YSK, 31 Mart yerel seçiminin Türkiye'de sistem değişikliğinin ardından yapılacak ilk seçim olduğundan yola çıkarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim yasakları kapsamına alınmasına ilişkin İYİ Parti'nin yaptığı başvuruyu reddetti.
Buna göre Erdoğan, bakan ve milletvekillerinin 21-31 Mart günleri arasında makam araçlarını kullanamayacağı, açılış ve temel atma törenlerinin düzenlenemeyeceğine ilişkin seçim yasaklarından muaf olacak, seçim gününe kadar 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla devletin tüm olanaklarını kullanarak seçim propagandası yapabilecek.
2019 bütçesinden de siyasi partilere önce yaklaşık 347 milyon liralık yardım aktarılacak ve yerel seçimler nedeniyle de aynı miktarda ikinci bir destek daha verilecek.
AKP'ye335, CHP'YE 178, HDP'YE 92, MHP'YE 87.5, İYİ PARTİ'YE 78.5 MİLYON LİRA VERİLECEK
Bütçe rakamlarına göre devlet yardımlarında en büyük payı yine AKP'nin olacak. 2019 bütçesinden AKP'nin kasasına yaklaşık 335 milyon lira aktarılırken, CHP'ye 178 milyon 564 bin lira, HDP'ye 92 milyon 238 bin lira, MHP'ye 87 milyon 508 bin lira ödenecek. İYİ Parti'ye de 78 milyon 520 bin lira verilecek.
İYİ PARTİ DAVA AÇIYOR
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcılarından Hasan Seymen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim yasakları kapsamına alınması için YSK'ya başvuru yaptı. Seymen, yeni sistemde partili bir cumhurbaşkanı olduğunu ve onun da seçim yasağı kapsamına alınması gerektiğinde ısrarcı.
"YSK, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yasaktan muaf tutarak 'partili cumhurbaşkanı'na kıyak geçmiş oldu. Tamamen hukuk dışı bir durumla karşı karşıyayız" diyen Seymen, "Oysa 16 Nisan 2017'deki anayasa değişikliği referandumuyla Erdoğan yeniden AKP'nin genel başkanı oldu. Siyasi bir kimliği var. Seçim yasakları kapsamına alınması hukukun gereğidir" ifadesini kullandı.
Hasan Seymen'in siyasi partilere yapılan bütçe yardımı konusunda da İYİ Parti'nin 'ayrıca bir haksızlığa uğradığını' söyledi. İYİ Parti'nin 24 Haziran 2018'te mecliste grup kurduğunu hatırlatan Seymen, 2018'in Haziran ve Aralık ayına ait bütçe yardımının kendilerine yapılmadığını belirtti. Bu konuda hem Cumhurbaşkanlığı'na hem de Maliye'ye başvurduklarını ancak yanıt alamadıklarını belirten Seymen, "Yaşadığımız bu haksızlık karşısında da mahkemede hakkımızı arayacağız. Dava açacağız" diye konuştu.
Seymen, "Tüm bu açık göstergelere karşın AKP ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıp da seçimin eşit koşullarda yapılacağını söylemesin. Kimse inanmaz" çıkışında bulundu.
"İKTİDAR HER ZAMAN BÜTÇEDEN ASLAN PAYINI ALIR"
AKP ise muhalefetin her seçim döneminde bu tür şikayetleri gündeme getirdiğinden yakındı.
"Erdoğan konusunda kararını YSK verdi. Ülkenin resmi kurumlarının verdiği kararlara uyulması gerekiyor. Durum bu" diyen AK Partililer, bütçe payları konusunda da kendilerinin iktidar olduğuna dikkat çekti.
"İktidar her zaman bütçeden aslan payını alır" görüşündeki AKP'liler, ortada herhangi bir haksızlığın olmadığını iddia etti. AKP cephesinde, İYİ Parti'nin 2018 yılına ait bütçe yardımını alamaması konusunda da bürokratik işlemlerden kaynaklı bir yavaşlama olduğu belirtildi.
DW Türkçe'den Hilal Köylü'nün haberine göre CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, 31 Mart yerel seçimine giden süreçte sadece YSK'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı seçim yasaklarından muaf tutmasının değil, Hazine'den siyasi partilere yapılacak yardımların da siyasi partiler adına seçimde bir haksız rekabet ortamı yarattığına dikkat çekti.
Bulut, "Geçmiş seçimlerden de biliyoruz ki sadece devletin parası değil, devlet uçağı, otobüsü de AKP'nin, Erdoğan'ın emrinde olacak. Bırakın eşitsiz yarışı, yine kontrolsüz güç Erdoğan'la mücadele edeceğiz" diye konuştu.
"HALKIN BÜTÇESİNİ ARTIK SARAY YAPIYOR"
CHP'li Bulut, "Eski sistemde bütçeyi halk adına TBMM yapardı. Yeni sistemle birlikte halkın bütçesini artık Saray yapıyor. Tek bir kişi hangi bakanlığa ne kadar para aktarılacağına, hangi kalemin nereye harcanacağına karar veriyor" derken, cumhurbaşkanlığı bütçesindeki yüzde 233 oranındaki artışa da dikkat çekti.
Bulut, "Bütçe, mecliste parmak çoğunluğuyla AKP'li vekiller tarafından sorgusuz sualsiz kabul ediliyor. Cumhurbaşkanı kendi bütçesini yüzde 233 oranında artırıyor, üzerine örtülü ödeneği de kullanıyor" diyerek Türkiye'de siyasi partiler açısından seçimin eşit koşullarda yapılmasının hiçbir koşulda imkanı kalmadığını öne sürdü.