İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Erhan Usta, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, açıklanan asgari ücreti değerlendirerek, bu rakamın bir evi geçindirmeye yetecek bir miktar olmadığını, işçiyi de işvereni de mağdur eden bir asgari ücretin açıklandığını ifade etti.
Usta, açıklanan asgari ücretin Türk-İş’in açıkladığı açlık sınırının biraz üzerinde olduğunu ancak yılın ortasına doğru bu ücretin açlık sınırının altında kalacağına dikkat çekerek, şunları söyledi:
ÇALIŞAN YOKSULLAR KESİMİ OLUŞTU
“Hükümet enflasyonun üzerinde olduğunu söyledi ancak gıda enflasyonu yüzde 20’nin üzerinde. Ücretlilerin yüzde 43’ü asgari ücret ile çalışıyor, bizde asgari ücret daha önemli. Asgari ücret neredeyse genel ücret olduğu bir ortamda bu kadar düşük olması yanlış olmuştur. Bir çalışan yoksullar kesimi oluşmuştur yani çalışırken yoksulluk çeken. Önerimiz asgari ücretin en az 3000 lira olmasıydı. Burada maliyeti devletin üstlenmesiydi. Şu anda hükümet işçiyle işvereni başbaşa bıraktı ne yaparsanız yapın dedi. Hiçbir destek verilmedi bu ciddi bir kayıt dışılık doğuracaktır. Dolayısıyla işveren kayıtlı çalışanını kayıtdışı çalıştıracak veya Suriyeli çalıştırarak daha düşük ücret vermenin yolunu arayacak. Dolayısıyla işçiyi de işvereni de mağdur eden bir asgari ücret açıklanmıştır.
Hala geç değil bir şeyler yapılabilir. Yeni vergi düzenlemeleri yapılacak, bu vergi düzenlemelerinde asgari ücretlinin en azından yüzde 15’lik dilimden yüzde 20’lik dilime geçirilmesinin önünde durmak lazım. Buradan bir miktar vergi yükü hafifletilebilir. Yüzde 15’lik oran yüzde 10’a çekilerek bir miktar ücretin artırılması sağlanabilir. İşverene maliyeti düşürecek SGK indirimleri yapılabilir”
MERKEZ BANKASI’NIN TBMM’DE MİLLETVEKİLLERİNE YAPTIĞI SUNUM BİR PİYASA SUNUMUYDU
Piyasanın yeni Merkez Bankası yönetime bir avans vermek istediğini ve olumlu davrandığını belirten Usta açıklamasında şunları söyledi:
“Özellikle Cuma günü Merkez Bankası’nın plan bütçe komisyonunda yaptığı sunumundan sonra benim kaygılarım arttı. Merkez Bankası’nın TBMM’de Milletvekillerine yaptığı sunum bir piyasa sunumuydu. Piyasada normal vatandaşlara yapılan sunumun aynısı bize yapıldı. Uzman yardımcısının yaptığı bir sunum yapıldı. Halbuki, çok daha etkili bir sunum yapılması gerekirdi. Merkez Bankası faaliyetlerinin de söylenmesi gerekirdi. Rezerv konusundan hiç bahsedilmedi. Risklerden hiç bahsetmedi. Merkez Bankası ikazlarda bulunur, bu Merkez Bankası başkanından beklentimizdi olmadı. Riskler konusuna girmedi, hükümetten beklentiler konusuna girmedi. Merkez Bankası Başkanı sorduğumuz sorulara cevap vermedi.
Biz şunu çok net biliyoruz Merkez Bankası’nın şu andaki faiz artırımı Sayın Erdoğan’ın izni ile olmuştur. Merkez Bankasının bağımsız bir şekilde aldığı bir karar değildir. Şeffaflık konusunda ciddi endişeler taşıyoruz. Rezerv konusunu bütün milletvekilleri sordu, biz de sorduk bu rezervleri nasıl sattınız, kime sattınız, ne kadar sattınız söyleyin. Ülkenin 130 milyarı gidiyor Merkez Bankası başkanı sanki bu konu hiç yokmuş gibi hareket etti ve sorduğumuz sorulara cevap vermedi. Şeffaflık ve tarafsızlık bağımsızlık konusundaki beklentimizi hayal kırıklığına uğratacak bir konuşma yapmıştır Merkez Bankası Başkanı.
PARA POLİTİKASI TUTANAKLARI AÇIKLANSIN
Türkiye’nin rezervlerinin eridiği dönemde 2018’den sonra bütün para politikası tutanakları açıklansın. Bunu sütün dünya açıklıyor, net bir şekilde açıklansın biz görelim. Toplantı tutanaklarının açıklanmasını İYİ Parti Grubu olarak talep ediyoruz. Yaklaşık 35 milyar dolar civarında kamu bankalarının rezervi bu süreçte erimiştir bunun açıklanması Türkiye ekonomisinin önümüzdeki dönemdeki sağlığı sıhhati açısından önemli olacaktır.
Faizdeki artışa orantılı olarak dolar kuru aşağı doğru geldi. Biz bunu daha önce çok gördük. Bu aradaki zamanı iyi değerlendirebilirsek şu anda piyasa bir avans verdi. Bu süreç iyi değerlendirilmezse tekrar dolar yukarı doğru gidecektir ve yeni bir fiyat oluşacaktır. Reformlar yapılamazsa Türkiye çok daha büyük dolar kuru şoklarıyla karşılaşacaktır. Bu süreçte de Merkez Bankası’nın bağımsız olup olmadığını öreceğiz.
Salgın döneminde ekonomik sıkıntıların olduğu bir dönemde vatandaşı kendi kaderiyle başbaşa bırakan bir hükümet uygulaması yaşadık 2020 yılında. Bütün dünya vatandaşını desteklerken, bizim hükümet vatandaşı krediye teşvik etti. Dolayısıyla vatandaşını ihmal eden bir hükümet anlayışı olmuştur. Bunu yaşadık 2020 yılında.
Türkiye’nin 2020 yılında 125-130 milyar civarında rezervi heba olmuştur, ucuza gitmiştir, kime nasıl gitmiştir bunu bilemiyoruz. 2020 yılının en büyük olayıdır, tarih bunu yazacak, bunlar sorgulanacak. Biz umarız ki, Merkez Bankası bunlarla ilgili araştırmaları yapsın ve açıklasın. 2021 yılı zor bir yıl olacak buna rağmen biz yine umutluyuz inşallah Türkiye daha güzel günleri yaşar”
Çocukları tehdit eden gizli tehlike
Hamilelik döneminde hangi testler yapılmalıdır?
Kadınlarda en sık görülen kanser türü!
Remzi Özdemir yorumladı Borsa coştu, Dolar düştü Piyasalarda bayram havası mı var?
Asgari ücrete yapılacak zamdaki gizli sır
Kur'an-ı Kerim'i ilk kim Türkçeye çevirdi?