Bünyamin ÖZTÜRK / ANKARA
İYİ Parti Sosyal ve Kadın Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sibel Yanıkömeroğlu, toplumsal alanda önemli projeleri olduğunu söyledi. Sosyal yardım konusunun seçmenden oy alma anlayışıyla yapılmasına tepki gösteren Yanıkömeroğlu, "Bizim anlayışımız yardıma muhtaç insanlar yaratmak değil tam tersi yardıma muhtaç vatandaşlarımızın ihtiyaçları karşılanarak onların kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlamak yönündedir" dedi. Sibel Yanıkömeroğlu'nun sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
- Yerel seçimlerde kadın aday kotası olacak mı?
Partimizde özellikle kadın kolları kurmadık. Bunun ana sebebi, siyasette yer alan kadınların geneli Türkiye'de kadın kollarında yer alıyor. Bu çerçevede, bize göre kadın kolları dolaylı olarak kadınlara "sen siyasi yaşama katıl ama yerini bil, kendi kolun var orada ne yapıyorsan yap" demek. Ama kadın siyasetin her alanında yer almalı. Bizim Genel Başkanımız bir kadın. Evet, bize göre kadın siyasi karar alma mekanizmalarında yer almalı ve görünürlüğü sadece sosyal politikalar alanında değil her alanda olmalı.
Kadın, maliye politikalarını, savunma politikalarını, dışişleri politikalarını da üretebilir ve yönetebilir. Partimiz cinsiyet eşitliliği kavramını benimsemiştir. Bu çerçevede tüzüğümüz bilinçli bir şekilde kadın kotası ifadesini kullanmamış ve "en az yüzde 25 cinsiyet kotası uygulanır" söylemini tercih etmiştir. Ama gerçekler ile yüzleşmek gerekir. Ataerkil bir toplumda yaşıyoruz ve bizim mücadelemize katılmak isteyenlerin çoğunluğu erkeklerden oluşuyor.
Bu çerçevede her ne kadar "kadın kotası" söylemini benimsemesek de "cinsiyet kotası" uyguluyoruz. Kadınlarımızın siyasette daha aktif rol alması için de bunu gerçekleştirmek zorundayız. Parti'nin katıldığı milletvekili genel seçimlerinde merkez yoklaması yoluyla belirlenecek adayların tespitinde; il genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için adayların tespitinde; genel idare kurulu seçimlerinde, il-ilçe-belde yönetim kurullarının seçimlerinde; delege seçimlerinde, disiplin kurullarının seçimlerinde asil ve varsa yedek üyeliklerde ayrı ayrı olmak üzere en az yüzde 25 cinsiyet kotasını başarıyla uyguladık ve uygulamaktayız. Genel seçimlerde kadın adaylarımızı seçilebilecek yerlere koyduk. Bu doğrultuda yerel seçimlerde kadın erkek eşitliğini göz önünce bulundurarak aday listesi oluşturacağız.
- Kadınlar için pozitif ayrımcılık içeren projeniz var mı?
Ocak 1923'te Atamız, İzmir'de vatandaşlara hitap ederken, kadın erkek eşitliği konusundaki görüşünü berrak bir şekilde ifade etmiştir "Bir toplum cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurun sonucudur. Bir toplumun bir uzvu faaliyette bulunurken öteki uzvu atalette olursa, o toplum felce uğramış demektir. Bizim toplumumuz için ilim ve fen lüzumlu ise, bunları aynı derecede hem erkek ve hem de kadınlarımızın elde etmeleri gerekir" demiştir. Biz bu görüşü esas aldık ve Atamızın 1923'te öngördüğü eşitliği gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Pozitif ayrımcılık, zayıf ve güçsüz kesimin korunması demektir. Ülkenin yarısını oluşturan kadınların "dezavantajlı" kategorisinde yer alması sizce doğru mu? Pozitif ayrımcılık ihtiyacı k‰ğıt üzerindeki hukuki norm ve eşitlik kavramının adaletli bir şekilde uygulanamadığının göstergesidir.
Aslında, pozitif ayrımcılık, "çocuk", "yaşlı" gibi korunmaya muhtaç kesimi de içerir ama ülkemizde daha çok "kadın" olarak algılanır. Pozitif ayrımcılık kadın açısından bakıldığında "zorlama" bir şeydir. Biz kadınların pozitif ayrımcılığa ihtiyaç duymadığı bir Türkiye istiyoruz. Ama bu sadece bizim mücadelemizle olmaz, bunun partiler üstü ve uluslararası standartlarla uyumlu bir hedef olması gerekir. Ama evet, amacımıza ulaşana kadar kadınların daha önemli siyasi aktörler olabilmesi için, iş hayatında daha faal olabilmeleri için elimizden geleni yapacağız. Kadınların istihdam oranı erkeklerin yarısından bile az. Kadınların istihdamda yarı zamanlı çalışma durumu erkeklerin 3 katı. Türkiye'de yönetici pozisyonunda kadın oranı yüzde 16.7. Biz, fırsat eşitliği sağlayacak yasal düzenlemeleri Meclis'e önerge olarak sunmayı hedefliyoruz. Kadınların haklarını daha ileriye taşıyacak düzenlemeler için çalışmalar yaparken, aynı zamanda kadınlarımızın hakları ile ilgili mevcut hukuki düzenlemeler hakkında bilinçlendirilmeleri çalışmalarımıza hız vermiş durumdayız. Bunun yanı sıra cinsiyetçilik konusunda mücadelemizi pekiştirmek adına parti içi çalıştaylar düzenliyoruz. "Cinsiyetçiliğe Geçit Yok" adlı ilk çalıştayımız 3 Kasım'da Ankara'da gerçekleşti.
- Genel başkanın bir kadın olması partideki kadın bakışını değiştirdi mi?
Partimiz, bir kadın genel başkanın liderliğinde kuruldu ve yol almaktadır. Bu bakımdan partimizin her kademesi bir kadının liderliğine büyük bir coşku ve gurur ile yaklaştı. Bu yaklaşım daha da güçlenerek devam etmektedir. Parti dışındaki kadına bakışı değerlendirecek olursak, günümüzün Türk siyasi panoramasına bir kadın liderin eklenmesi şüphesiz Türkiye için ve siyasetin genel yapısı açısından büyük bir kazançtır. Bunun yanı sıra, bir kadın genel başkan, erkek egemen algısının hakim olduğu siyaset dünyamızda, kadın siyasetçiye bakış açısında fevkalade olumlu katkıda bulunmuştur. Ayrıca, bilhassa kadın seçmenlerimiz ile Genel Başkanımız arasında çok olumlu bir etkileşim ortaya çıkmıştır. Bu durum, siyasette kadınlarımızın daha çok rol almaya özendirici bir etkisi olduğu ve olacağı muhakkaktır.
Tüm saydıklarıma ilaveten bir kadın genel başkanımızın olması uluslararası arenada çok olumlu karşılandı ve ülkemizin imajına katkıda bulundu.
- Kadına ve çocuklara taciz ve şiddete yönelik ne tür çalışmalarınız var?
Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre son 7 yılda kadın cinayetleri yüzde 400 arttı. Tecavüze uğrayan kadınların yarısı 18 yaşının altında yani kanunen çocuk. Aralık ayında 41 çocuk, 2017 toplamında ise 387 çocuk cinsel istismara uğradı. Ama nasılsa mücadele ediliyor değil mi...
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre 2017 yılında 409 kadın cinayeti işlendi, 387 çocuk cinsel istismara uğradı ve 332 kadına cinsel şiddet uygulandı. Platformun verilerine göre, 2016 yılında 328 kadın, 2015 yılında ise 303 kadın öldürülmüştü.
Bu artışın önemli sebeplerinden biri adaletin yeterince işlemediğine duyulan inanç ve bu doğrultuda işlenen suçların cezasız kalacağı düşüncesi. Genel kanı kolluk veya adli sürecin adil bir şekilde işlemeyeceği yönündedir. Bu da suça eğilimi arttırdığı gibi, kadınların da şiddeti veya istismarı kabullenmesine sebebiyet verir. Biz bu durumlarda ceza indirimlerinin ve rıza gibi unsurların tamamen kaldırılması yönünde çalışacağız. Bunun yanı sıra sosyal birçok etken de şiddetin artmasında önemli rol oynuyor. Bunlardan bazıları dizilerde neredeyse meşru görülen kıskanç erkek şiddeti yahut baskısı. Bunun için de gerekli önergeleri vereceğiz. Liderlerin kullandığı öfke ve şiddet dili de erkek agresivitesini arttırıyor. Seçim döneminde Genel Başkanımızın maruz kaldığı ve bunun için dava açtığı bazı cinsiyetçi söylemleri hatırlayacaksınızdır. Unutmamak gerekir ki bireysel silahlanma da kadına karşı şiddetin ve çocuklara yönelik istismarın sebeplerinden biri. Biz bununla da cesurca mücadele edeceğiz.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre ülke genelinde yaşamının herhangi bir döneminde eşi veya eski eşi tarafından fiziksel şiddete maruz bırakılan kadınların oranı yüzde 39.3. Yaşadıkları fiziksel şiddet sonucunda yaralanan kadınların oranı yüzde 25. Yaşadıkları şiddeti kimseye anlatamayan kadınların oranı ise yüzde 48.5. Bu da gösteriyor ki bu verilerdeki şiddet oranları gerçeğin çok altında. Bu çerçevede STK'lar ile çalışarak gerçek istatistikleri su yüzüne çıkartmamız gerekiyor. Gerçeklerden kaçarak çözüm bulamayız.
Gene Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre bu yıl şiddet gören 300 kadın kimlik değiştirmek zorunda kaldı. Kimlik değiştirmek zorunda kalan kadınlar sistemde artık görünmediği için çocuğunu okula yazdıramamak, devletten yardım alamamak gibi birçok mağduriyet yaşadı. Bizim hedefimiz, gerçekten kadını ve çocuğu koruyacak yasalar çıkartmak. Kadınların koruma taleplerine en hızlı şekilde cevap verilmesini sağlamak ve sağlanmadığı takdirde kurumların sorumluluğunun söz konusu olması. Ayrıca sığınma evi talebi olan kadın ve çocuklar için bu hizmetin arttırılması. Bunun yanı sıra kadını iş gücüne katarak ekonomik bağımsızlığını sağlayarak şiddet gören kadının gelecek korkusu olmadan sesini duyurabilmesini sağlamak.
- Sosyal yardımlar konusunda İYİ Parti'nin vaatleri neler?. Özellikle kazanılan belediyeler üzerinde ihtiyaç sahibi ailelere yönelik ne tür yardımlar olacak?
Sosyal yardım alan vatandaşlarımızın bu yardımları aynen devam edeceği gibi, bunların daha da iyileştirilmesi için gereken çabayı göstereceğiz. Diğer taraftan özellikle gençlerimiz açısından, onların ekonomik hayata kazandırılmaları suretiyle bilgi ve becerilerinin heba olmaması ve daha da geliştirilmesi için çok kapsamlı projeler üzerinde çalışıyoruz. Burada önemli olan gençlerimize balık tutmayı öğretmek. Bu çerçevede ilgili belediyenin görev alanına giren bölgenin ihtiyaçlarını tespit edip, o ihtiyaçlara cevap verecek hem sosyal hem de istihdama yönelik projeler geliştirilecek.
Şimdiden başladığımız bir projeden bahsetmek isterim. Her ilimizin gençlik kolları, ilçe gençlik kolları ile çalışarak bizlere aylık ihtiyaç raporu sunmaktadır. Bu raporlar bize yol gösterici olacak ve yerel bazda doğru çözümler üretmemizi sağlayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerinden biri sosyal devlet olmaktır. Biz de bu niteliği diğer nitelikler gibi samimiyetle benimsiyoruz. Dolayısıyla hem genelde hem de yerel yönetimlerde bu ilkenin en geniş ve etkin şekilde uygulanması gerektiğine inanıyoruz. Siyasetimiz de bu istikamette olacaktır. Yalnız burada etkinden kastım bunu bir seçim yatırımı olarak değil Türkiye Cumhuriyeti'nin büyüklüğüne yakışan bir şekilde uygulamayı öngörüyoruz.
Bugün yardımlar hem genelde hem yerelde seçim malzemesi olarak kullanılıyor. Biz yardımları öncelikle ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza yönlendireceğiz ve onların oylarına değil gönüllerine ve akıllarına hitap ederek yapacağız. Bizim anlayışımız yardıma muhtaç insanlar yaratmak değil tam tersi yardıma muhtaç vatandaşlarımızın ihtiyaçları karşılanarak onların kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlamak yönündedir. Aman insanlar yardıma muhtaç olsunlar, ben yardım sağlayayım, sonra oy versinler anlayışını kökten reddediyoruz. Yardıma muhtaç insanlar topluluğu yaratma anlayışına karşıyız.