Türkiye Büyük Millet Meclisi''nde konuşma yapan Ataş, mecliste ülkenin sorunlarına dikkat çekmeye ve iktidarı uyarmaya devam edip, bu kez de adalette, yargıda yaşanan sıkıntılara dikkat çekti. Milletvekili Ataş, “Bugün dördüncü yargı paketini Genel Kurulda görüşüyoruz. Peki, bundan önce çıkarılan üç yargı paketi ülkeye ne kattı, ülkede neyi değiştirdi? Bu süreçte bu reformlarla yargı bağımsızlığına mı kavuştu, vatandaşın adalete güveni mi arttı? Ülkemizde yolsuzluk mu yoksa hırsızlık mı azaldı? Kadın cinayetlerinde, çocuk istismarında azalma mı oldu? Basın özgürlüğü mü sağlandı? Tabii ki bunların hiçbiri olmadı" şeklinde sorular yönetti.
"YARGI İKTİDARIN SOPASI OLMAMALIDIR"
Vatandaşın yaşadığı mağduriyetlere dikkat çeken ve “Hukukta mahkemeler için öngörülen süreler düzenleyici süreler olarak geçmektedir. Uygulamada mahkemelerin bu düzenleyici sürelere uymadıkları görülmektedir” diyen Milletvekili Ataş, “Burada, öngörülen sürenin de işlevsel hâle gelmesi yani mahkemelerce uyulması son derece önemlidir. Bunun için, düzenleyici sürelere uyulmamasının yaptırımı olması gerekir; aksi hâlde, sadece kanunda yazan ama uygulanmayan bir düzenleme hâline gelecektir. Bu da mahkeme kapılarında uzun süre karar bekleyen vatandaşı mağdur etmeye devam edecektir. Evet, yargı süreci hızlandırılmalıdır; insanlar adil sürede yargılanmalı, haklarını arayan vatandaş mahkemelerde ömrünü heba etmemelidir ancak daha da önemlisi, yargı adil, tarafsız, eşit ve bağımsız olmalıdır, yargı iktidarın sopası olmamalıdır” diye konuştu.
"BUNDAN ÖNCE ÇIKARILAN ÜÇ YARGI PAKETİ ÜLKEYE NE KATTI"
AKP’nin sık sık yargı paketi açıkladığını, ancak açıklanan paketlerin sorunlara çözüm olamadığını vurgulayan Milletvekili Dursun Ataş, "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zaten uygulanması gereken genel hukuk ilkelerini “Hukukta yeni bir reform dönemi başlatıyoruz.” diyerek pazarlamasının üzerinden yedi ay, İnsan Hakları Eylem Planı’nın kamuoyuna ilanının üzerinden de iki ay geçti. Bugün dördüncü yargı paketini Genel Kurulda görüşüyoruz. Peki, bundan önce çıkarılan üç yargı paketi ülkeye ne kattı, ülkede neyi değiştirdi? Bu süreçte bu reformlarla yargı bağımsızlığına mı kavuştu, vatandaşın adalete güveni mi arttı? Ülkemizde yolsuzluk mu yoksa hırsızlık mı azaldı? Kadın cinayetlerinde, çocuk istismarında azalma mı oldu? Basın özgürlüğü mü sağlandı? Tabii ki bunların hiçbiri olmadı. Partili Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle yargının tek adama bağımlı hâle getirildiği bu yapıda ne yaparsanız yapın, kaç yargı paketi çıkarırsanız çıkarın, hangi kuralı getirirseniz getirin kamuoyunun gözünü boyamaktan, algı yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. sözlerini kullandı.
BU ADINDA ADALET OLAN BİR İKTİDAR PARTİSİ İÇİN BU BÜYÜK BİR UTANÇ KAYNAĞIDIR
Yargıya güvenin düşündüren oranlarda olduğunu anlatan İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, Dünya Adalet Projesi’nin hukukun üstünlüğü endeksine dikkat çekerek, “Türkiye’yle aynı endeks puanına sahip diğer ülkeler Angola, İran ve Nijerya’dır. Adında adalet olan bir iktidar partisi için bu büyük bir utanç kaynağıdır” dedi.
"REJİM DEĞİŞMEDEN ADALET DE EKONOMİ DE DÜZELEMEZ"
Ataş, "Açıklanan onca reform paketine, hazırlanan strateji belgelerine, yapılan Anayasa ve yasa değişikliklerine rağmen Türkiye’de yargı bağımsız olamamıştır. Ülkemiz yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının tartışıldığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmasının bizzat mahkemelerce bir yana bırakıldığı, FETÖ borsalarının kurulduğu bir ülke konumuna gelmiştir. Türkiye’de yargının içinde bulunduğu bu vahim durum yapılan araştırmalarda da ortaya çıkmaktadır. Yapılan araştırmalarda 2019’da yargıya güven oranı yüzde 41,9 olarak tespit edilmiştir. Bu oran son üç yılda hep yüzde 50’nin altında kalmış ve sürekli olarak düşmektedir. 2019 yılında yapılan yargıya güven araştırmasında da yargıya güven oranının yüzde 38 olduğu görülmektedir. Aynı araştırmaya göre Türkiye’de yargının tarafsız olduğunu düşünenlerin oranı sadece yüzde 37,7’dir. Araştırma sonuçlarına göre büyük bir çoğunluk yargı önünde eşitlik olmadığını da düşünmektedir. Yine, bir başka araştırma olan Dünya Adalet Projesi’nin hukukun üstünlüğü endeksinde Türkiye 2020 yılında 128 ülke arasında 107’nci sırada yer almıştır. Türkiye’yle aynı endeks puanına sahip diğer ülkeler ise Angola, İran ve Nijerya’dır. Adında adalet olan bir iktidar partisi için bu büyük bir utanç kaynağıdır. Hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı konusundaki gerilemenin en önemli sebebi kuşkusuz ki tek adam rejimidir. Bu ucube rejim değişmeden adalet de ekonomi de düzelemez" şeklinde cümlelerine devam etti.
İYİLEŞTİRİLMİŞ VE GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEME GECİKMEDEN GEÇİLMELİDİR
Konuşmasında parlamenter sistem vurgusu da yapan Ataş, “Hukukun üstün olmadığı yerde üstünlerin hukuku olur. Bu nedenle hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının tesisi için refah içinde, adil, mutlu yarınlar için iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme gecikmeden geçilmelidir” dedi.