Küçükali, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, partide para ve menfaat odaklı ilişkilerin ön plana çıktığını, liyakat ve emeğin göz ardı edildiğini, yakın çevresine kayırmacılık yapıldığını belirtti.
Küçükali, istifa gerekçesini şöyle açıkladı: "Para ve menfaate dayalı ilişkilerin emeğin kutsallığına tercih edildiğini, tek vasıfları yakınlara yakınlık olanların ışık hızıyla mevzi kazandığını 'başkaları adına utanarak' gördük"
'İDDİALARIMIZI YİTİRDİK'
Küçükali, "Ülkemizin kuruluş felsefesine sadık, milli değerlerden ödün vermeyen, demokratik ve toplumcu bir siyaset anlayışıyla büyük Türkiye hedefine ulaşmak istiyorduk. Ancak iki genel seçim, bir yerel seçim ve kongreler boyunca partimizin günübirlik çözümler peşinde koştuğunu ve iddialarımızı yitirdiğimizi üzüntüyle gözlemledik." ifadelerini kullandı.
Emine Küçükali sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi;
"2015 yılında, kutuplaşan Türkiye siyasetini, içine girdiği açmazdan çıkarmak için inanarak ve güvenerek bir yola çıktık.
Milletimize umut, evlatlarımıza ümit olmak, ülkemize huzur getirecek adımları atmak üzere de İyi Parti çatısı altında toplandık.
Sadakatin yerine liyakati, dar ekipçilik yerine toplumun tüm kesimlerini kucaklamayı, seçmenin bir kısmı yerine milletin tümüne hizmet etmeyi kendimize yol olarak belirlemiştik.
Ülkemizin kuruluş ilkelerine bağlı, milli ülkülerden taviz vermeyen, yüzyılların birikimi demokratik değerlere bağlı, kalkınmacı, toplumcu değerler bütünü çerçevesinde büyük Türkiye idealine tereddütsüz bir yürüyüşe çıkmıştık.
Geride kalan iki genel seçim, bir yerel seçim ve kongreler sürecinde üzülerek günü kurtarmaya yönelik hamlelerin iddialarımızı akamete uğrattığını gördük. İktidarı eleştirdiğimiz her noktada onlara benzediğimizi, ülkemiz için istediğimiz katılımcı, demokratik, adil yönetim süreçlerini kendi içimizde uygulayamadığımızı üzülerek ifade etmek zorundayız. İstişare süreçleri yerine dar ekiplerin bitmez tükenmez dedikoduları içerisinde boğulmak zorunda kaldık.
Partimize, seçmenimize ve milletimize dair kaygılarımız bizzat ittifak ortaklarımız tarafından görmezden gelindi, oyalandık. Dayatmalara boyun eğdik, itirazlarımız karşısında hakarete uğradık ve nihayetinde milyonlarca seçmenle birlikte "kaybettirildik."
Gelinen noktada, milletin ne istediği yerine "siyaset tanrılarına" kimlerin kurban verileceğine odaklandık.
Özetle iddiamızdan vurulduk, milletimizin ümitlerini suya düşürdük.
Ben bu süreçte elimden gelen tüm gayreti gösterdiğime, ilçe ilçe, sokak sokak, kapı kapı çalıştığıma, maddi manevi üzerime düşenleri yerine getirdiğime dair inancımla; milletim için verdiğim mücadeleye vakfettiğim enerjimi, parti içi çekişmelere, devşirmelere, kapıkullarına, dağıtımdan gelenlere, kısaca benimle aynı yolda yürümesi mümkün olmayanlara daha fazla harcamayacağım.
Biz inandıklarımızla yol yürümeye çalışırken, siyaseti bir değerler bütününün söz ve eylemi olarak görürken, hiç ummadığımız engellerle karşı karşıya bırakıldık. Parti bürokrasisinin siyasete tahakkümünü, para ve menfaate dayalı ilişkilerin emeğin kutsallığına tercih edildiğini, tek vasıfları yakınlara yakınlık olanların ışık hızıyla mevzi kazandığını "başkaları adına utanarak" gördük.
Tüm bunların yanında, teşkilatlarımızın her kademesinde, birlikte mesai yaptığımız emekleri ve alın teri ile iddiamıza ve ideallerimize omuz veren herkese teşekkürü bir borç biliyorum. Yüreğimizin hayallerimizden büyük olduğunu hatırlatarak, gelecek her günün milletimizin ve devletimizin aydınlık yarınları için doğmasını Yüce Allah'tan diliyorum.
Yukarıda arz ve izah ettiğim gerekçeler ile fazlası vicdanımda mahfuz kalan diğer hususları bir arada değerlendirerek, gördüğüm lüzum üzerine İyi Parti'deki Kurucular Kurulu Üyeliği, Genel İdare Kurulu Üyeliği ve Parti Üyeliğinden istifa ediyorum. Büyük Türk Milleti'ne saygılarımla arz ederim."