Erdem Avşar / Yeniçağ
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin seçim beyannamesini Ankara Arena Spor Salonu’nda açıkladı.
"Milletin beyannamesini millete açıklayacağım" diyen Akşener, protokole ayrılan koltukların vatandaşlara verilmesi talimatını verdi.
Salonda “İYİ'ler mutlaka kazanır”,”Cumhurbaşkanı Akşener”, “Akşener Cumhurbaşkanı hep beraber, 81 Milyon kendine güven, bize güven, Türkiye'ye güven” “Yüzünü güneşe dön Türkiye, ‘Güneş doğdu ampul söndü', ‘Vallahi tamam bıktık' pankartları açıldı.
Milletvekili adaylarının sandalyelerine Türk Bayrakları konuldu. Barkovizyonda Akşener'in hayatına ilişkin kısa film gösterildi ve mitinglerinden kesitlere yer verildi.
Meral Akşener'in salona girişi sırasında büyük bir coşku yaşandı. Sık sık "Cumhurbaşkanı Meral Akşener" ve "Gençlerin umudu Meral Akşener" sloganları atıldı.
Akşener'in "Ülkemizin kurucusu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef koyduğu toplum bu değildir"
sözlerinin ardından salonda uzun süre "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları atıldı.
Akşener'in seçim vaatlerini sıralarken TRT'nin satılacağını söylemesi en çok alkış alan madde oldu. Akşener, "Sanıyorum en büyük alkış alan vaat TRT’nin satılması oldu" dedi.
Beyannamenin açıklanması sırasında duyma engelli vatandaşlar için işaret dili ile tercüme yapılması da dikkat çekti.
Beyannamenin açıklanmasının ardından Akşener, il il milletvekili adayları ile fotoğraf çektirdi.
Akşener'in açıklamaları şöyle:
"Güçsüz ve korunmaya muhtaç insanlarımız devletin sorumluluğu altındadır. İnsanın iyiliğini önde tutmayan hiçbir plan üzerine imza atılamaz.
İnanç ve düşünce özgürlüğü anayasal güvence altındadır. Yıpranan millete hizmet amacını yitirmiş devleti yeniden yapılandırarak asıl işlevini geri kazandıracağız. Devletin görevi insanı tehdit etmek olamaz. Eğer öyleyse birçok şey yanlış gidiyor demektir. Devletin görevi insanın huzurlu ve güven içerisinde yaşamasını sağlamaktır. Devletin adaletinden şüphe ediliyorsa devlet büyük yara almış demektir.
Değerli yol arkadaşlarım
Tüm bir medeniyet yolculuğu insanı mutlu etmek içindir.
Bugün geldiğimiz nokta medeniyetimizin, milletimizin hak ettiği nokta değildir. Mutsuz insan sayısı yüzde 80’lerin üzerindedir. Sadece kendini düşünenler bu milleti yönetmeyi hak etmiyor.
Bizler bu sözleşmeyi hazırlarken, değerlerimizi kültürümüzü, geleneğimizi yeniden hatırlatmak istedik. Devlet, güven duyulan bir yapı olarak insanlara huzur versin diyoruz.
Türkiye herkesi birleştiren kapsayıcı bir yönetim anlayışıyla yönetilsin istiyoruz. Ülkemizin potansiyelini açığa çıkarmanın bir yolu var diyoruz.
Sevgili arkadaşlarım
Dünya yepyeni bir çağa girdi. Yeni çağda yeni teknolojilerle uyum sağlayan devletler ayakta kalacaktır. Devlet ve millet; ülke ve insan birlikte gelişebilir. Türkiye sahip olduğu binlerce yıllık geleneğe sıkı sıkı tutunarak geleceğin öncülerinden olmalıdır. Ve size söz veriyorum öyle de olacaktır."
"Egemenliği yeniden millete verecek olan parlamenter sisteme döneceğiz. Cumhuriyet ve demokrasinin tüm uygulamaları herkese eşit biçimde sağlanacaktır. Taşıdığımız kimlik belgeleri dışında ağa da yoktur, paşa da yoktur, reis de yoktur. Herkes bireysel nitelikleri ne olursa olsun bu devletin tapusunu cebinde taşıyor demektir.
Milletimizin adalet mekanizmasına olan güveni temelden sarsıldı. Yöneticiler barbarlık çağından kalmış kişilerdir. Toplumumuz kamplara bölünmüştür.
Eğitim sistemimiz geçtiğimiz yüzyılın bile gerisine düşmüştür. Ülkemizin kurucusu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef koyduğu toplum bu değildir.
(“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları)
Toplum sağlığı tehlikededir. Ekonomimiz müteahhit ekonomisine çevrilmiş tarım politikaları geride bırakılmıştır.
Bizler İYİ Parti olarak, KKTC’deki vatandaşlarımız ve yurt dışındaki tüm insanlarımız için huzur ve refah arayışında olacağız.
Hukukun üstünlüğünü yeniden tahsis edeceğiz.
Aziz milletimiz
Yanlış medya anlayışıyla size yanlış bilgiler veriliyor. Bu anlayışı temelden yok edeceğiz.
RTÜK’ü siyasi etkilerden arındıracağız. Kamunun verdiği yetkilerle hükümet borazanlığı yapan TRT’yi satacağız. Sanıyorum en büyük alkış alan vaat TRT’nin satılması oldu.
"DEVLETİN DİNİ ADALETTİR"
Şiddet bir eğlenme aracı değildir. Geleneksel ve sosyal medyada başta kadın ve çocuğa şiddeti normalleştiren yayınlara karşı büyük cezalar uygulayacağız. İnterneti özgürleştireceğiz.
İnsanlarımızın temiz duyguları ve din üzerinden oy devşirme dönemini kapatmak zorundayız. Allah ve insan arasına hiçbir mekanizmanın girmesine izin vermeyeceğiz. Her tür inanca ait ibadethaneleri ve din görevlilerini devletin sunduğu hizmetten eşit yararlanmasını sağlayacak düzenlemeler yapacağız.
Parlamenter sisteme dönüş ve yeni anayasa için inisiyatif alacağız. Yargı tarafsızlığı ve bağımsızlığına özel önem vereceğiz. Hedefimiz en kısa sürede parlamenter sistemi tekrar hayata geçirmektir.
Seçim kanunlarını evrensel ölçülerde düzenleyip seçim barajını yüzde 5’e indireceğiz. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza göre seçmen bölgeleri oluşturacağız.
Bizim anlayışımızda devletin dini adalettir. Baskıcı anlayışla, hakların gasp edildiği bir düzen utanç düzenidir. Adil yargılama ilkesini hayata geçireceğiz. Yasa dışı usul ve yöntemlere yönelenlerin ağır cezalar almasını sağlayacağız.
Dostlarım
Bizim yöneteceğimiz bir ülkede insan odaklı bir devlet yönetmemiz gerekiyor. Devletin idaresini devraldığımızda tepeden bakan anlayışı ortadan kaldıracağız.
Merkezi idareyi yeniden yapılandıracağız. Hiçbir gurup veya örgütün yapılanmasına izin vermeyeceğiz.
Sayıştay’ı yeniden işler hala getireceğiz.
Devletin sunduğu hiçbir belge vatandaştan talep edilmeyecek. Atama ve terfilerde liyakati hâkim kılacağız. Bunu gözetmeyen yöneticilere amirlere yaptırım uygulayacağız. Aynı şekilde mülakatla işe alım uygulamasına kesinlikle izin vermeyeceğiz.
Devlet çalışanları arasında farklı bir uygulama içinde olmaz. Hizmet statülerini yeniden düzenleyecek, maaş haksızlıklarını gidereceğiz.
Öğretmen ve polislerin ek ücretlerini artıracağız. Biz öğretmenlerimizi çok seviyor ve onlara güveniyoruz. Performans sistemi gibi ucube bir duruma son veriyoruz.
İYİ KENT MODELİ
Belediyelerin iş ve işlemlerinde merkezi yönetimin müdahalesini sınırlı tutacağız.
Muhtarlarımız başımızın tacıdır...
Muhtarlarımızın, belediyelerin yönetim mekanizmalarına aktif şekilde katılımından yanayız...
Muhtarlarımıza, mahallelerin acil ihtiyaçları için belediye bütçelerinden "ödenek" tahsis edeceğiz...
Metropol şehirler için, özel bir yönetim modeli geliştiriyoruz.
Bu model hayata geçirilinceye kadar,
İstanbul’un mevcut sorunlarına karşı, acil bir önlemler paketi uygulamaya koyacağız.
Dünya güzeli İstanbul’umuzu, rant uğruna tahrip edip, ardından “yanlış yaptık” diye itirafta bulunanların şehircilik anlayışını tamamen ortadan kaldıracağız...
İnsan doğasına, ülkemizin tarihi ve doğal zenginliklerine, ve binlerce yıllık Anadolu kültürüne uygun, bir kentleşme anlayışına sahip,
“İYİ Kent Modeli”ni hayata geçireceğiz...
Ülkemizde yolsuzluk, rüşvet, bir ulusal güvenlik sorununa
Dönüşmüş durumdadır.
Siyasetimizi, “ahlak, saydamlık ve dürüstlük” üzerine kuracağız...
Saray eşrafının, kendilerine, finans ve medya desteği sağlamaları karşılığında, belirli sermaye gruplarının sürekli kayırıldığı,
“Yandaş Ekonomisi” sistemini yok edeceğiz.
İktidarımızın ilk altı ayında, “Kamuda Şeffaflık ve Siyasi Ahlak Yasası”nı çıkartarak, yolsuzlukla mücadelenin yasal çerçevesini oluşturacak, ve caydırıcı cezai müeyyideler ortaya koyacağız.
Kamu İhale Mevzuatını gözden geçirecek, uygulamasında etkinlik ve şeffaflık sağlayacağız.
DIŞ POLİTİKA
Aziz Milletimiz,
Dış politikada şiarımız,
Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün
“Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesidir...
Bölgemizde ve dünyada barışı önceleyen, fakat aynı zamanda ulusal güvenliğimiz ve, milli menfaatlerimizi merkezine alan gerçekçi, istikrarlı, çok yönlü, aktif bir dış politika izleyeceğiz...
Avrupa Birliği ile ilişkileri yeniden ele alacak, müzakere sürecini derhal hızlandırılacağız...
Komşu ülkelerle yaşadığımız anlaşmazlıkları çözmek...
Ve bu ülkelerle olan ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkilerimizi geliştirmek için çaba sarf edeceğiz...
Yakın coğrafyamızda yaşanan istikrarsızlıklar nedeniyle, ortaya çıkan terör tehdidi ve kitlesel göç gibi sorunlardan ülkemizin etkilenmemesi için, gerekli tedbirleri alacağız...
Doğu Akdeniz’de, değişen jeopolitik şartları da dikkate alarak,
Kıbrıs Türk Halkının haklarını koruyacağız...
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti,
Her zaman ve her koşulda,
Türkiye’nin gücünü, yanında hissetmeye devam edecektir.
Kıbrıs Türk halkının istemediği, hiçbir politikanın, hayata geçmesine izin vermemiz mümkün değildir.
Aziz Milletimiz,
FETÖ terör örgütünü başımıza bela edenler,
“Ne istediler de vermedik” diyenlerdir.
FETÖ ile mücadeleyi etkin ve kararlı şekilde sürdüreceğiz.
Kesinlikle ve kesinlikle,
FETÖ’nün siyasi bağlantılarını ortaya çıkartıp, yargıya teslim edeceğiz.
Bölücü terör örgütü ile mücadeleye, gerek kentlerde, gerekse kırsalda, vatandaşımızın huzur ve güvenini korumaya, azami özen göstererek, kararlı bir biçimde devam edeceğiz.
Önleyici kolluğu güçlendirmek, ve özellikle aile içi şiddet, kadın cinayetleri, uyuşturucu ticareti ve çocuk istismarı gibi...
Toplum vicdanını kanatan suçlar için, önleyici ve ıslah edici özel tedbirler almak üzere,
“Suçların Önlenmesine Dair Kanun”u çıkaracağız...
GATA YENİDEN FAALİYETE GEÇİRİLECEK
Dünyanın en istikrarsız bölgelerinden birinde, ülkemizin dış güvenliğini sağlamaktan sorumlu kurum olan...
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, güçlü ve caydırıcı bir ordu olması, en önemli önceliklerimizden birisidir...
Bu amaçla;
Ordumuzun kurumsal yapısı ve iç işleyişini,
kapsamlı bir şekilde gözden geçirerek, siyasi etkilerden tamamen arınmasını ve, bünyesinde hiçbir ideolojik grubun örgütlenememesini sağlamak için, gerekli yasal ve idari önlemleri alacağız.
Kendi yaptıkları hataların cezalarını binalara verdiler.
Göz bebeği ordumuzun, güzide beşiği olan askeri liselerimizi kapattılar.
Kolumuz, kanadımız kırılmış gibi hissettik.
Biz iktidara geldiğimizde,
Başta Kuleli Askeri Lisesi olmak üzere, tüm askeri liseler, Harp Akademileri ve,
GATA’yı yeniden faaliyete geçireceğiz.
EKONOMİ VE YATIRIMLAR
Aziz Milletimiz, Değerli Yol Arkadaşlarım,
Ülkemiz ekonomisi, uçurumun kenarına gelmiş bir otobüse,
Milletimiz de, o otobüsün içinde korkuyla bekleşen yolculara benzemektedir.
Ekonominin direksiyonunda ise, yorgun ve geveze bir şoför var.
O direksiyonu, o şoförün elinden alacak, milletimizi güvenli bir yolculukla, varmak istedikleri yere götürecek bir önlemler paketiyle geliyoruz.
Ekonomide uzman ve deneyimli kadrolarımızla,
Orta vadede fert başı geliri 16.000 $’a,
GSYH’ı da 1.4 Trilyon $’a çıkaracağız.
Ekonomi programımız 3 temel eksen üzerinde konumlandırılmıştır:
Makroekonomik İstikrar, Ekonomik Coğrafya ve
Hızlandırıcı Sektörler.
Makroekonomik İstikrar Programımız ile, kontrolden çıkmış durumdaki enflasyon, döviz kuru ve faizleri kontrol altına alacağız.
Bu sayede, özel sektörün önünü görebilmesini sağlayacağız.
Ekonomik coğrafya yaklaşımımızla, kalkınma paradigmasını değiştireceğiz.
Merkez-yerel ilişkisini güçlendirerek, yerel-ulusal-küresel olarak yeniden düzenleyeceğiz.
Kalkınma hamlemizi yerelden başlatacağız.
Her ilimizin, Denizli’nin olduğu gibi Hakkari’nin de, önce Türkiye ekonomisine, ardından, dünya ekonomisine eklemlenmesi için, gerekli politikaları uygulayacağız.
Yatırım ve Teşvik Sistemini yenileyeceğiz.
Kent ekonomilerinin dünyada rekabetçiliği ve dünya ekonomisine entegrasyonunu güçlendirecek,
“Sanayileşme ve Tarımda Dönüşüm ve Yenilik Stratejileri”ni hayata geçireceğiz.
Hızlandırıcı sektörler ile, tüm sektörlerde, teknolojik dönüşümü gerçekleştirirek, erişebilirliği artırarak, enerji maliyetlerini düşürerek, hem rekabet gücümüzü, hem de refah düzeyimizi artıracağız.
Bu sebeple İYİ Parti olarak biz; üretim ekonomisine geçiş hedefimiz çerçevesinde;
Yatırım ortamını iyileştirmek amacıyla, başta OHAL’in kaldırılması ve hukuk devletinin tesisi olmak üzere, ülkede güven ortamının sağlanması için gereken tüm siyasi adımları acilen atacağız.
Kontrolden çıkmış durumdaki enflasyon, döviz kuru ve faizleri kontrol altına alacak bir makroekonomik istikrar programı açıklayacak, bu sayede, reel kesimin önünü görebilmesini sağlayacağız.
Üretim amaçlı yatırımlar için, finansmana erişimi kolaylaştırıcı tedbirler alacağız.
Kamu kesimindeki israfı önleyecek, elde edilen kaynakları kalkınma programlarına tahsis edeceğiz.
Üreticilerimizin, küresel düzeyde rekabetçi olabilmek için, ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının yetiştirilebilmesi için...
Eğitim sistemimizde kapsamlı bir reform yapacağız.
Bu reform kapsamında, mesleki eğitime özel önem vereceğiz.
Yapısal reformlara ilişkin detaylı bir programı, iktidarımızın ilk 60 günü içinde hazırlayıp, takvime bağlayacak ve kamuoyuna sunacağız.
Ekonomimizin üretime dayalı olmasının yanında, dengeli ve sürdürülebilir şekilde büyüyebilmesi için, kurallı piyasa mekanizması çerçevesinde...
Devletin gerekli planlama, izleme ve değerlendirmeleri yapmasını sağlayacağız.
Dengeli ve sürdürülebilir büyümenin önündeki, en büyük engel olan cari açık sorununu, üretim ve ihracatı artırmayı ve, ithalata bağımlılığı azaltmayı hedefleyen tedbirlerle çözeceğiz.
Dengeli ve sürdürülebilir büyümeye engel olabilecek, diğer bir alan olan kamu maliyesini...
“Mali Kural” yaklaşımı çerçevesinde, disiplin altında tutacağız.
Bütçe birliği ilkesi çerçevesinde,
“Varlık Fonu”nu kaldırıyoruz...
Bütçe dışı fonları denetim ve disiplin altına alacağız.
Ekonomik gelişmenin, sadece toplumun belirli kesimlerini, veya coğrafi bölgeleri değil...
Toplumun tamamını kapsaması için, özel çaba sarf edecek ve, politikalarımızı bu yönde şekillendireceğiz.
KALKINMA SORUNU
Başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu olmak üzere...
Kalkınmada sorun yaşayan bölgelerde, ekonomik kalkınmayı destekleme, kronik işsizlik sorununu çözmeyi önceleyen, ekosistem etkisi oluşturacak, büyük ölçekli, üretim odaklı kamu-özel işbirliği projelerini teşvik edeceğiz...
Enflasyonla kararlı bir şekilde mücadele edeceğiz.
Merkez Bankası’nın, siyasi baskılardan etkilenmeden, temel amacı olan fiyat istikrarına odaklanabilmesi için, para politikası konusundaki yöntem ve araç bağımsızlığını, daha güçlü şekilde yeniden tesis edeceğiz.
Kredi mekanizmasının, sağlıklı bir şekilde işleyerek, ekonomik büyümeye, azami destek vermesini sağlayacak tüm tedbirleri alacağız...
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun, etkin denetim yapabilmesi için, siyasi etkilerden arındırılmasını, ve kurumsal yapısının güçlendirilmesini sağlayacağız...
Kamu bankalarının, kredi politikalarının, siyaset tarafından şekillendirilmesine son vereceğiz.
Sermaye Piyasası Kurulu’nun, idari ve mali özerkliğini, yeniden tesis edecek, kurumsallığını güçlendireceğiz.
Aziz Milletimiz,
Biliyoruz ki, insanların mutluluğu,
Önce, ilk aşamada, evine ekmek götürme kaygısı taşımamaktan başlar.
Toplumsal refah ve huzurun önündeki,
en büyük engel olarak gördüğümüz işsizliğe karşı, kapsamlı bir mücadele başlatacağız.
Bu amaçla;
İşsizlik oranını, OECD ortalamasına, %5.6’ya düşüreceğiz.
Kadın istihdamını %50’ye yükselteceğiz.
Gençlerin, işgücü piyasasının talep ettiği nitelikleri kazanabilmesi için, mesleki eğitim, staj ve işbaşında eğitim programlarını yaygınlaştıracağız.
İşsizlik Sigortası Fonu’ndan işgücü kapasitesini, ve kalitesini artırmaya yönelik projelere kaynak ayıracağız.
Tehlikeli sektörlerde uzun çalışma süreli, ucuz, ve kuralsız işçi çalıştırılmasını engelleyerek, iş cinayetlerini Türkiye’nin gündeminden çıkartacağız.
VERGİLER VE ÖTV'DE DÜZENLEME
Harcamayı değil geliri vergilendiren, vatandaşın güveneceği bir vergi sistemi kuracağız.
Vergi mevzuatını sade ve anlaşılır hale getirerek, bilgi teknolojilerinden faydalanarak, kayıt-dışılığı azaltacak, vergiyi tabana yayacağız.
Asgari ücret üzerindeki vergileri, kademeli olarak kaldıracağız.
Akaryakıt başta olmak üzere, belirli mallardan alınan, yüksek Özel Tüketim Vergisi oranlarını düşüreceğiz.
Ülkemizde, yabancı ve yerli sermaye için, güvenilir ve öngörülebilir bir yatırım ortamı oluşturmak amacıyla;
Makroekonomik istikrarı tesis edeceğiz.
Hukuk sisteminin bağımsız ve tarafsızlığı ile, adil ve hızlı karar almasını sağlayacağız.
Vergi, yatırım, dış ticaret ve teşvik mevzuatını sade, basit, anlaşılır ve uygulanabilir hale getireceğiz; bu sayede, yabancı ve yerli sermaye için, güvenilir ve öngörülebilir bir yatırım ortamı sağlayacağız.
Endüstri 4.0’a geçişi hızlandırmak suretiyle, üretim yapısındaki dönüşümü hedefleyen,
Sürdürülebilir Mükemmeliyet Merkezleri kuracağız.
Bu merkezler ile ileri teknoloji üretmek için...
Mikro, KOBİ ve büyük ölçekli işletmeleri, tasarım, üretim, yatırım ve yenilikçilik değer zinciri içinde kümelenme, modeliyle bir araya getireceğiz.
TRANS ASYA YATIRIM PROJESİ
“Trans Asya Yatırım, Ticaret ve İşbirliği Platformu” kurarak,
Asya Pasifik bölgesinden başlayıp...
Avrupa’ya kadar uzanacak “Kuşak ve Yol” projesi kapsamında...
Türkiye’yi, Uzak Doğu üretim ve ticaret değer zincirlerine eklemleyerek, bölgesel lojistik merkezleri kuracağız.
Sanayide girdi maliyetlerini düşürecek, ithal ara malına olan bağımlılığı azaltacak tedbirler alacağız.
Mesleki eğitimi cazip hale getirmek için...
Meslek Yüksek Okulu mezunlarına, kısa dönem askerlik imkânı tanıyacağız.
Aziz Milletimiz,
Ülkemizin sahip olduğu topraklar ve kaynaklar,
Bizi dünyanın en büyük tarım deposu yapabilecek yeterlilikteyken,
Hem ineği, hem de samanı ithal eden ülke durumuna düşürüldük.
Bu iktidar döneminde, kendisini yakan, ürününü yakan çiftçilerimiz oldu bizim.
Kendilerini ağaçlara zincirleyerek ormanını koruyan,
Elindeki bastonla, 70 yaşından sonra, protestocu olan köylülerimiz oldu bizim.
Yazıktır yazık!
Bu duruma derhal bir son vereceğiz.
Türkiye’nin 5 yıl içinde tarım ve hayvancılıkta, kendi kendine yeten bir ülke olmasını sağlayacağız.
Tarımda üreticinin, işletmecinin ve ihracatçının, uluslararası alanda rekabetçi olmasını amaçlayan...
“Tarımda Dönüşüm ve Verimlilik Stratejisi Çerçeve Programı”nı uygulamaya koyacağız.
Ülkemizdeki tarımsal üretime ait tüm süreçlerin izlenebileceği, bir “Tarımsal Üretim Bilgi İzleme, Yönetim ve Değerlendirme Sistemi” kuracağız...
Tarımda, Ar-Ge’yi ve teknoloji kullanımını desteklemek üzere, “Atatürk Orman Çiftliği Tarımsal Araştırma ve Teknoloji Geliştirme Enstitüsü”nü kuracağız.
Ekilebilir tarım alanlarını artıracak,
Meraların yok olmasını engelleyeceğiz...
Su havzalarını iyileştirmek, sulanabilir alanları genişletmek, suyun taşınması sırasındaki kayıpları azaltmak ve, kullanılan suyu geri kazanmak için,
“Türkiye Bütünleşik Su Projesi”ni hayata geçireceğiz...
Çiftçimizin mazotu %50 indirimli almasını sağlayacağız.
Çiftçimizi bankalara ezdirmeyeceğiz...
Ziraat Bankası’nın asli görevi olan tarımın finansmanına yoğunlaşmasını sağlayacağız.
Çiftçimizin takipteki borçları için, faiz yüklerini kaldıracağız, krediye erişimini kolaylaştıracağız.
Tarım sigortalarını yaygınlaştıracak ve maliyetlerini düşüreceğiz...
Çiftçilerimizin ürünlerini daha kolay, aracısız ve gerçek değerinde, pazarlayabilmesi için tedbirler alacağız...
Lisanslı Depoculuk ve Ürün Borsalarını yaygınlaştıracağız.
Tarımda ölçek ekonomilerini yakalayıp, verimliliği artırmak için,
“Üst Kullanım Hakkına Dayalı Tarımsal Üretim ve Ticaret Bölgeleri” kuracağız...
Organize Hayvancılık Bölgelerini yeniden düzenleyerek, devletin gözetim ve desteğiyle, mera ve yem bitkileri ekim alanları etrafında, hayvancılık işletmelerini toplulaştıracağız.
Hazine arazilerini, ölçek ekonomisine uygun proje uygulayacak müteşebbislere...
“Üret – Hak Et Projesi” kapsamında, uzun süreliğine bedelsiz tahsis edeceğiz.
Gıda güvenliği konusunda halkımızın bilinçlendirilmesi için, eğitim programları düzenleyecek,
Ziraat ve gıda mühendisi olan işsiz gençlerimizi, muhataplarıyla buluşturarak,
Hem tarım ve hayvancılığımıza, hem de istihdama imkan sağlayacağız..
ENERJİ POLİTİKASI
Enerjide yerli ve yenilenebilir kaynaklara öncelik vererek, arz çeşitliğini artıracak, dışa bağımlılığı azaltacağız...
Enerji teknolojisi üreten yerli firmaları, çeşitli teşvikler ve kamunun sermayeye katılımı ile destekleyeceğiz...
Mevcut doğalgaz anlaşmalarını, ulusal çıkarlarımız ve enerji stratejimiz çerçevesinde, gözden geçirip gerekirse düzeltmeler yapmak için harekete geçeceğiz...
Yenilenebilir kaynaklarla, kendi elektriğini üreten konut ve işyerlerine, vergisel istisnalar uygulayacağız...
Aziz Milletimiz,
Yediğimiz ekmeğin, soluduğumuz havanın, içtiğimiz suyun değerini yeniden doğada bulacağız.
Ağzı olup dili olmayan hayvanlarımızı, kendini koruyamayan ağaçlarımızı korumayı, öncelik haline getiriyoruz.
Tüm yatırımlarda, doğayı koruma önceliğini arayacağız.
Ağaçların da, denizlerin de sözcüsü biz olacağız!
"TERSİNE BEYİN GÖÇÜNÜ DESTEKLEYECEĞİZ"
Kamu Özel İşbirliği ve Yap-İşlet-Devret modeli ile ihale edilen, hasılat garantili projeleri gözden geçireceğiz, milli menfaatlerimize aykırı hususlar tespit edilirse, düzeltmek için harekete geçeceğiz.
Kamu-Özel İşbirliği Modeli ile ihale edilen projelerin, devletin yatırım bütçesine dâhil edilerek,
TBMM denetimine tabi olmasını sağlayacağız.
Haberleşme altyapısındaki eksiklikleri tamamlayacağız, internet erişiminin ülke genelinde yaygın, hızlı ve ucuz olmasını sağlayacağız.
Alt gelir grubundaki vatandaşlarımıza ve, genç üniversite öğrencilerine, ücretsiz haberleşme imkânı sağlayacağız. TÜBİTAK’ı tekrar adına uygun şekilde, bilimsel ve teknik araştırma yapan bir kurum haline getireceğiz.
İktidardakilerin kendileri için yaptığı sarayı araştırma ve bilim merkezlerinin bir araya toplandığı bir merkez haline getireceğiz.
Burada kuracağımız özel araştırma merkezleri ve sunacağımız cazip imkânlar sayesinde, yurtdışındaki bilim insanlarımızı Türkiye’ye çekerek tersine beyin göçünü destekleyeceğiz.
Aziz Milletimiz,
Eğitimde içler acısı bir haldeyiz ve buna bir son vereceğiz.
Gelişmiş ülke demek, çocuklarını iyi yetiştirmiş ülke demektir.
Mutlu toplum demek,
Çocuklarının aldıkları eğitim sayesinde, geleceğinin kurtulduğunu düşünen, anne ve baba demektir.
Her yeni Milli eğitim bakanıyla birlikte değişen, eğitim politikaları ve bilime değil, hurafelere kıymet veren yönetim anlayışı nedeniyle, mevcut iktidar döneminde çok ağır bir yara alan eğitim sistemimizin, acilen kapsamlı bir reforma ihtiyacı vardır.
Cumhuriyetimiz, yüreği vatan sevgisi ile dolu, “fikri hür, vicdanı hür” nesillere ihtiyaç duymaktadır.
Türkiye’mizin uygar dünyada, onurlu bir yer teşkil edebilmesi için evlatlarımızı, bilgi çağının zorunlu kıldığı yetkinliklere kavuşacak şekilde yetiştirmeye mecbur olduğumuz bilinciyle, okul öncesinden yükseköğretime kadar, tüm eğitim kurumlarımızı, daha yukarıya taşımaya kararlıyız.
Öğrencilerimizin, yaratıcı, özgür, eleştirel düşünebilen, birlikte yaşama ve birlikte çalışma becerileri gelişmiş; problem çözme, araştırma, sorgulama, teknolojiyi etkili kullanma, analiz, değerlendirme ve sentez yetkinliklerinin yanında, milli değerlere sahip, insan haklarına, doğaya ve çevreye duyarlı,
‘’İYİ birer insan’’ olarak yetiştirilmesini hedefleyeceğiz.
Eğitimde hedeflediğimiz yüksek standartları yakalayabilmek için, ilk olarak, öğretmenlik mesleğini ve öğretmenlerimizi, hak ettikleri konuma getirmemizin, şart olduğunun da farkındayız.
Bu sebeple, mesleğine sevdalı, alanında iyi yetişmiş, demokratik değerleri, sanat ve sporu, bir hayat felsefesi olarak özümsemiş öğretmenler yetiştirmeyi hedefliyoruz.
Bunun için, çok başarılı öğrencilerin tercih etmesini sağlayacağımız ‘’Öğretmen Akademileri’’ açarak, öğretmen yetiştirmede yeni bir başlangıç yapacağız.
Öğretmenliği; akademik, malî, sosyal ve idarî düzenlemelerle, saygın ve cazip bir meslek haline getireceğiz.
Öğretmenlerin; maaş, ücret, sosyal haklar ve emeklilik hakları açısından, yıllardır bekleyen sorunlarını çözeceğiz.
Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verecek, öğretmenlerin tamamını kadroya geçireceğiz.
Basiretsiz yükseköğretim politikaları sonucunda, ülkemizin kanayan bir yarası haline gelen, ataması yapılmayan öğretmenlerin atamasını, norm açığını dikkate alarak yapacak, norm fazlası olanlara yeni istihdam alanları oluşturacağız. 2-5 yaş arasındaki tüm çocukların gelişimini destekleyecek,
“Erken Çocukluk Bakımı ve Eğitimi Programı”nı (EÇBEP) hayata geçireceğiz.
EÇBEP çerçevesinde, okul öncesi eğitim kadrosu ve, fiziki imkânların devlet tarafından karşılanmasını, yönetimlerinin ise, veli inisiyatif kooperatiflerince yürütülmesini sağlayacağız.
Özel eğitim almaları gereken çocuklarımıza, toplumdan ve akranlarından soyutlanmadan, eğitimlerine devam edebilecekleri okul ortamını sağlayacağız.
Üstün zekâlı ve yetenekli çocuklarımızı, eğitimleri boyunca takip edip bilim adamı, sanatçı ve sporcu olmak üzere geleceğe hazırlayacağız.
Özel okulları nesnel şekilde denetlenen, salt ticari kaygılar taşımayan, öğretmen ve öğrenci alımında titizlenen ve, verimliliğiyle rekabetçi kurumlar haline getireceğiz.
Mesleki ve Teknik orta öğretimi, iş piyasasının nitelikli işgücü ihtiyacını karşılamak üzere, yeniden yapılandıracağız.
Özel Teknoloji Meslek Liseleri kuracağız.
Yıllardır üniversite dünyamızın sırtında, bir kambur olan YÖK’ü kaldıracak, bilimsel çalışmaların önünü açacağız.
Üniversiteleri siyasetin güdümünden kurtarmak ve, "bilim merkezleri"ne dönüştürmek için, gerekli düzenlemeleri derhal yapacağız.
Üniversitelerimizin eğitim ve araştırma kalitesini, bilimsel üretkenliğini, ulusal ve uluslararası rekabetçiliğini ve, toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilme kapasitesini yükselteceğiz.
Üniversiteleri bölerek, kadrolarına müdahele ederek, İktidar güdümlü yapılara dönüşmesini, asla kabul edemeyiz. Son günlerde bölünen, köklü ve saygın tüm üniversitelerimize dair, alınan kararları iptal edeceğiz.
Yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin seçilmesi ile, doçent ve profesör gibi akademik unvanların verilmesini, nesnel ölçütler ve liyakat esasına bağlı hale getireceğiz.
SAĞLIK POLİTİKALARI
Aziz Milletimiz,
Bir ferdimizin başı ağrırsa ülkemizin başı ağrır.
Milletin her ferdinin mümkün olan en iyi, en kolay ve en yakın sağlık hizmetini alması, temel amacımızdır.
Sağlık hizmetlerine erişimin, temel bir insan hakkı olduğu bilinciyle; eşit, ulaşılabilir, verimli, kaliteli ve sağlık çalışanları ile, hasta haklarının gözetildiği, bir sağlık hizmetleri altyapısı oluşturacağız.
Sosyal devlet anlayışı gereği, koruyucu halk sağlığı hizmetlerinin, ücretsiz ve kesintisiz olmasını sağlayacağız.
Genel sağlık sigortası kapsamında, gelir testi uygulamasını gözden geçireceğiz, ihtiyaç sahibi olanlardan sağlık sigortası primi almayacağız.
Emeklilerimizin sırtından, “muayene ve ilaç katkı payı” yükünü kaldıracağız.
Aziz Milletimiz,
Söz verdiğimiz gibi,
İktidarımızın ilk 100 günü içerisinde,
Türkiye Dayanışma Fonu’nu kurarak, vatandaşlarımızın ödeyemedikleri için, bankalar tarafından tahsilat şirketlerine satılmış olan, tüketici kredisi, kredili mevduat hesabı ve kredi kartı borçlarının, en az %80’ini sileceğiz.
Düzenli geliri olmayan yoksul ailelere vereceğimiz “İYİ Kart” ile, aylık net asgari ücretin yarısı tutarında, düzenli gelir sağlayacağız. Genç işsizlere, iş bulana kadar, aylık 500 TL vatandaşlık maaşı bağlayacağız.
Emeklilere yılda iki kez bayramlarda, 1.500’er TL tutarında “İYİ Bayramlar İkramiyesi” vereceğiz. İhtiyaç sahibi ailelerin yeni doğan çocuklarının, 36 aya kadar gıda ve temel ihtiyaçlarını karşılayacak bir sistem kuruyoruz.
Tüm yoksul ailelerin çocuklarına, Yüksek öğrenimde karşılıksız eğitim bursu vereceğiz.
Ev sahibi olmak isteyen düşük gelir grubuna,
TOKİ aracılığıyla satın alma opsiyonlu kiralama yöntemiyle, peşinatsız ve taksitsiz ev sahibi olma imkânı sağlayacağız.
Bakıma muhtaç, kronik hasta ve yaşlılara sağlanan, tedavi ve bakım hizmetleriyle, destekleri, güçlendirip yaygınlaştıracağız.
Tip-1 diyabet hastası çocuklarımızın, tanı ve tedavisinde kullanılan cihaz masraflarını,
SGK kapsamına alacağız.
Alt gelir grubundaki vatandaşlarımıza, e-devlet hizmetlerinden yararlanabilmeleri için, ücretsiz mobil internet erişim hakkı sağlayacağız.
Alt gelir gruplarının, en çok harcama yaptığı barınma, gıda ve ulaşım alanlarında masraflarını düşürecek tedbirler alacağız.
Engelli, terör mağduru, eski hükümlü ve şehit ailelerinin istihdamına yönelik, işverenlere sigorta prim desteği vereceğiz.
Bu grubun, 50 kişi ve üzerinde işçi çalıştıran iş yerlerindeki kontenjanlarını, %4’e yükselteceğiz.
Aziz Milletimiz,
Huzurlu ve güçlü bir toplumun çekirdeğini, sağlıklı bir aile kurumunun oluşturduğu bilinciyle; mevcut iktidar döneminde, ülkemizde huzur ve güven ortamının kaybolması, ahlaki yozlaşmanın artması, ve ekonomik güçlükler nedeniyle, zarar gören aile kurumunun güçlendirilmesi amacıyla;
Düzenli geliri olmayan yoksul ailelere vereceğimiz,
İYİ Kart ile onlara aylık net asgari ücretin yarısı tutarında, düzenli gelir sağlayacağız.
Aile kurumuna olan inanç ve güvenin artması, ailede huzur ve refahının korunması amacıyla, evlilik öncesi eğitim ve aile danışmanlık hizmetlerini yaygınlaştıracağız.
İş yaşamının, aile kurumu üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak üzere;
Ebeveynlere esnek çalışma saatleri imkânı tanınması için, yasal düzenlemeler yapacağız.
Çalışan ebeveyn ile çocuğun birbirine yakın olması için, kamu kurumları ile büyük özel sektör kuruluşlarında, kreş ve çocuk bakım merkezlerini zorunlu hale getireceğiz.
Ülke çapında kreş hizmetlerinin yaygınlaştırılması için, devlet, özel sektör, STK, üniversite ve yerel yönetimlerden oluşan bir "Kreş Ekosistemi" oluşturacağız.
Bu model çerçevesinde, okul öncesi çocukların eğitim hayatına başlamalarında, fırsat eşitliği sağlanacak.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI YENİDEN YAPILANDIRILACAK
Değerli Yol Arkadaşlarım,
Ben bu yola çıkarken, bu yolu, kadınlar olmadan yürümem dedim.
Kadınlarımız da sesimi duydu, o günden bu yana, benimle, bizimle bu yolu yürüyorlar.
Kadınlarımız bize kendileri için değil, çocukları, eşleri ve vatanları için destek veriyorlar.
Son yıllarda, öyle hırpalandılar ki “artık yeter” diye tavır koyuyorlar.
Kadınları üretken hale getirmeyen bir toplumun, çağdaş dünyada, rekabet etmesinin imkânsız olduğu bilinciyle,
“Kadın Yükselmezse Alçalır Vatan” ilkesi çerçevesinde;
“Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı”nı, yeniden yapılandırarak,
“Kadın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı”na dönüştüreceğiz.
Kadına yönelik şiddetin, cinsel ve ekonomik istismarın önlenmesi ile, muhtaç durumdaki kadınların desteklenmesi ve korunmasını, en öncelikli sosyal politikamız yapacağız.
Kadınlarımız günün her saatinde, sokaklarda tedirgin olmadan yürüsün istiyoruz, Okuldan eve dönen çocuğunu, endişe etmeden beklesin istiyoruz.
Kadın ve çocukların şiddete uğradıklarında, bilgi ve hukuki destek alabilecekleri, uzmanlaşmış personele sahip “Aile Danışma Merkezleri” kuracağız.
Şiddet gören kadının, sığınma evlerine yerleştirilmesi, böylece evden uzaklaştırılıp, ikinci bir kez cezalandırılması yerine, şiddet uygulayan erkeğin, oluşturulacak “Terapi Evleri”nde tedavi görmesini sağlayacak, bir uygulamayı hayata geçireceğiz.
Tarımda sigortasız çalışan 18-40 yaş grubu kadınların, sigorta primlerinin ilk 5 yılını, devletin karşılamasını sağlayacağız.
Çocuklarımıza yönelik şiddeti, ve her türlü istismarı engellemek için, toplumsal duyarlılığı artırıcı çalışmalar yapacağız.
Çocuklara karşı işlenen suçların cezalarını ağırlaştıracağız.
Suça sürüklenen ve suç mağduru olan çocuklara yönelik; yaşına, cinsiyetine, mağduriyet veya suça sürüklenme sebebine göre, bireyselleştirilmiş rehabilitasyon programları uygulayacak, uzman kuruluşlar oluşturacağız.
Sokağa terk edilmiş çocukların; barınma, eğitim, rehabilitasyon, meslek edinme, sağlık ve bakım olanaklarını iyileştirerek, aile ve topluma yeniden kazandırılmalarını sağlayacağız.
Çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından zararlı işlerde çalıştırılmalarını engelleyeceğiz.
Türkiye’nin en genç kitle partisi olan İYİ Parti olarak biz, yaşadığımız toplumsal, ekonomik ve siyasal sıkıntılardan kurtulmanın ve hep birlikte, güzel bir gelecek inşasının, gençlerimiz sayesinde olacağına inanıyor, ve onlara güveniyoruz. Bize düşen görevin ise, gençlerimizin taşıdığı potansiyeli, açığa çıkarmalarına imkân sağlamak olduğuna inanıyoruz.
Bu amaçla;
Gençlerimize nasihat değil, gençken hayatın tadını çıkarabilecekleri sosyal imkânlar, iyi bir eğitim ve ardından iş sağlayacak politikalar üreteceğiz. Gençlerimizin sosyal sorunlarının çözümünde, yine gençlerin aktif rol almasını sağlayacağız.
Öğrencilik statüsü devam eden gençlerimizden, girecekleri hiçbir sınav için sınav ücreti almayacağız.
25 yaşına kadar tüm üniversite öğrencilerine, ücretsiz mobil internet ve konuşma dakikaları vereceğiz.
Öğrenim kredisi borcu olan gençlere borçlarını, faizsiz ve 60 aya varan vadelerle, yeniden yapılandırma imkânı sağlayacağız.
2000 yılından sonra emekli olan kişiler için, “intibak yasası” çıkararak, emeklilerimizin maruz kaldığı ayrışmaya son vereceğiz.
Yoksul veya kimsesiz yaşlıları, mümkün olduğunca evinden ve sosyal çevresinden uzaklaştırmadan beslenme, barınma, sağlık ve temizlik ihtiyaçlarını karşılamak için, “mutlu yaşam merkezleri” kuracağız.
Bakıma ihtiyacı olan, elleri öpülesi yaşlılarımıza, nerede istiyorlarsa orada, bakım imkanlarını sunacak bir sosyal hizmet programı oluşturacağız.
Demokrasinin işlemesi için, olmazsa olmaz birer araç olarak gördüğümüz sivil toplum kuruluşlarının, tümüne eşit şekilde yaklaşacak, onlarla sürekli iletişim halinde olacak, politikalarımızı şekillendirirken, her türlü eleştiri ve taleplerini dikkate alacağız.
Dernekler ve Vakıflar Kanunlarını, demokratik toplum düzeninin gerekleri ve, güncel ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden düzenleyeceğiz.
Anadolu coğrafyasında, tarihi ve vazgeçilmez bir yeri olan vakıf kültürünü, yeniden canlandıracağız.
Toplumsal sorunların çözümü ve yardımlaşmada, vakıfların etkinliğini artıracağız.
ENGELLİ VATANDAŞLARIN HAKLARI
Aziz Milletimiz,
Çocuğu engelli bir ana babanın duası, nedir biliyor musunuz?
“Beni evladımdan önce alma Yarabbim” derler.
Çünkü kendileri olmayınca, evlatlarının sahipsiz kalacağını bilmek, onları çaresiz bırakıyor.
Buna asla izin vermeyeceğiz.
Tüm engelli çocuklarımız, devletimizin emanetinde olacaktır.
Engelli vatandaşlarımızın eğitim, istihdam ve bağımsız yaşama hakkı başta olmak üzere, tüm insan haklarına, eksiksiz sahip olmalarının önündeki tüm engelleri kaldıracağız.
Engelli vatandaşlarımızla ilgili politikalar üretirken, Mutlaka, onların da, karar süreçleri içinde yer almasını sağlayacağız.
Engelli vatandaşlarımızın bir araya gelip, bilgi ve becerilerini artırabileceği, spor yapıp yeteneklerini geliştirebileceği, sosyalleşebileceği “Özel Yaşam Merkezleri” kuracağız.
Engellilerin, hayata ve iş gücüne katılmalarını sağlamak, dört duvar arasına hapsolmalarını önlemek için, engellilerin erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik imkânlarını artıracak, hukuki ve teknik düzenlemeler yapacağız.
Engellilerin başta kent içi ulaşım olmak üzere, her türlü imkan ve altyapıdan faydalanmalarını sağlamak için, evrensel tasarım modelini hayata geçireceğiz.
Vatan için can veren şehitlerimizin yakınları, kutsal emanetlerimiz, vatan için kanını döken gazilerimiz baş tacımızdır.
Bu sebeple;
‘‘Şehit Yakınları ve Gaziler Kanunu’’nu çıkartarak, bu vatandaşlarımızın haklarıyla ilgili, mevcut mevzuattaki dağınıklığı ortadan kaldıracak, mağduriyetleri gidereceğiz.
Şehit yakını maaşlarını, asgari ücret seviyesine yükseltecek, iş kurmak isteyen şehit eş ve çocuklarına hibe desteği sağlayacağız.
Şehit yakını ve gazilerimizin konut sıkıntısını çözecek, üniversiteye giden çocuklarının, tüm masraflarını karşılayacağız.
Gazilerimizin, SGK ile anlaşmalı tüm sağlık kuruluşlarından, ücretsiz hizmet almasını sağlayacağız.
Tüm kültür ve sanat faaliyetlerinin önündeki, görünmez engelleri kaldıracağız.
Başta futbol federasyonu olmak üzere, tüm spor federasyonlarında, sporcuların söz sahibi olacağı mekanizmayı hayata geçireceğiz.
Spor severler! Gözünüz aydın, passolig uygulamasını kaldıracağız.
Milli bayramlarımızı, dünyanın ülkemize aktığı festivallere çevireceğiz. 19 Mayıs tüm dünya gençlerinin, 23 Nisan tüm dünya çocuklarının, devlet başkanlarının da çocuk ve torunlarıyla davet edileceği, sokaklarımızın panayır yerine döneceği, 29 Ekim tüm demokrasi fikrine inananların festivalleri olarak, dünyanın ülkemize gelmek isteyeceği biçimde kutlanacak.
"KARAMSARLIK ÖRTÜSÜNÜ KALDIRACAĞIZ"
Aziz Milletimiz, Değerli Yol Arkadaşlarım,
Ülkemizin üzerindeki karamsarlık örtüsünü kaldıracağız.
Bizler, her zamankinden daha güçlü bir biçimde, birbirimize bağlanmak,
Birbirimize inanmak gerektiğine inanıyoruz.
Çünkü, yeni dünya sistemi, bölmek, dağıtmak ve yok etmek üzerine kurulu.
Eğer insana ve topluma değer veriyorsanız, güçlü bir millet bağınız varsa, bu sistemin karşısında varlığınızı sürdürebilirsiniz.
Eğer, birlik ve beraberliğinizi, sağlam bir temel üzerine bina etmişseniz, büyük ve köklü bir tarihiniz olduğu gibi, uzun ve sağlam bir geleceğiniz olur.
Her geçen gün, daha büyük kalabalıklarla yürüyüşümüz;
Milletimiz için bir demokrasi yürüyüşüdür.
Devletimiz için bir itibar yürüyüşüdür.
İnsanımız için bir özgürlük yürüyüşüdür.
Bu bilinçle,
Teşkilatımızın, il başkanından ilçe başkanına,
Milletvekili adayımızdan, gönlünü bizden yana koyan herkese kadar, gece gündüz çalışıp, milletimizi refaha çıkarıncaya kadar yorulmayacağınızdan eminim.
Sizlerin azim ve cesaretiyle, Milletimizin desteğiyle, Başaracağız İnşallah.
Hepimiz birlikte başaracağız.
İYİ Parti, deneyimli ve yetkin, genç ve enerjik tüm kadrolarıyla...
Ülkemizin ve milletimizin içinde bulunduğu karamsar, kaotik ve en önemlisi de, geleceğe olan inancın kaybedildiği, durumdan çıkarılması için...
Yeni dünyanın gereklerine uygun, bir çözümler “sözleşme”siyle, ülkeyi yönetmeye hazırdır....
Ülkemizdeki olumsuz iklimin, olumluya dönmesi için...
Aziz milletimizin yüzünü, güneşe döneceğine inanıyorum...
İYİ’lerin ve İYİ’liklerin kazanması için,
Aziz milletimizin...
Benim, Türkiye’nin ilk kadın cumhurbaşkanı olmamı, ve, liderlik ettiğim İYİ Parti’yi, destekleyeceğine yürekten inanıyor,
Bütün ülkemizi kucaklayan teşkilatım adına, saygı ve muhabbetlerimizi sunuyorum...
Yolumuz açık olsun.
Sağ olun, var olun."