İyi bayramlar...

Siyasi bir gönderme gibi algılanabilir diyorsanız şayet, tamam canım sizi mi kıracağım; "iyi" olmasın!

Güzel bayramlar...

Şeker bayramlar...

Tatlı bayramlar...

Keyifli bayramlar...

Hoş bayramlar...

Ferah bayramlar...

Neşeli bayramlar...

Huzurlu bayramlar...

Mutlu bayramlar...

Umutlu bayramlar...

Hepsi olabilir.

Olacak bu defa.

***

Yıllar sonra ilk kez "Ne olacak bu memleketin hali" diye dertleşilmeyecek bayram ziyaretlerinde...

Kara kara bulutlar çökmeyecek kavuşmaların, kucaklaşmaların, en kıymetli vuslatın tepesine...

Dede-nineler, anne-babalar, halının ortasına kümelenmiş bayram harçlıklarını yarıştıran çocuklarına bakıp ailenin, kaygılanmayacak; "nasıl bir ülkede" büyüyecekler diye...

Güç bile değil güce biat zehirlenmesiyle üstten üstten konuşan karşı komşu var ya; o bile tadını kaçıramayacak başlayan günün...

Gözünüzü oyacakmış gibi bakanlar kulübü kesmemiş olacak yolları, "öteki"leşmeyecek kimse parklarda, kırlarda; ocu mu, bucu mu didiklemeden, gülümseyerek "selam"laşacak insanlar;

- İyi bayramlar!

Birbirine "vatandaşlık" bağıyla bağlı kocaman bir ülke olacak Türkiye; hayırsız evladı da olacak, ergeni de, okumuşu da, ipsiz sapsızı da, şefkat dolu anası da, ekmeğini taştan çıkaran babası da, zengin kızı da, fakir oğlu da, namaz kılanı da, sarhoş olup evin yolunu şaşıranı da, "laik teyze(!)"si de, "hacı nine"si de, kitap kurdu da, kitabının içine gizlediği telefonda oyun oynayanı da, dünyanın yükünü sırtlamış hamalı da, bilgisayar ekranına bakmaktan kamburu çıkmış bankacısı da; "tehlike anında" birbirini sarmaya hazır olacak her biri...

Ve "tatil" uykusuna dalmak yerine kocaman, hepsine yer olan bayram sofraları kurulacak yüreklerde...

Bir kere bile "Aaaah nerde o eski bayramlar" demeden bitecek gün; düne dönmek değil de yarına erişmek istenecek...

***

Trakya'da bir evde, 90'ına merdiven dayamış fötr şapkalı bir dede "Aman bre deryalar"ı çalacak; kollar açılacak....

Aydın'da zeybeğe duracak efeler...

Rize'de dizler çekilecek, "Ha uşak" diye bağıracak Trabzon'dan biri, yeri dövecek ayaklar...

Silifke'deki kaşık sesleri, Erzurum'un bıçak seslerine karışacak...

Edirne'deki Hora başı, elindeki mendili Hakkari'deki halay başına uzatacak...

Bafra'da "cigoş", Erikler Köyü'nde "zigoş" oynayacaklar kızlı-erkekli...

Kapı gıcırtısının davul-zurna gibi duyulduğu bir şenlik iklimi saracak memleketi...

***

Sofra bezi desenli ceketlilerin müsebbibi olduğu kasvet, kasavetten uzak...

Muharrem'in kasketi, Meral'in tülbendi, Temel Reis'in gevrek kahkahası olacak bu bayramın modası!

"75 kişilik sınıflar", "bor-cam", "kek" gibi kısacık fıkralar anlatacak "iki laf etmek" için oturanlar birbirlerine...

Gülümseyecek Türkiye.

***

İyi bayramlar (ya da siz nasıl istiyorsunuz öyle).

------

NOT: Ben bu yazıyı yazdığım sırada Hakkari, Çukurca'da kalleşlerin güdümlü füzesi saplanmamıştı daha kalbimizin ortasına... Şehidimiz var... Gazilerimiz var... Yasımız var... Ama biliyor musunuz, gideni geri getirmek mümkün olmasa da, bu bayram yıllar sonra ilk defa, askerdeki oğlunun yolunu gözleyen, oğlunu askere uğurlamaya hazırlanan annelerin de "terörle müzakere edilemeyecek", "terörle müzakere ederken terör örgütünü kuklasına dönüşülmeyecek", "barış maskesiyle iç savaşın taşları döşenmeyecek", "hendeklere gömülemeyecek" kadar büyük bir umudu var...

Vatan için şehit düşmüş her bir Türk evladının ruhunun huzur bulması dileğiyle; amin!

Yazarın Diğer Yazıları