İyi niyet belgesinin anlamı
Başbakan El-Maliki’nin Türkiye ziyareti Irak’ta değişik tartışmalara yol açtı. İlk tepki Irak Meclis başkanından geldi ve Maliki’nin imzaladığı anlaşmayı kabul etmiyoruz dedi.. Arkasından Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Hükümet sözcüsü Cemal Abdullah, “ABD ve Türkiye’nin Irak parlamentosunun onayı ile Kuzey Irak’ta PKK’ya karşı operasyon düzenlemesi halinde biz de kendi sınırlarımızda örgüte karşı mücadele veririz” açıklamasını yaptı. Sonra, “PKK’yı terörist ilan etme hakkını kendimizde bulmuyoruz. Biz hakim ve savcı değiliz. PKK, Irak’ın değil, Türkiye’nin kendi siyasetinin bir parçasıdır.. Türkiye örgüt ile yaşadığı sorunu diyalogla çözmek istiyorsa her türlü desteği sunmaya hazırız” . şeklinde konuştu.. Bu arada, terör örgütü sözcülerinden Abdurrahman Çardaçi, Kandil Dağı’ndan beyanat vererek, “Eğer PKK’yı siyasi ve askeri olarak vurmayı planlarlarsa, Irak ve Türkiye bunun bedelini öder.” tehdidini savurdu.
Maliki’nin pek de önemli sayılmayacak mutabakat belgesine gösterilen bu tepkilere Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari açıklık getirdi. Kürt asıllı bakan, Celal Talabani ve Mesud Barzani ile Bağdat’ta görüştüğünü, Maliki’nin Ankara ziyaretinin sonuçlarını tartıştıklarını varılan sonuçtan memnun olduklarını söyledi. Zebari, “Sayın Başbakan Maliki’nin yaptığı ’Iraklılar kendi topraklarında PKK dahil tüm terör örgütlerinin faaliyetlerine karşıdır’ açıklamasına Talabani ve Barzani’nin itirazı yoktur” dedi
Ayrıca, “Maliki’nin Ankara ziyaretinde yaptığı açıklamaların ve Türkiye ile imzalanan mutabakat muhtırasının Iraklı Kürtler tarafından tanınmadığına” dair açıklamaların bağlayıcı olmadığına dikkat çekti.
Irak tarafından gelen bu haberler nasıl okunmalı. Bunun için meseleye biraz derinliğine ve gündemde bekleyen konulara göre bakılmalıdır. Ankara’da Erdoğan-Maliki görüşmesi saatlerce sürmüş, hiçbir sonuç alınamamıştı. Devreye hemen Gül-Zebari ikilisi girdi ve böylece “Mutabakat muhtırası” imzalanabildi.. İki Dışişleri Bakanının devreye nasıl girdiğini, öncesinde aralarında neleri görüştüğünü bilmiyoruz. Ancak neticede böyle bir belgenin imzalatılması, sadece Maliki’nin eli boş dönmesini önlemekten ibaret olamaz. Çünkü gündemde bekleyen Türkiye Irak ve Kuzeydeki yönetim arasında kilitlenmiş meseleler var. İki taraf için de hayati derecede önemli olan bu meselelerin görüşülebilmesi ve bir sonuca varılabilmesi için ortamın yumuşatılması, özellikle kamuoyunun hazırlanması gerekiyordu. Bu durumu çok iyi bilen Zebari, liderlerle görüşerek Irak tarafındaki şiddetli tepkiyi önlemeyi başardı ve hatta Türkiye kamuoyuna dönük sıcak mesajlar verilmesini sağladı.Tabii bu sonucun alınmasında, Ankara görüşmesinden son derece memnun olduğunu açıklayan ABD’nin birinci derecede rolünün olduğu bilinmektedir.
Önümüzde hangi meseleler var?
Seçimler sonrasında ABD’nin Türkiye’den beklentilerini Yasemin Çongar’ın yazısından bir defa daha tekrarlayalım, “Kürt meselesinde yeni açılımlar, ikinci Erdoğan hükümetinin Kürt meselesinde siyasi muhatap olması, DTP kadar AKP’ye giden Kürt oylarının da sınır ötesi operasyona hayır ve bu oyların K. Irak’taki Kürt liderlerle ilişkileri normalleştirme. Evet çok açık olan bu beklentileri maddeleştirelim.
- Bölücü terör konusunda yeni açılımlar. Genel af, 2 dilli ve 2 kimlikle devlet yapısına ilave hususlar.
- İkinci Erdoğan hükümetinin ” Kürt meselesinde “ muhatap olması.
- Sınır ötesi operasyonun yapılmaması. Maliki’nin gelişiyle erteleme sağlandı.
- Kuzeydeki yönetimin liderleriyle ilişkilerin normalleştirilmesi, yani tanınması.
22 Temmuz seçimlerinin AKP’ye yüklediği bu 4 maddelik göreve eklenecek çok önemli bir diğer madde daha var. O da; IKDP sitesinden öğrendiğimize göre, Kerkük ile ilgili 140. maddeyi uygulama yüksek komisyonunun referandumun zamanında yapılması için çalışmalarının hızlandırılması. Yani referanduma razı olunması.
Evet biz içeride Gül’ü Cumhurbaşkanı yapmakla uğraşırken, seçim sonrasına ertelenen meseleler çözüm bekliyor. Irak’ın kuzeyinden sıcak (!) mesajlar geliyor, TBMM’ye giren bölücü unsurlar da aynı yolda yürüyor.