FATMA GÜL-YENİÇAĞ
İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararının üzerinden 15 gün geçmişken YSK’nın gerekçeli kararını hala açıklayamaması büyük dikkat çekti.
İYİ Parti Genel Sekreteri Cihan Paçacı ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, konuyla ilgili Yeniçağ’a açıklamalarda bulundu.
CİHAN PAÇACI: "HUKUK DIŞI BİR KARAR ALDILAR, HUKUKA UYDURMAYA ÇALIŞIYORLAR"
İYİ Parti Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Cihan Paçacı, gerekçeli kararın hala açıklanmamasıyla ilgili olarak, “YSK hukuk dışı siyasi bir karar verirseniz, onu hukuka uydurmakta zorlanırsınız. Hukuka uygun bir gerekçe yazmakta zorlanırsınız. Şuanda YSK’nın gerekçeli kararını açıklayamamasının gerçek sebebinin bu olduğu kanaatindeyim. Hukuka uygun bir gerekçe bulamıyorlar. Süreci bu yüzden uzatıyorlar” şeklinde konuştu.
Gerekçeli kararın insanları detaylarda boğma amaçlı olduğunu da dile getiren Paçacı, “Basından duyduğumuz kadarıyla 200 sayfalık bir gerekçe yazıyorlarmış. Eğer sayfa adedi artarsa bu detayda insanları boğarak, gerçeği saklamaya çalışan bir yöntem olarak görüyorum” ifadelerini kullandı.
"YSK 100 YILLIK BİR GAF'A İMZA ATAR"
Binali Yıldırım’ın oy pusulası iddialarına da değinen Paçacı, “Binali Yıldırım’ın pusula iddiası YSK’nın gerekçeli kararında yer alırsa eğer insanların aklıyla alay ederler. Bu iddiayı YSK kullanırsa en az 100 yıllık bir GAF’a imza atarlar” dedi.
ONURSAL ADIGÜZEL: "6 MAYIS'TA MİLLETİN İRADESİ, ATANMIŞ 7 YSK ÜYESİ TARAFINDAN GASP EDİLDİ"
YSK’nın gerekçeli kararı hala açıklamamasına tepki gösteren Onursal Adıgüzel, “En başından beri netleştiremedikleri bir sandık sayısı vardı. Bir 202 dediler, bir 212 dediler. Biz bunun araştırılmasını istedik sorun var mı bu sandıklarda diye. Ancak bu bilgilere ulaşamadık. Şuanda kararın bu kadar geciktirilmesinin sebebi minareye kılıf aramalarıdır. Ellerinde somut bir delil üretemediler. YSK’nın 24 Haziran’da aldığı kararlar da var. YSK ‘sandık kurullarındaki bazı durumlar milletin iradesine etki etmiyorsa gelen itirazları reddederim’ diyor. 6 Mayıs’a kadar da hep bunu yaptı. ‘Eğer memur gelmezse sen bir kurul kur ve devam et’ der yasa. Ama bunların hepsini bay-pass etti, kendi kararlarının arkasında durmadı YSK. Şimdi de zaman kazanarak bir gerekçe yazmaya çalışıyor. Bu gerekçeyi hazırlarken de görüyorum ki bahaneleri çoğaltmaya başladılar. Bahanelerin arkasına sığınacaklarsa öncelikle 24 Haziran seçimlerini de iptal etmeleri gerekiyor. 24 Haziran’da görev almış kişilerle 31 Mart’ta görev almış kişileri karşılaştırsınlar. İsimler eşleşiyor olabilir. O zaman Cumhurbaşkanı’nın mazbatasını da iptal etsinler. AKP’nin anlayışı şu: Kaybedince şaibeli, kazanınca hiçbir şaibe yok. YSK da bu duruma tamamen çanak tutuyor. 6 Mayıs’ta milletin iradesi, atanmış 7 YSK üyesi tarafından gasp edildi. Bu talimatla mı olmuştur, keyfi bir karar mıdır bunları kamuoyunun vicdanına sunuyorum” ifadelerini kullandı.
"KAOS OLUŞTURACAK 200 SAYFALIK KARAR YAZARAK SIYRILMAYA ÇALIŞACAKLAR"
200 sayfalık gerekçeli karar hakkında değerlendirme yapan Onursal Adıgüzel, “82 milyonun vicdanını yaralayan bir karar aldılar. Ve çıkıp tek bir cümle söyleyemediler. Kimsenin aklındaki soru işaretlerini ortadan kaldıramadılar. Şimdi kaos oluşturacak 200 sayfalık bir karar yazarak buradan sıyrılmaya çalışacak. 6 Mayıs’tan bugüne 15 gündür bir gerekçeli karar yazmaya çabalıyorlar. O 200 sandığı 700-800’e çıkaracaklar kafalar karışsın diye. İçine 50 tane de mesele ekleyecekler. Ben şimdiden söyleyeyim. O yüzden böyle hariçten gazel okumaya gerek yok. Vatandaş her şeyi net bir şekilde görüyor. Eğer seçim günü böyle bir şaibe olduğunu gördülerse, neden ertesi sabah tüm İstanbul’da teşekkürler pankartı vardı?” diye sordu.
"BİNALİ YILDIRIM OY PUSULASI İDDİALARIYLA KENDİ SEÇMENİNİ AŞAĞILIYOR"
Binali Yıldırım’ın oy pusulası iddiaları hakkında da konuşan Adıgüzel, "Gülüyorum sadece bu açıklamaya. Başbakanlık yapmış, ülkeye bakan olarak hizmet etmiş bir siyasetçinin bunları söylemesine hem gülüyorum hem üzülüyorum. Karşısındakileri de aptal yerine koymasınlar. Yani dış görünüşüne bakarak seçmen ayırt edildiğini düşünüyorlarsa birinin, öbür boyutuyla baktığınızda o seçmen 'ben büyükşehir oy vermedim' diye sormayacak kadar AKP seçmenini aşağılıyor mu Binali Bey? Binali Yıldırım kendi seçmenini de aşağılıyor, kendi sandık görevlisini de hırsızlıkla suçluyor. Kendi devlet adamlığıyla da kendi tecrübesiyle de özdeşleşmeyecek kadar basit bahanelerin arkasına sığınıyor. YSK'nın gerekçeli kararında Binali Bey'in iddiasının yer alacağını düşünmüyorum. Zaten YSK millet gözünde yeterince itibarsızlaştı. Bu kadar basitleşeceklerini düşünmüyorum" dedi.