiyetle seyrediyoruz hem de önerge veriyoruz. Bu önergelerin hepsini Cumhur İttifakı reddetti. FETÖ’nün iktisadi ve siyasi ayağını ortaya çıkaramazsanız bu mücadele akamete uğrar. Feti Beyin açıklaması bir karar değişikliği gibiyse, biz önerge vermekten imtina etmeyiz hemen önerge veririz. Destek vereceklerse şayet, önergenin arkasında biz dururuz onlarda sözlerinin arkasında dursunlar. İnşallah Feti Bey’in çıkışı şahsi bir çıkış değildir, bu MHP’nin bir kararı gibiyse ben bunu kıymetli buluyorum. MHP hükümetle istişare ederek bir önerge verip vermeme konusunda tereddüt edebilirler eğer tereddütleri önergeyse biz önerge veririz. Önerge getirirlerse de biz destek veririz” dedi.