İYİ Parti Genel Sekreteri Dr. Aytun Çıray, Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile ilgili İYİ Parti adına basın açıklaması yaptı.
‘Akkuyu Nükleer Güç Santrali ihalesinin Osman Gazi, Yavuz Sultan Selim ve Avrasya Tüneli projelerinde olduğu gibi bir kapitülasyon anlayışıyla yürütüldüğünü belirten Çıray, ihale yöntemi ve süreç yönetimiyle bu proje de maalesef çok da uzak olmayan gelecekte Türk Milletine ağır bedeller ödetecek ve Türk dış politikasını ipotek altında bırakacak bir kapitülasyonlar zincirinin son halkası gibi görünmektedir dedi.
Çıray konuyla ilgili olarak şunları vurguladı:
ENERJİ YATIRIMI ŞART AMA BÖYLESİ DEĞİL
Biliyorsunuz, Sn. Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Sn. Putin’in katılımları ile 3 Nisan 2018 tarihinde Türkiye’nin Akkuyu Nükleer Güç Santralinin temeli atıldı.
İYİ Parti olarak enerji yatırımlarının yapılması gerektiğine inanıyoruz. Ülkemizin ve milletimizin ihtiyacı olan, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkı sağlayacak her türlü projeye, milli güvenliği ilgilendiren devlet politikalarına, sahibi kim olursa olsun gereken desteği verdik, vermeye de devam ederiz.
Ancak, Akkuyu Nükleer Güç Santraline ilişkin kurulmasına ilişkin yürütülen süreçte, hükümetin bu tür yüksek bütçeli, bol akçeli projelerde takip ettiği kafa karıştıran hususları tekrar ettiğini gözlemliyoruz.
Öncelikle, bu Santralin yapımına ilişkin Türkiye ve Rusya arasında yapılan anlaşmaya göz atmakta fayda görüyoruz. Bu sözleşmede dikkat çeken hususları takdirlerinize sunuyorum.
NÜKLEER SANTRAL RUSLARIN OLACAK
Rusya adına Rosatom - Rusya Federasyonu Devlet Atom Enerjisi Kurumu ve Türkiye Cumhuriyeti adına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkili kılınmıştır.
Projeyi gerçekleştirecek şirketin Rusya Devleti tarafından kurulacağı, bu proje şirketinin Nükleer Güç Santralinde üretilen elektrik de dahil olmak üzere, Nükleer Güç Santralinin sahibi olduğu açıkça ifade edilmektedir. (5. Madde 2. Fıkra)
Proje Şirketi, Rus tarafınca yetkilendirilen şirketlerin doğrudan veya dolaylı olarak başlangıçta %100 hisse payına sahip olacakları belirtilmiştir. Ayrıca, Rus tarafının hisse payının hiçbir zaman %51’in altına düşmeyeceği, geri kalan azınlık hisselerinin dağıtımın ise Rusya’nın ulusal güvenlik ve ekonomik çıkarları korunacak şekilde Rusya’nın insafına bırakıldığı görülmektedir. (5. Madde 4. Fıkra)
TÜRK MİLLETİ YÜZDE YÜZ KAZIKLANIYOR
Proje şirketinin elde ettiği karın %20’si, Güç Üniteleri devreye girdikten en erken 15 yıl sonra Türk Tarafına ödenmeye başlayacaktır.
Sn. Erdoğan tarafından 2023 yılına yetiştirilecek denmesine rağmen Sözleşmeye göre ilk enerji üretimi en erken 2025 yılında gerçekleştirilecektir.
Proje inşasında ihtiyaç duyulan mallar Rusya’dan tedarik edilecektir. (madde 9)
Türk tarafı, NGS’de her bir ünite (toplam 4 adet) enerji üretmeye başladıkça birim fiyat 12.35 ABD Doları senti üzerinde 15 yıl (KDV hariç) alım yapmayı taahhüt etmektedir. Yani Türk Millet yüzde yüz kazıklanıyor.
Proje'nin gerçekleştirilmesine ilişkin kullanılan veya oluşturulan fikri mülkiyete ilişkin tüm haklar; Proje Şirketi tarafından Proje'nin uygulanması amacıyla Proje Şirketine bu tür bir fikri mülkiyet hakkının kullanımı için lisans verecek olan Rosatom'a aittir.
TÜRKİYE EKONOMİSİNE ATILAN NÜKLEER BOMBA
Anlaşma şartlarından açıkça görüyorsunuz. Bu santral;
1. Hükümetin diğer milli ve yerli projeleri gibi Yabancı Menşeilidir ve Tamamen İnşaasından, Santralin Kendisine ve Üretilen Elektriğe kadar Rusya Devletine verilmiş bir enerji kapitilasyonudur. Bu Türkiye ekonomisine atılan nükleer bombadır.
2. Türkiye burada sadece müşteri konumundadır.
3. Enerji fiyatları ve teknoloji transferi bakımından Türkiye’ye bir avantaj getirmemekle birlikte, Türkiye daha önce iktidarın Rusya ve İranla yaptığı “al ya da öde” anlaşmasının bir benzeri bu santral için yapılmaktadır.
4. Bugün piyasada birim kWh enerji fiyatı 5-6 sent civarındadır. Hükümet, bugünkü fiyatın 2 katından fazla olan bir fiyata hemde 15 sene boyunca pahalı Rus Elektriğine Türkiye’yi neden mahkum etmek istemektedir.
5. Nükleer enerjinin cazip olduğu dönemdeler Güneş Enerjisine ilişkin teknolojiler bugünkü kadar gelişmiş değildir. Ancak, Türkiye son 2 yıldır hem Güneş Potansiyeli hemde bu alandaki sektör büyümesi bakımından Avrupa’da önde gelen ülkelerden birisi olmuştur. Türkiye’nin son 2 yıldaki fotovoltaik güneş paneli ithalatı 6,1 milyar $’ı bulmuştur. Sektör bu hızla büyümeye devam ederse önümüzdeki 5 yılda bu alandaki ithalat 40 milyar $’ı bulacaktır.
BEŞ SENTE GÜNEŞ ENERJİSİ VAR
6. Buradaki sorumuz şudur: “Türkiye’nin Güneş Potansiyeli Sayesinde birim enerji fiyatı bu nükleer santral için belirlenen 12.35 sent’in yarısı kadar olursa, bu nükleer santralden alınmayacak elektrik için Türkiye neden 2 katı para ödeyecektir?” Çünkü almadığımız gaz için “al ya da öde anlaşması nedeniyle 3 milyar TL” ödemeyi bu hükümet zamanında yapmak zorunda kalmıştır.
Hükümet Akkuyu NGS’ye ilişkin ekonomik, teknolojik ve çevresel bakımdan projenin Türkiye’ye faydaları ve maliyetlerine ilişkin neden bilgi vermekten kaçınmaktadır?
Ayrıca hükümetin kapı kapılar ardında milyar $’lık büyük projeleri yandaşlara peşkeş çekmesi de utanç verici bir ahlâksızlıktır.