YENİÇAĞ- Erzurum Hakan Dikmen
Cumhurbaşkanlığı ek bütçe görüşmelerinde Partisi Adına Söz alan İYİ Parti Erzurum Milletvekili Naci Cinisli konuşmasında’’ Cumhurbaşkanlığının yolladığı ek bütçe için Mecliste tekrar bir araya gelmiş bulunuyoruz. Buna ne kadar ek bütçe denir tabii, bu tartışmalı.” dedi.
Devamında Naci, “Bu arada, ek bütçeyi konuşmaya başlamadan önce Sayın Bakandan bir helallik almak isterim. Sayın Bakanım... Sayın Bakanın arkasından gerek Plan ve Bütçe Komisyonunda gerek Meclis Genel Kurulunda çok konuştuk, çok gıybet ettik, bugün, burada olmasından dolayı çok büyük memnuniyet duyuyorum. Hiç olmazsa Sayın Bakanın yüzüne karşı bazı endişelerimizi dile getirebileceğiz. Gönül ister ki bu garip sistemin bakanları Meclise daha sık gelsinler ve daha sık karşılıklı dertleşme imkânı bulabilelim. Ve yine üzülerek ifade etmeliyim ki Sayın Bakan, gözünüzdeki ışıltıyı bu sefer göremedim. Benim, acaba bu facia durumuna rağmen bakanlar, ülkeyi yönetenler, saray eşrafı gece çok rahat uyuyorlar diye bir endişem vardı. Burada gördüm ki pek rahat uyuyamıyorsunuz ve ciddi bir endişe taşıdığınızı ve gözünüzün ferinin gittiğini üzülerek ifade etmeliyim. Burada da sizle paylaşmak isterim’’ açıklamasında bulundu.
“TÜRKİYE''NİN SÖZÜNÜN DEĞERİNİ KÜÇÜLTMEYİN LÜTFEN”
“Gerek Sayın Bakanın gerek Sayın Numan Kurtulmuş Bey''in konuşmalarından, yüreğimize böyle serin sular serpildi, çok hoş şeyler duyduk, keşke doğru olsaydı" diyen Cinisli, “Yabancı basına bir haber düştü, çok ciddi endişeye kapıldım; İspanya''daki, Madrid''deki NATO zirvesinde bir memorandum imzalandı. Bu memorandumun konusu İsveç ve Finlandiya''nın NATO''ya girişinin yolunun döşenmesi. Bu memoranduma, Sayın Cumhurbaşkanı''nın da hazır olduğu bu memoranduma birkaç dakika önce imza atıldı. Eğer ki yabancı basında yazılanlar doğruysa İsveç ve Finlandiya''nın NATO''ya girmesinin eli kulağında. Bu kadar kolay olacağını düşünmek istemezdik. Her ne kadar geçmiş tecrübelerimizden maalesef, bunları biliyor olsak da artık bunda da bu kadar kolay bir şekilde teslim olunacağını düşünmek istemezdim. Rahip Brunson rezaleti, Deniz Yücel faciası ve en son, ülkemizin egemenlik haklarını kasteden, Kaşıkçı cinayeti dosyasının Suudi Arabistan''a verilmesinden sonra NATO gibi bir zirvede böylesine bir... Dilim varmıyor, devlet konuşuyoruz burada dilim varmıyor bazı şeyleri söylemeye ama bu kadar kolay teslim olma diyelim çok hafif tabirle, ben çok üzüldüm. Hakikaten bir Türkiye Cumhuriyeti devleti milletvekilini geçin bir vatandaşı olarak gururum incindi, bu kadar kolay olmamalıydı, bu kadar her seferinde Türkiye''nin sözünün değerini küçültmeyin lütfen; ayıptır, günahtır, yazıktır. “ şeklinde konuştu.
"YAŞASIN ENFLASYON!" DİYECEKSİNİZ DİYE BİR ANDA ENDİŞE ETTİM
“Evet, bütçeyi neye benzetiyorum? Ben bütçenin rakamsal kısmına hiç girmeyeceğim çünkü rakamların, bu bütçeyle ilgili rakamların hiçbir kıymetiharbiyesi yok" diyen Cinisli, ”Böylesine bir enflasyonist ortamda, enflasyonun toz bulutu gibi yükseldiği, bir çığ gibi büyüdüğü bu ortamda sizin verdiğiniz bu rakamların hiçbir kıymetiharbiyesi yok. Kimsenin ağzından "enflasyon" kelimesi çıkmıyor, çok ilginç. Sayın Kurtulmuş ve Sayın Bakan bütçenin getirdiği avantajları, herhangi bir vergi artışı olmadan, ek bir vergi olmadan ne kadar muazzam bir mucizeye imza attıklarını anlatırlarken bir şeyi unuttular: Bu ülkede korkunç, hatta ne kadar olduğunu bilmediğimiz bir enflasyon var değerli milletvekilleri. Değerli AK PARTİ konuşmacıları konuşurken şunu demelerini bekledim, bir anda "Yaşasın enflasyon!" diyeceksiniz diye bir anda endişe ettim..” ifadelerini kullandı.
TORBA BÜTÇE
Devamında Cinisli şöyle konuştu:
Bu bütçeye bir isim takmak gerekirse bir kere bir soygun düzeninin sonunda gelen "soygun bütçesi" denebilir fakat ben buna başka bir isim takmak istiyorum: Bu bütçeye ben "torba bütçe" diyorum. Evet, torba kanun yapmaya AK PARTİ çok fena hâlde alıştı ve bu bütçe de âdeta bir torba bütçe. Nasıl torba bütçe? Neden diyorum? Çünkü torba kanunlar ülkede milletimizin yüzüne direkt olarak AK PARTİ''nin söylemekten utandığı bazı maddeleri geçirmenin kamuflajı olarak kullanılıyor. Bu bütçede de yine aynı şekilde mesela KKM''ye verilecek olan 40 milyar liralık faiz, devletin, milletin cebinden çıkan faiz kamufle edilmiş ve utanıldığı için gizlenmiş
NEDEN KAÇIYORSUNUZ MİLLETTEN
Bu arada, vakit çok çabuk geçti ama aslında bu bütçenin buraya gelmemesi lazımdı, bu bütçeden önce başka bir şey olması lazımdı. Türk devlet geleneğinin bozulmadan önceki sistemi olsaydı buraya gensoru gelmesi lazımdı. Hiç yüz kızarmadan bu bütçeyi buraya getirmeden önce bu Hükûmete gensoru verilmesi lazımdı ve gensoru görüşmelerinin burada yapılması lazımdı. Bu, 2001 yılında yapıldı, Rahmetli Bülent Ecevit bunun hesabını verdi. Bu bütçeyi buraya getirmek zorunda kalanlar neden Meclise bir türlü teşrif edemiyorlar? Hemen karşı salonda iki haftada bir, haftada bir grup toplantısı yapılıyor, orada, ülkenin idarecisi Sayın Cumhurbaşkanı, AK PARTİ Genel Başkanı Meclise geliyor ama oraya gidiyor, buraya gelip de kendi bütçesini savunmuyor. Kendi bütçesini savunan çok karizmatik liderler geldi Türkiye''ye. Merhum Süleyman Demirel 6,5 saat bütçesini savundu bu kürsüde, 6,5 saat, iki gün boyunca bütçesini savundu. Onun ne günahı vardı? O çekinmiyor muydu yani milletvekillerinden, o çekinmiyor muydu kendi milletinden? Neden kaçıyorsunuz milletten? Fuat Oktay bile gelemedi bu sene, sizi yollamış. Herhâlde kendisinin buraya gelmeye artık yüzü yok, sizi yollamış ki kurban siz seçilmişsiniz; geçmiş olsun Sayın Bakan, üzüldüm.
Bu bütçenin rakamsal değerinden ziyade niyetini sorgulamak lazım. Bu niyeti biz artık iyi olarak görmüyoruz. İyi niyetli bir idare değilsiniz ve iyi niyetli bir bütçe maalesef değil. Dar gelirliyi hiçe sayan bu bütçenin niyetinden biz çok ciddi manada kuşku duyuyoruz. Sizden beklenen tek bir şey var, Orhun Kitabeleri''nin öğütlerinin en başta gelenini burada sizlere hatırlatmak isterim: "Az milleti çok kıl, fakir milleti de zengin kıl." Bunu yapsanız kimse başka hiçbir şey beklemiyor fakat az milletin... Daha da azalıyor bugün, gençler evlenemiyorlar, çocuk sahibi olamıyorlar, yurt dışına kaçıyorlar, ekonomik şartlardan dolayı büyük sıkıntılar içindeler; fakir millet daha da fakirleşmiş durumda. En son yapmanız gerekeni şu şekilde ben özetleyeyim: Yirmi yıllık hikâyenizin son sayfasına hiç olmazsa şerefli bir imza atın ve istifa edin lütfen.