İYİ Parti lideri Akşener yangınlarla ilgili beceriksizlikleri yangınlar söndükten sonra konuşacağını belirterek, “Ben yangın bölgesine gittiğimde Muğla Adana ve Antalya’da yangın vardı. Oraya giderek dikkat çekmeye çalıştım. Orada başta iktidar olmak üzere ayrıştırıcı değil birleştirici olmamız gerektiğini ifade ettim. Yangınlar söndürüldükten sonra konuşulacak çok şey var. Fakat İYİ Parti Genel Başkanı olarak konuşmamı erteliyorum. Yangın bitsin beceriksizlikleri konuşacağız” dedi.
"BU SİSTEMDE TÜM BAKANLAR ERDOĞANDIR"
Akşener Kumluca’da basın açıklaması yaptı. Ülkemizdeki yangın ve Milli Eğitim Bakanının değişmesi ile ilgili görüşü sorulan Akşener şunları kaydetti: “Yangınlarla ilgili herkesin ciğeri yanıyor. Ben yangın bölgesine gittiğimde Muğla Adana ve Antalyada yangın vardı. Oraya giderek dikkat çekmeye çalıştım. Orada başta iktidar olmak üzere ayrıştırıcı değil birleştirici olmamız gerektiğini ifade ettim. Yangınlar söndürüldükten sonra konuşulacak çok şey var.
Fakat İYİ Parti Genel Başkanı olarak konuşmamı erteliyorum. Yangın bitsin beceriksizlikleri konuşacağız. Bugün insanların ciğeri yaparken bunu yapmıyorum. Çok tevatür var. İktidarın bunları gidermesi gerekiyor. Bu ormanlar sıcaklık, kuraklık nedeni ile mi yandı yoksa kubdaklandı mı? Bu şüphe ile gitmez bunlar çok hızlı bir şekilde tespit edilmesi lazım.
Milli Eğitim Bakanlığına gelince Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde bakanların adını beceriksizlikleriyle öğreniyoruz. Mesela Tarım ve Orman Bakanını çok iyi biliyoruz. Ama birçok bakanın ismini bilmiyoruz. Çünkü bu hükümet sistemi dediğimiz şey bir kişinin kararına göre yürütülen bir sistem. Ziya Bey’in geçmişine baktığınız zaman çok iyi bir eğitimcidir ve atandığı zaman çok olumlu beyanda bulunmuştum. Fakat konusundaki eğitimine uygun hiçbir karar alamadı. Bugün bütün bakanlar aslında Erdoğan’dır.”
"BİR BUÇUK YILDAN BERİ YAPTIĞIMIZ İŞ BU"
Açıklamasında vatandaştan “ocuya bucuya” göre değil politika ve projelere göre oy vermesini istedi.
Akşener, “20 Ocak 2020den beri illerde, ilçelerde esnaf geziyorum. Orada esnafın derdini dinliyorum. Milletvekili arkadaşlarımız sorunların çözümü için mecliste gündeme getiriyor, ben grup konuşmama koyuyorum. Böylece dikkat çekiyoruz. Dükkanlarda rastladığım her kesimden vatandaşın sorunlarını da gündeme getiriyoruz.
Bir buçuk yıldan beri yaptığımız iş bu. Dükkana girdiğim zaman iktidarı yermiyorum, propaganda yapmıyorum. Ben konuşmaktan ziyade vatandaşı esnafı dinliyorum. Çözümlerimizi paylaşıyoruz. Bunun nedeni son dönemlerde şuculuk buculuk üzerinden bir siyaset yapılan, değerler üzerinden çakıştırılan bir ülke olduk. Dolayısı ile oradan çıkıp toplumun gerçek sorunları üzerinden bir siyaset yapmaya çalışıyoruz.
Esnafın özelliği şu; esnaf müşteriye hizmet eder ve müşterisi velinimetidir. Siyasetçi içinde seçmen velinimettir. Şuculuk buculuk üzerinden çok kolay oy alınır oldu. Bunları ortadan kaldırıp seçmeni velinimet yapacak yeni makul dili oluşturabilir miyiz diye çaba harcıyoruz. Bugün Bartın’ın ilçelerini geziyoruz. Şu anda da Kumluca belde ilçe karışımı bir yerdeyiz. Benden evvel il başkanımız dedi ki ne kadar ünlü siyasetçi varsa buraya geldi gitti.
Ben meşhur olmadan evvel geldiydim fakat şimdi ‘Meşhur’ kabul edilirsek Genel Başkan olarak ben de geldim. Şöyle de bir şey daha söyledi buraya gelenler ‘İYİ’ oluyor dedi. İnşallah hep beraber ‘İYİ’ oluruz. İnşallah projeler üzerinden, hizmetlerin üzerinden rekabet ettiğimiz yeni bir makul dilin ve siyaset anlayışının, odağın vatandaş olduğu bir siyaset anlayışını inşa edebiliriz. Seçim zamanı Kime ikna olursanız Seçim zamanı ona oy vereceksiniz.
Ama sizden ricam siyasetçileri yorun. Şucuya bucuya gittikleri vakit durdurun kardeşim bizim için ne yapacaksın diyerek yorun. Ben de dahil. Sadece sizden isteğim bu. Maalesef bu gezim esnasında da gördüm Türkiye asgari ücretle geçinenler ülkesi olmuş. Çalışanların yüzde 70''nin üzerinde asgari ücretle ev geçindirmeye çalışıyor. Gençlerin geleceğe dair umutları yok bunları konuşmalıyız. Yanımda bir şehit babası var onun acısını dindirmeyi konuşmalıyız” dedi.