Editör: Oğuz OK
Düzenlenen basın toplantısında seçimlerin 48 gün kaldığını hatırlatan İYİ Parti Sözcüsü Prof. Dr. Kürşad Zorlu, seçimlerin; haksızlık ve hukuksuzluğa, kötülük ve zalimliğe, yoksulluk ve yolsuzluğa karşı; Türk milletinin mührünü vuracağı yegâne pusula olacağının altını çizdi.
İYİ Parti’nin Türkiye’nin aydınlık yarınlarına ulaşabilmesi için Türk milletinin sesi olacağını söyleyen Zorlu, “Hatırlayın, bundan 20 gün öncesinde kadar seçimin akıbeti, bir bilinmezlik ve rehavet iklimiyle sınanıyordu. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in halkın tercihi ve istişareyi hayata geçirebilmek adına yürüttüğü vakur müzakere anlayışı ve milletin ittifakında ortaklaşma hedefi hayata geçirilmiş böylelikle kazanmanın yolu yani Türk milletinin çıkış yolu inşa edilmiştir. Milletimiz artık 14 Mayıs’ta iyiliğin, adaletin ve müreffeh bir Türkiye’nin yeniden hâkim olacağı günlere hazırlanmaktadır.” dedi.
3 bin 379 kişinin İYİ Parti’ye milletvekilliği aday adaylığı başvurusunun onaylandığını belirten Zorlu, başvuruların yüzde 32’sinin kadın, yüzde 21’inin ise 30 yaş altı olduğunu söyledi.
“TÜRKİYE’DE BU DEMOKRATİK YÖNTEMİ HAYATA GEÇİREN TEK PARTİ İYİ PARTİ''DİR”
İYİ Parti’nin parti programında yer aldığı gibi üye tabanlı aday belirleme yöntemine başvuracağını ifade eden İYİ Parti Sözcüsü, “Türkiye’de bu demokratik yöntemi hayata geçiren tek parti İYİ Parti''dir. Buna göre 1-2 Nisan tarihlerinde İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirler dâhil olmak üzere 15 ilimizde binlerce üyemiz sandık başına giderek milletvekili adaylarının belirlenmesi için oy kullanacaktır.” ifadelerini kullandı.
“MİTİNG YAPMAYACAĞINI TAAHHÜT EDEN SİYASİ İKTİDAR AÇILIŞ ADI ALTINDA SİYASİ PROPAGANDA YAPIYOR”
Zorlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizdeki adaletsizliğin tipik bir yansıması da seçimlere giderken bizzat siyasi iktidar tarafından milletimizin gözleri önünde sergilenmektedir. Miting yapmayacağını taahhüt eden siyasi iktidar açılış ve temel atma adı altında siyasi propaganda yapmakta ve devletin tüm imkânlarını hoyratça kullanmaktadır. Devlet ve hükûmet ayrımı çoktan silinmiştir.
Denetim ve tarafsızlıktan tamamen uzaklaşmış bu yönetim anlayışı getirdikleri ucube sistemin bile bu yükü kaldıramadığını göstermektedir.
Bildiğiniz gibi son olarak açıkladıkları üzere bakanların milletvekili adayı olarak gösterilecek olması çarpıklığı ve işlevini tamamen kaybetmiş yönetim sisteminin bir tezahürüdür.
Çünkü demokrasinin yegâne aracı seçimler, seçimlerin olmazsa olmazı da adil ve dürüst bir şekilde gerçekleşmesidir. Şimdi atamayla belirlenen bakanlar, milletin temsilcilerinin belirlendiği seçim sürecinde var gücüyle devlet kaynaklarını kullanacaklar ve bunun adı da demokrasi mi olacaktır?”
“TARİHİN EN ANTİDEMOKRATİK SÜREÇLERİNDEN BİRİ”
Anayasa’nın 106. maddesinden örnek veren Zorlu, “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan olarak atanırlarsa üyelikleri sona erer. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, Cumhurbaşkanına karşı sorumludur.’ ibaresi yer almaktadır. Getirdikleri bu yeni sisteme göre bakanlık görevi ile milletvekilliği bağdaşmamaktadır. Bakanlar Cumhurbaşkanına bir başka yönüyle partili cumhurbaşkanına bağlıdırlar. Yani seçimlerde bir partinin genel başkanına bağlı olarak bu görevi yürüteceklerdir.” dedi.
Parlamenter sistemde seçim öncesi tarafsızlık ve seçim güvenliği ilkeleri açısından Adalet, Ulaştırma ve İçişleri Bakanlarının istifa ettiğini hatırlatan Kürşad Zorlu, “Hoş, o zaman devletin müsteşarlığı da vardı. Hepsini adım adım kaldırdılar. ‘Bu sebeple milletimizin huzurunda çağrıda bulunuyoruz. Eğer bakanlar milletvekili adayı olacaklarsa bu görevlerinden ayrılmak zorundadırlar. Dar bir zamana sıkışmış kampanya süreci, tarihin en antidemokratik süreçlerinden birine sahne olsa da bu oyunu biz bozacağız.” şeklinde konuştu.
“ERDOĞAN ADAY OLAMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir kez daha aday olup olamayacağına yönelik tartışmalara değinen Zorlu, şöyle dedi:
“Bu konuda partimizin görüşü ve tavrı nettir. Cumhurbaşkanının görev süresi ve seçimi ile ilgili olarak 1982 Anayasası’nın ilk hâlinde düzenleme; ‘Bir kimse, iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez.’ şeklindedir. 2007 yılında 5678 Sayılı Kanun’daki değişiklikle Cumhurbaşkanının görev süresinin beş yıl olduğu ve bir kişinin en fazla iki kez Cumhurbaşkanı olabileceğine ilişkin kural Anayasa’ya girmiştir. 2017 değişikliğinde de bu kurala dokunulmamıştır. Yine Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu’nda da ‘Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.’ hükmü yer almıştır.
Anayasa yapıcı irade bu süreçte tali değişiklikler gerçekleştirmiş olsa da Cumhurbaşkanının iki kez seçilebilmesine ilişkin herhangi bir değişiklik yapmayarak ve görevdeki Cumhurbaşkanı ile ilgili bir geçici madde koymayarak var olan kuralın devamlılığını kabul etmiştir. Aksine bir yorum, Anayasa yapıcı iradenin yerine geçmek anlamına gelecektir.
Bu doğrultuda gerek anayasal devlet ilkesi gerekse milletimize olan sorumluluğumuz gereğince Partimiz adına Genel Sekreterimiz Uğur Poyraz bugün Yüksek Seçim Kuruluna itiraz dilekçemizi vermiş olacaktır. Böylelikle bu aşamada Yüksek Seçim Kurulu nihai kararı verecektir.”
“4 KİŞİDEN 3’ÜNÜN ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞMASI DA YETMİYOR”
Ekonomik krize de değinen Zorlu, şu ifadeleri kullandı:
“Elbette seçim yanaştı diye halkın gerçek gündeminden kopacak değiliz. Aksine halkın ekonomisi erimeye devam ediyor. Şubat ayında TÜRK-İŞ’in 4 kişilik hane için açıkladığı açlık sınırının 9.425 TL, yoksulluk sınırının ise 30.701 TL olduğunu söyleyerek başlayalım. Böyle bir ortamda en düşük emekli aylığının 7.500 TL’ye çıkmasına mı sevinelim, asgari ücretin 8.506 TL olmasına mı? Yoksulluk sınırını aşmak için dört kişilik bir hanedeki her bireyin en düşük emekli aylığını alması yetmiyor, 4 kişiden 3’ünün asgari ücretle çalışması da yetmiyor.
Bu yeni düzenleme aslında emekli maaşında bir artış anlamına gelmiyor. Emekli aylıkları 7.500 TL’ye çıkana kadar hazineden tamamlanıyor. Yani en düşük emekli aylığı olan 5.500 TL alan bir emekliye hazineden 2.000 TL, 7.400 TL aylığı olan bir emekliye ise 100 TL transfer yapılıyor. Gelecek sene emekli aylıklarına zam yapıldığında bu zamlar 7.500 TL üzerinden değil, 5.500 ve 7.400 TL üzerinden yapılacak. Yani tam bir şeyler yapıyormuş gibi görünme, seçmene sevecen görünme çabası aslında AK Parti’deki.
Hesaplamalarına göre 7.500 TL üzerinde aylığı olan yaklaşık 7 milyon emeklinin aylıklarında herhangi bir artış olmayacak. Hepiniz biliyorsunuz ki son yıllarda iş gücü piyasasının özeti şu şekilde: Asgari ücrette eşitlenen milyonlarca emekçi. İşte pek bir alışık olduğu bu uygulamadan emeklileri de mahrum etmek istemiyor belli ki AK Parti. Tüm emeklileri açlık sınırının, asgari ücretin altında bir aylık düzeyinde eşitlemeye çalışıyor. Tüm emeklilere aynı oranda artış vermek varken böyle bir uygulamaya gidilmesinin başka bir açıklaması yok bizce. Ancak emekçilerimize de emeklilerimize de ant olsun ki hakkınızı gasp edenlere, sizleri yoksullukta eşitleyenlere elveda demeye sadece 48 gün kaldı. Elbette zenginliği adil şekilde bölüşeceğimiz, zenginlikte eşitleneceğimiz günlere az kaldı.”AK
İlgili Haberler