Erman Çimen / YENİÇAĞ
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayımlandığı 'Aile' dergisinde vatandaşlara Pazar alışverişi için verilen öneriler tepki çekti. 2020 yılı bütçesi 11 milyarı bulan kurumun dergisinde yer alan "Tasarruflu pazar alışverişi nasıl yapılır?" başlıklı yazıda “Ucuza almak için akşam saatlerini bekleyin”, “Kaliteli ve ucuza almak için de aynı pazarcıdan alışveriş yapın” gibi tavsiyelerde bulunulmuştu.
Sosyal medyada büyük tartışma yaratan bu ifadelerle ilgili Diyanet’e bir tepki de İYİ Parti’den geldi.
İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, vatandaşların nerede, ne zaman alışveriş yapacaklarının Diyanet İşleri’nin görevleri arasında bulunmadığını belirterek ‘Beklerdik ki Diyanet İşleri Başkanlığı, bizlere tasarrufu, paylaşmanın ve yardımlaşmanın önemini, israfa karşı olmanın önemi gibi konuları anlatsın. Çok üzücü ki Diyanet İşleri dini adına görev yapan bir kurum olmaktan çıkıp, iktidarın sözcülüğüne düşmüş gibi bir görüntü veriyor. Bir güven anketi yapılsa toplumumuzun %50’den fazlası bu kuruma güvenmediğini ifade eder. Bu çok üzücü bir durumdur’ diye konuştu.
Söz konusu ifadelerin pazarcı esnafına da hakaret sayılacağını vurgulayan Yokuş; ‘Yani sürekli alışveriş yaptığın yerler sana iyi mal verir. Ama sürekli alışveriş yapmadığın yer sana kötü mal verir. Bu ifadeler Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayınına yakışıyor mu? Ayıptır, pazarcı esnafına da hakaret sayılır bunlar…” ifadelerinde bulundu.
İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş’un Yeniçağ’a yaptığı açıklamaları şöyle:
‘DİYANET BİZE İSRAFI ANLATSIN’
“Öncelikle Diyanet İşleri'nin görevleri arasında vatandaşların ne zaman, nerede alışveriş yapacakları yer almıyor. Beklerdik ki Diyanet İşleri Başkanlığı, bizlere dinin emirleri doğrultusunda tasarrufu, paylaşmanın ve yardımlaşmanın önemini, israfa karşı olmanın önemi gibi konuları anlatsın.
‘VATANDAŞ HUTBELERE BİLE TEPKİ GÖSTERİYOR’
Diyanet maalesef daha çok bunları gündeme getirip vatandaşları birbirine yakınlaştırma yolunu seçmesi gerekirken, verdikleri fetvalar, Cumhurbaşkanının söylemlerine benzer açıklamalar yapılması, sanki Diyanet İşleri Başkanlığı İslam dini adına görev yapan bir kurum olmaktan çıkıp, iktidarın sözcülüğüne düşmüş gibi bir görüntü veriyor.
Hatta vatandaşımızın da özellikle Cuma hutbelerinde tepki koyduğunu biliyoruz. Tüm bunları yan yana koyduğunuz zaman, Diyanet İşleri Başkanlığı asli görevini yapmadığını, yanlışlar sarmalını sürdürdüğünü biliyoruz.
‘KURUMLARA GÜVENSİZLİK ARTTI’
Tabi bunun sebeplerini araştıracak olan iktidarın kendisi... Ama hepimiz biliyoruz ki son 17 yılda kamu kurumlarımızın büyük bir bölümünde benzer aşınmalar var. Kızılay’dan TRT’sine, YSK’dan İçişleri Bakanlığı’na kadar toplumda bu kurumlara, yani devlet kurumlarına git gide artan bir güvensizlik var. Bunun sebebi de iktidarın kamu kurumlarını, ehil eller yerine siyasi mülahazalarla, liyakati esas almadan atadığı bürokratlardan, partizanlaşmış bir yapılaşmaya gitmesinden kaynaklanıyor.
‘ÇOK ÜZÜCÜ BİR DURUM’
Maalesef Diyanet İşleri Başkanlığı’na güven anketi yapılsa toplumumuzun %50’den fazlası bu kuruma güvenmediğini ifade eder. Bu çok üzücü bir durumdur. Öncelikle bu kurumda görev yapan yöneticilerin kendilerine bir çeki düzen vermeleri ve iktidardan bağımsız davranmaları gerekir.
Sn. Cumhurbaşkanı bir açıklama yapıyor arkasından faizi helal hale getirebilen bir Diyanet İşleri Başkanı görüyoruz. Siyasi iktidarın etkisi altında kalan liyakatsiz yöneticiler yüzünden sürekli itibar kaybediyorlar. Kurumların güven kaybetmesi demek, Devlet’e olan güvenin törpülenmesi demektir. İktidarın son 17 yılda en büyük tahribatlarından biridir bu.
‘ESNAFA DA HAKARET SAYILIR’
Bu cümleler aynı zamanda pazarcı esnafına da hakaret sayılır. Onları rencide eder. Yani sürekli alışveriş yaptığın yerler sana iyi mal verir. Ama sürekli alışveriş yapmadığın yer sana kötü mal verir. Bu ifadeler Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayınına yakışıyor mu? Ayıptır, Diyanetin işi değildir bunlar…”