İYİ Parti İstanbul İl Başkanı adayları Ersin Beyaz ve Buğra Kavuncu projelerini anlattı

İYİ Parti İstanbul İl Başkanı adayları Ersin Beyaz ve Buğra Kavuncu projelerini anlattı

26 Temmuz'da yapılacak İYİ Parti İstanbul İl Kongresi'ne kısa bir süre kala, adaylar Ersin Beyaz ve Satuk Buğra Kavuncu projelerini anlattı.

26 Temmuz'da yapılacak İYİ Parti İstanbul İl kongresi için bugüne kadar adaylıklarını açıklayan kurucu il başkanı Ersin Beyaz ve mevcut il başkanı Satuk Buğra Kavuncu, projelerini ve hedeflerini Cumhuriyet muhabiri Leyla Kılıç'a anlattı.

ERSİN BEYAZ: "HEDEFİM 1 MİLYON ÜYE"

İYİ Parti İstanbul 2. Olağan Kongresi’nde aday olan Genel İdare Kurulu Üyesi Ersin Beyaz, seçilmesi halinde 1 milyon üye yapmayı hedeflediklerini belirterek, “İyi İstihdam ve Ticaret ağı kurarak iş ve işçi ihtiyacı olanları bir platformda buluşturacağız. Daha çok sahada yer alarak bilim, teknoloji, ekonomi ve sosyal-kültürel yaşama dair çalışmalar yapacağız” dedi.

İttifak ortağı CHP ile diyalog kuramadıklarını kaydeden Beyaz, “Önümüzdeki seçimlere giderken bu iletişimin gerçekleşmesi için çalışacağız” diye konuştu.

Ersin Beyaz, şunları söyledi:

- İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı’nın kurucu başkanlığını yaptınız. O dönemi nasıl geçirdiniz?

İstanbul İl Başkanlığını kurduğumuz dönemde çok zor bir işi başardık. O dönemde başta iktidar olmak üzere diğer partilerin baskısı altındaydık. Gerçekleşen kongrelerimizde bize olan talep ve ilgili gören hükümet erken seçim kararı aldı. Baskıya rağmen il ve ilçe teşkilatlarımızı baskın seçime hazır hale getirdik. 5 aylık bir parti için İstanbul’da 8 milletvekili çıkarmak iyi bir başarıydı. Bundan sonra da partimizi daha da büyütmeye, geliştirmeye odaklanacağız.

‘İŞ VE İŞÇİYİ BULUŞTURACAĞIZ’

- Yeni dönemde yapacağınız faaliyetlerden bahseder misiniz?

Kongreden sonra yapacağımız tüm çalışmaları yönetici ve delegelerimizle paylaşacağız. Mali ve idari tasarruflarımızın tamamını üç ayda bir şeffaf biçimde açıklayacağız. Sistemli bir teşkilat kurup fırsat eşitliğini sağlayacağız. İl teşkilatı hafızası oluşturmak ve İstanbul’daki tüm teşkilat mensuplarını daha faydalı hale getirmek için Bilgi Bankası kuracağız. İyi İstihdam ve Ticaret ağı kurarak iş ve işçi ihtiyacı olanları bir platformda buluşturacağız. Daha çok sahada yer alarak bilim, teknoloji, ekonomi ve sosyal-kültürel yaşama dair çalışmalar yapacağız. 39 ilçemizin tamamında yapacağımız temaslarla sosyal desteğe ihtiyaç duyanları belirleyeceğiz. Her türlü ihtiyaç sahibine bu projeyle ulaşacağız. İstanbulluların tamamının oylarına talip olacağız. İstanbul’da 1 milyon üye hedefimiz var. Şimdi bu hedefimiz için kolları sıvayacağız.

‘İLETİŞİMİN GÜÇLENMESİNİ SAĞLAYACAĞIZ’

- İstanbul seçimlerini Millet İttfakı olarak kazandınız. İmamoğlu ve Kaftancıoğlu ile yürüteceğiniz projeler var mı?

23 Haziran seçimlerinin ardından Türkiye’de yeni bir siyasi iklim oluştu. Türkiye’de iktidar sorunu olduğu kadar, bir muhalefet sorunu da olduğunu düşünüyorum. İlk girdiği seçimde hatırı sayılır bir başarı yakalayarak TBMM’ye girmeyi başaran partimiz bu ihtiyaca cevap verdi. Meral Akşener’in Erdoğan’ın karşısında en güçlü alternatifi olduğu su götürmez bir gerçek. CHP ile yapılan ittifak 25 yıllık bir değişimi beraberinde getirdi. Aynı şekilde 14 ilçe belediyesinde de aynı başarı sağlandı. İBB ve 14 ilçe belediyesi İYİ Parti’nin oyları ile kazanıldı. Bu başarı Meral Akşener ve İYİ Parti teşkilatının Türk demokrasisine armağanıdır. Ama CHP’nin ittifak anlayışı içerisinde İYİ Parti’yi görmediğini düşünüyorum. Partimizin üyeleri maalesef CHP’li başkanlar tarafından muhatap alınmıyor ve randevu verilmiyor. Biz iletişimin güçlenmesini sağlayacağız. Millet İttifakı’nın İstanbul’da var olduğunu göstereceğiz. Ekrem İmamoğlu ve Canan Kaftancıoğlu ile de koordineli çalışacağımızı düşünüyorum.

- Meral Akşener’in Buğra Kavuncu ile paylaştığı bir fotoğraf sonrasında tarafsız olmadığına yönelik iddialar ortaya atıldı. Bunun için ne söylersiniz? Akşener ile konuya ilişkin bir görüşmeniz oldu mu?

Genel Başkanımız ile bu konuya yönelik konuştuk. Genel Başkanımız katıldığı bir yayında Buğra Kavuncu’nun kendisine eşlik ettiğini, fotoğrafın da doğal olarak ortaya çıktığını ve buna bir anlam yüklemenin yanlış olduğunu söyledi. İl başkan adaylarının onun da adayı olduğunu, demokratik ve centilmen bir yarış olmasını istediğini ifade etti. Bu fotoğraftan bir destek anlamı çıkarılmasından dolayı da üzüldüğünü belirtti. Partimiz kongrelerinin çok adaylı olmasının demokrasinin işlediğini ve partimize teveccühün arttığını gösterir. Son yapılan kurultayda da çarşaf liste uygulanarak İYİ Parti’nin Türkiye’de demokrasinin beşiği olduğunu herkese göstermiştir.

KAVUNCU: "SEÇİMLERE AĞIRLIK VERİLECEK"

İYİ Parti İstanbul İl Kongresi’nde yeniden aday olan mevcut Başkan Buğra Kavuncu, “688 delegemizin tamamı sorgulayan, irdeleyen, analiz eden, eleştiren kişilerden oluşuyor. Fikri hür vicdanı hür bir şekilde değerlendirmesini yaparak sandığa gidecekler. Bu nedenle çok büyük bir iddia ile söylüyorum, sonuç ne olursa olsun o sandıktan yanlış bir şeyin çıkması mümkün değil." dedi.

Yeni dönemde önümüzdeki genel ve yerel seçimler için çalışmalara ağırlık vereceklerini belirten Kavuncu, “Önemsediğimiz üç hedefimiz var. İl ve ilçelerimizde politika üretecek komisyonlar kuracağız. 2024 yerel seçimleri için bugünden çalışmalara başlayacağız. Genel seçimlerde de Türkiye’nin ilk kadın Cumhurbaşkanını İstanbul’dan Ankara’ya göndereceğiz” dedi.

Kavuncu özetle şunları söyledi:

- Yaklaşık iki yıldır il başkanısınız. Bu süreci nasıl geçirdiniz?

Zor ve sıkışık bir süreç diyebiliriz. 1. Olağanüstü kongrenin gerçekleşmesinin hemen ardından göreve başladığımızda Millet İttifakı da ilan edildi. Tam o günlerde Ekrem İmamoğlu’nun adaylık süreci başladı. Yani kongrenin ardından yerel seçim çalışmalarına başlayarak, ilçe ilçe ittifak çalışmaları yürüttük. Sahalarda yerimizi aldık. Kendi aday çıkardığımız ilçelerde kendi adaylarımız için büyükşehirde de ittifak adayımız için çalıştık. 31 Mart’ın ardından seçim bitmedi, 23 Haziran’a uzadı. 23 Haziran’a kadar olan süreçte de demokrasi çadırlarımızı kurduk. Genel Başkanımız ile 39 ilçenin tamamını gezdik. 39 ilçede Türkiye’de demokrasinin zedelenmemesi için bu seçimin çok kritik olduğunu anlatmaya çalıştık. Demokrasi için kavga verdik. Bir kısmı seçim döneminde olmak üzere 14 ilçemize kayyım atanma tehlikesi olduğu için bu sıkışık zamanda bir de bu kongrelerimizi tamamladık. Ne mutlu ki bu süreç Millet İttifakı’nın lehine sonuçlandı. 23 Haziran’dan sonra herkes bir nefes aldı ve Eylül itibariyle normal bir döneme girdik. Aralık 2019 tarihinde normal kongre sürecimize başlayarak 34 ilçe kongremizi tamamladık. Kalan 5 ilçe kongremizi de koronavirüs sebebiyle Haziran ve Temmuz’da tamamladık. Görev sürecimizin değerlendirilmesi yapılırken muhakkak bu kronolojinin düşünülmesi ve eksiklerimiz var ise bunlarla değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

‘KOMİSYONLAR POLİTİKA ÜRETECEK’

- Bir sonraki dönemde nasıl projeleriniz var?

Bütün dünyanın takip ettiği seçimde Millet İttifakı’nın ana aktörlerinden biri olarak büyük bir değişime yol açtık. Sandık güvenliğinden tutun da sahadaki çabamıza kadar. Görev sürecimizde sadece bunu ele alsanız bile gurur verici bir durum. Tabii seçim ve parti içi kongre süreçlerimiz yapmak istediğimiz birçok faaliyeti ertelememize neden oldu. Ekonomi ve istihdam sorununun yanı sıra Z kuşağı için özel çalışmalar ve araştırmalar yapacağız. Bunların dışında yeni dönemde önemsediğimiz ve odaklandığımız üç hedefimiz var. İl ve ilçe komisyonlarımız politika üretecek hale gelecek. 2024 yerel seçimleri için bugünden çalışmalara başlayacağız. Bu çalışmalar kapsamında her ilçe ve mahalle teşkilatımız çözüm odaklı sorunları tespit edecek. Genel seçimlerin de 2023’e kalmadan yapılacağını düşünüyorum. Bu nedenle de seçilmiş 39 ilçe yönetimimiz ve il yönetimimiz Türkiye’nin ilk kadın Cumhurbaşkanını İstanbul’dan Ankara’ya gönderecek. Üye kampanyamıza da aynı hızla devam edeceğiz.

- İlçe ziyaretleri yapıyorsunuz...

Neredeyse tüm ilçelerimizi gezdik. Yaklaşık 650 delegemiz ile görüştük. Bu görüşmelerin birçoğu 3-4 saat sürdü. Gündeme gelen birçok konuyu, soruyu, tavsiyeyi, eleştiriyi dinledik. Şimdi ikinci tur ilçe ziyaretlerimize başladık. ‘Benim şu kadar delegem var’ söylemlerinden ben her zaman çok rahatsız olurdum. Fakat bizim 688 delegemizin tamamı sorgulayan, irdeleyen, analiz eden, eleştiren kişilerden oluşuyor. Fikri hür vicdanı hür bir şekilde değerlendirmesini yaparak sandığa gidecekler. Bu nedenle çok büyük bir iddia ile söylüyorum, sonuç ne olursa olsun o sandıktan yanlış bir şeyin çıkması mümkün değil.

‘KENDİ TENSİPLERİ İLE YAYIMLADI’

- Akşener’in sizinle paylaştığı bir fotoğraf sonrasında kongre sürecinde tarafsız olmadığı yönündeki iddialar ortaya atıldı. Bunun için ne söylersiniz?

Genel Başkanımız her il kongresinde benzer tavrı göstererek aday olmak isteyen her arkadaşımıza ‘sizin kararınız’ demiştir. Genel Başkanımızı sanki bir tarafmış gibi sürecin içine çekmek ve bu şekilde lanse etmek kimseye fayda sağlamaz. Genel Başkanımızın İstanbul’da katıldığı her faaliyete iştirak ediyorum. Bahsedilen fotoğrafı, Genel Başkanımız kendi tensipleri ile sosyal medya hesabında yayımladı. Birlikte çekildiğimiz bir fotoğraf üzerinden bu algının çıkarılmasını doğru bulmuyorum. Büyütülecek bir konu değil.

- Adaylık açıklamanızda ‘bana ve rakip arkadaşlarıma bel altı vuranları partili saymama bünyeden atarım’ dediniz. Akşener’in de belden aşağı propaganda yapanlara yönelik uyarı niteliğinde ifadeleri olmuştu. Sizi ve Akşener’i bu ifadeleri söylemeye iten nedir?

Adaylık konuşmamda özellikle belirttim; bana ve rakip arkadaşlarıma yönelik iftira, itham, bel altı siyaset vasıtasıyla hakaret edenlerle ilgili biz gereğini yapmak zorundayız. Bizim il, ilçe, merkez disiplin kurullarımız var. Benim bunu söylememdeki kastım, siyaseti partimizin ortaya koyduğu etik değerler çerçevesinde yapmayan her kişi için disiplin mekanizmasının çalışacağını duyurmak. Bir haksızlık hukuksuzluk varsa müdahale edilmesi gerekiyor. Türkiye’de kadına şiddet uygulayanlar bile siyasi kimliği üzerinden gündeme geliyor. Kadına şiddet uygulamanın siyasi kimliği olur mu? Olmaz. Temiz siyaset üzerinden çalışmalarımızı yürütmeliyiz ve yetkili organların da yanlış yapana kim, kime yakın diye bakmadan gereğini yapması gerekiyor.

- İstanbul seçimlerinin üzerinden 1 yıl geçti. Sizce seçimde sağlanan başarı aynı şekilde devam ediyor mu?

Millet İttifakı’nın adayları kazanmış oldukları bölgede başarı sağlamak için çaba gösteriyor. Bizler de onlara destek veriyoruz ve vereceğiz de çünkü yurttaşlardan bu başarının sağlanması için oy istedik. Bizden görüş istiyorlar, bizler de rahatlıkla görüş bildirebiliyoruz. Eksik ve yanlış gördüğümüz bir konu olunca da denetleyici olmak adına bunları iletiyoruz. 25 yılın üzerine gerçekleşen bir değişimle bir anda birikmiş, kronikleşmiş olan o ağır yapıyı ortadan kaldıramıyorsunuz. Bizim için önemli olan iyi niyet ve çaba. İstanbul’da bunu görüyoruz. Elbette biraz sabır istiyor.

‘BAROLAR SUNİ GÜNDEM’

- Baroların yaptığı eyleme siz de destek olmuştunuz. Meclis’e getirilen düzenleme ve iktidarın bu ısrarını nasıl yorumluyorsunuz?

İktidarın ısrarına hiç şaşırmıyorum. Her şeyi politize ettiler. Bu çok tehlikeli bir gidişat. Ortadoğu’da büyük bir trajedi ile izlediğimiz ülkelerin bu hale gelmesinin en önemli nedenlerinden biri kurumlarının tamamının bu şekilde politize olmasıdır. Türkiye’de politize olmayan barolar vardı ona da el atıldı. Türkiye’nin en önemli sorunlarını alt alta yazsak barolar belki de en son sırada yer bulur. Kasıtlı ve bilerek suni yaratılmış bir gündem olduğunu düşünüyorum.

- Gazeteci Murat Ağırel ve Barış Pehlivan verdikleri dilekçelere karşın doktor ve revire çıkarılmadı. Buradan onlara bir mesajınız olur mu?

Gazeteciler zaten cezaevinde. Bu durumla ikinci bir ceza mı veriliyor? Mahkemeye hukuka saygı duyarak onların özgürlüklerine kavuşmasını bekleyeceğiz ama yandaş medyadan biri bu haberi yapsaydı ne olurdu? Bu haberi yapan başkaları da oldu. Cumhurbaşkanı bu konuyla ilgili ilk açıklamayı yapan kişi. Bu arkadaşlarımız yazdıkları doğrular ile birilerini rahatsız ettiler. Yoksa onlara atılı olan bu suçun bir bahane olduğu ortada. Kovid salgınının olduğu bir dönemde en temel insan haklarıyken doktorla görüştürülmüyorlar. Murat kaleminin bağımsızlığına düşkün onurlu bir arkadaşımızdır. Murat’a bizim ve Türkiye’nin ihtiyacı var. En kısa zamanda aramıza döneceklerine inanıyoruz. Umarım Murat’ın çıkışıyla birlikte sonbahar bize ilkbahar olur.