İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Kürşad Zorlu, partisinin Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında konuştu.
Bugün düzenlenen Başkanlık Divanı toplantısında gündem maddeleri ve kongre sürecine ilişkin değerlendirmeler yaptıklarını belirten Zorlu, “Bildiğiniz gibi 30 Eylül tarihinde Genel İdare Kurulumuzun aldığı karar gereğince 3 Ekim’de başlatılan kongre sürecimiz, ilçe delege seçimi ve bazı ilçelerde gerçekleşen kongrelerimizle şu anda devam ediyor. İnşallah 5-6 Kasım tarihlerinde diğer ilçelerde bütün delege seçimleri tamamlanacak ve bunun ardından 23 Kasım’da ilçe kongreleri 24 Aralık’ta da il kongrelerimiz başlayacak. Bunların tümünün 29 Ocak tarihinde tamamlanması planlanmaktadır” dedi.
“Tüzüğümüz demokrasiyi önceleyen bir iradenin ürünü”
“Yaklaşan seçimin önemi ve bizim ortaya koyduğumuz iktidar hedefini dikkate aldığımızda, tüm yurtta bütün kongre süreçlerimizin büyük bir heyecanla, büyük bir rekabet ve düzen içinde geçtiğini ifade etmek istiyorum” diyen Zorlu, “Bizim diğer partilerden bir farklılığımız var. Delege seçimleri dahil olmak üzere tüm süreçlerimizde çarşaf liste uygulaması vardır. Yüzde 25 oranında cinsiyet kotası bulunmaktadır. Üyelerimizin tümünün bütün kongrelere katılımını gerçekleştirebilmek için kongrelerimiz cumartesi ve pazar günleri gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla İYİ Parti’nin tüzüğü bu anlamda da demokrasiyi önceleyen bir iradenin ürünüdür” ifadesini kullandı
“Hedefimiz seçimlere kadar 1 milyon üye”
İYİ Parti’nin üye sayısının 650 bini geçtiğinin bilgisini veren Zorlu, “Burada bir ayrıntıyı paylaşmak istiyorum; yaklaşık 79 bin kişi başka partilere üyelikleri sebebiyle bize üye olmak istedikleri halde bunlar reddedildi. Ancak arkadaşlarımız bununla ilgili bir çalışma yürütecekler. İnşallah biz de çok kısa bir süre içerisinde 700 bin üye sayısını aşacağız ve hedefimiz inşallah seçimlere kadar 1 milyon üye sayısına ulaşmak olacaktır. Buna varacağımızı da inanıyoruz” şeklinde konuştu.
“Gerçek vizyonu Genel Başkanımız Aralık ayında paylaşacak”
Başkanlık Divanı toplantısında Türkiye Vizyonu konusunun da değerlendirildiğini belirten Zorlu, Genel Başkan Meral Akşener’in parti grup toplantısında bununla ilgili açıklamalar yapacağını dile getirdi.
Zorlu şunları söyledi:
“Ben buradan Başkanlık Divanımızda konuşulan ve milletimizi de heyecanlandıracağını düşündüğümüz birkaç projeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir tanesi ‘Kadın yükselmezse, alçalır vatan’ sloganı ile tüm yurtta kadın çalıştayı başlatma kararı aldık. Bir başka projemiz, inşallah Aralık ayında Ankara’da binlerce kadın yurttaşımızın katılımıyla, Türkiye vizyonu deniliyor ya; biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Türk Milleti’nin geleceğinin önünü açan, aydınlık yarınlar getirecek olan gerçek vizyonu Sayın Genel Başkanımız, Aralık ayında tüm milletimizle paylaşacak. Bununla birlikte 17 Şubat 1923 bildiğiniz gibi İzmir İktisat Kongresi’nin yıldönümü. Bu anlamda günde de, bir aksilik olmazsa İzmir’de özellikle iktisat alanında Başkanlık Divanı üyelerimiz ve diğer uzmanların katılacağı bir önemli etkinliği de gerçekleştireceğiz.“
Bakan Nebati’nin sözlerine tepki
Türkiye’nin şu anki en büyük probleminin kontrol edilemeyen hayat pahalılığı, hızla derinleşen yoksullaşma ve gelir adaletsizliği olduğunu savunan Zorlu, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin "Krizler her alanda ortaya çıkar ama biter" şeklinde açıklamasına da tepki gösterdi.
“Gerçekten bu siyaset tarzını anlamakta zorlanıyorum. Her bir yurttaşımız da bunu anlamaya çalışıyordur.” diyen Zorlu, ihracat rakamlarının artmasına rağmen cari açığın Ocak-Ağustos dönemlerinde yüzde 146 oranında yükseldiğine dikkat çekti.
Zorlu, “Bununla birlikte döviz kurları astronomik şekilde yükselmiş, Eylül 2021’den bu yana enflasyon yüzde 83,45 düzeyinde gerçekleşmiştir. Bir yılda enflasyon 4 kat, cari açık 2 kat, döviz kuru neredeyse 2,5 kat artmıştır. Hani hep övünüyoruz ya; yeri ve milli olmak. Yerliliğimizin en büyük göstergesi olarak gördüğümüz Türk Lirası ise son bir yılda yüzde 54 kayıp yaşamıştır. Bu veriler bile vatandaşımızın nasıl ağır bir buhranla karşı karşıya kaldığını açık bir şekilde orta koyuyor” değerlendirmesini yaptı.
Okula gidemeyen çocuklar
“Her geçen gün yaygınlaşan bu derin yoksullaşma sebebiyle bir hususa bu toplantıda ilk kez dikkat çekmek istiyorum.” diyen Zorlu, ”Okula gidemeyen çocuklarımız. Bakın altını çiziyorum. Ne için gidemiyorlar? Kimi çalışmak zorunda, kimi kardeşine bakmak zorunda, kimisi erken yaşta evlendirilmiş, kimisi okul alışverişini yapamamış ve en önemlisi sabah-öğle öğünlerine ulaşamayan, bu sebeple okula gidemeyen bir çok evladımız var.“ dedi.
2022-2023 eğitim-öğretim yılında okulda olması gereken 5-17 yaş arası 1 milyon 182 bin çocuğun okula devam edemediğini kaydeden Zorlu, “Bu korkunç bir rakamdır arkadaşlar. Bunlar bizim evlatlarımız, geleceğimiz. Bu görmezden gelinemez. Bunula birlikte 16 milyon 120 bin öğrencinin, yaklaşık 1 milyon 738 bini açık ortaokul ve liseye gidiyor. Topladığımızda 2 milyon 920 bin. Bu evlatlarımız ne olacak? Bunlar, bu açık liselerde eğitim görürken, gün içerisinde nerede duruyorlar. Bunu da daha sonra sizlerle paylaşacağız.” şeklinde konuştu.
İYİ Parti’nin Rüzgar Gülü projesi
Genel Başkan Meral Akşener’in öncülüğünde İYİ Parti’nin bu konuya çok önem verdiğini dile getiren Zorlu, partisinin Rüzgar Gülü projesini hatırlattı.
İYİ Parti iktidarında okul öncesi çağda 235 bin, okul çağında ise tam 2 milyon çocuğa ücretsiz olarak sabah kahvaltısı ve öğle yemeği sunacaklarını vurgulayan Zorlu, “Eğitime baktığımız bütüncül anlayışımızla birlikte, bu evlatlarımızı eğitim sistemimize kazandıracağız. Aydınlık geleceğimiz adına önemli bir yolculuğa çıkmış olacağız. Dikkat ederseniz 2 milyon sayısı ile okula devam edemeyen çocukların sayısı arasındaki eş değerlilik, Rüzgar Gülü projesinin ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gösteriyor” ifadelerini kullandı.
“Bu feryadı görmezden gelemeyiz”
Taşeron sürekli işçi kadrosuna geçirilen personelin de bir başta tartışmalı konu olduğunu belirten Zorlu, “Bu insanların feryadını görmezden gelemeyiz. Maalesef siyasi iktidar geçen süre içerinde kamu personel rejimi ile inanılmaz bir şekilde ve keyfi uygulamalarla oynamaktadır. Bir ülkede 40’a yakın sözleşme yapıldığını ben hatırlamıyorum. Siyasi saiklerle, her seçim döneminde gerçekleştirilen bu bölük pörçük, dağınız ve etkinlikten uzak uygulamalar, maalesef kamu çalışanlarımızın da etkinlikten uzaklaşmasına sebep oluyor. Biz buna da bütüncül anlayışla bakıyoruz. Ve kamu personel rejimine gerçekten çok doğru, yerinde bir çerçeve getireceğimize inanıyoruz. Bakın 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile “Sözleşmeli Devlet İşçisi” hâline getirilen 750 bin insan. Çok ciddi bir rakam, bunların ailelerini de dikkate aldığımızda. Bize bu konuda çok sayıda mesajlar, şikayetler, talepler geliyor. Bu insanların tayin hakkını vermiyorsunuz. Bu kadro değişimi gerçekleştikten sonra asgari ücretin üzerinde ücret almaktayken; hem enflasyon hem de vergi uygulama konusundaki taahhütlerini iktidar yerine getirmediği için asgari ücrete çok yaklaştılar. Neredeyse o çapta ücret alıyorlar. Kazanılmış hak konusu Anayasa’mızın vazgeçilmez bir konusu. Öyle kafanıza estiği gibi keyfi bir şekilde insanların haklarını alıp bunu oldu-bittiye getiremezsiniz. Şimdi bildiğimiz kadarıyla iktidarın bu konuda bir çalışması var. İnsanlarımız inşallah bu şekilde yine mağdur edilmez. Zaten grubumuzda da değerli milletvekili arkadaşlarımız bu konuda çalışma yürütüyorlar” dedi.
TRT sunucusunun sözleri
TRT sunucusu Deniz Demir yayın sırasında sarf ettiği sözler ve sonrasındaki tartışmalarla ilgili konuşan Zorlu, sunucunun troller tarafından hedef alındığını söyledi.
Sunucunun sözlerini hatırlatan Zorlu, “Bu ifadelerden kim neden rahatsız oluyor. Kanaatimiz odur ki; bu arkadaşım bu ifadeleri kullanırken bahsettiği husus çok açık ki; Türkiye’nin milli devlet olma sürecidir. Birey özgürlüğünün Cumhuriyet’le birlikte bize ihdas edilmesi, bu yolculuğun başlaması konusundaki dönüşümün altının çizilmesidir. Her fırsatta birlik, beraberlik çağrısı veren çevrelerin, konu buraya gelince ülkeyi nasıl kutuplaştırdıklarını görünce bu açık tutarsızlığı milletimizle paylaşmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Sunucunun yayından çekildiği ve görevine son verildiğine yönelik iddiaları hatırlatan Zorlu, “Şimdi TRT yönetiminden bir açıklama bekliyoruz. Bu doğru mu, değil mi? Doğru değilse milletimizle paylaşınız, görüşlerinizi ortaya koyunuz.” çağrısını yaptı.
TRT’nin “Cumhuriyeti korumak” ve “Devletin bir kişi veya zümre tarafından yönetilmesini güden rejim ve ideolojilerin propagandasına yer vermemek.” şeklindeki yayın ilkelerini de hatırlatan Zorlu, “Lütfen bu ilkeyi ayakta tutmak için biz her türlü desteği vereceğimiz gibi insanımızı kutuplaştıran tartışma konularında gerekli açıklamayı yapınız” diye ekledi. Zorlu, basın toplantısının sonunda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.