Özellikle 60 yaşından sonra görülme sıklığı artan Parkinson hastalığı hakkında bilgi veren Doç. Dr. Hatice Köse Özlece, “Hareketsiz halde otururken gelen titremeler Parkinson hastalığının başlangıcı olabilir” diye uyardı.
İHA’nın haberine göre; Dr. Özlece, Parkinson hastalığının hareket hastalıkları içerisinde incelendiğini belirterek şunları söyledi:
“Hipokinetik yani hareketin yavaşlaması ile ilgili hastalık grubu arasında seyreden nörodejeneratif bir hastalıktır. Parkinson hastalığı her yaş grubunda görülmekle beraber, özellikle 60 yaşından sonra ve özellikle erkeklerde görülüyor. Kadınlar bu konuda biraz daha şanslı.
Belirtileri de genelde titremeyle başlar ve halk arasında da zaten titreme hastalığı olarak bilinir. Genelde kollarda, ellerde titremeyle kendini gösterir ilk önce. Bu titremeler istirahat halinde ortaya çıkar yani hasta dururken titremesini görürüz. Hareket halindeki titremeler daha farklıdır. Bir kolda çıkan titreme daha sonra aynı taraf bacağa ve vücudun diğer kısmına yayılarak ilerleyebilir.
Yürürken bacağı daha donuktur, sürükleyerek yürüme başlar. Parkinson hastalığında sadece titreme görülmez aynı zamanda kaslarda katılık da görülür. Kişi omzunu, kolunu daha donuk hissedebilir. Yürürken bacağı daha donuktur, sürükleyerek yürüme başlar. Aynı zamanda hareketlerde de yoğun bir yavaşlama meydana gelir. Öyle ki kişinin mimikleri bile yavaşlar ve bizim maske yüz dediğimiz bir görünüm ortaya çıkar. Daha donuk bakışlar, mimiksiz hareketler görülür. Sonrasında kişinin ses tonu bozulur, kısık bir sesle konuşmaya başlar. El yazıları daha da küçülebilir, el yavaşlayabilir. Yatakta dönerken, yürürken ve hareket ederken daha yavaş hareketlerle yürümeye başlar.”
ERKEKLERİ NEDEN DAHA ÇOK ETKİLER
Doç. Dr. Hatice Köse Özlece konuyla ilgili şunları söyledi:
“Hastalığın erkeklerde 60 yaştan sonra görülme riski giderek artıyor. Erkekleri neden daha çok etkilediğine dair bir bulgumuz yok. Özellikle daha genç yaştaki Parkinsonların genetik bir yatkınlığı olabileceği düşünülüyor ama 60 yaşından sonra bir sebebe bağlayamadığımız hastalıklar şeklinde görülebiliyor. Parkinson hastalığının kolaylaştırıcı faktörleri var. Bu da belki erkek
leri daha yoğun etkiliyor olabilir. Örneğin yoğun tarım ilacı maruziyeti ya da yoğun toksit madde maruziyeti Parkinson''a yatkınlık oluşturabiliyor. Tekrarlayan kafa travmaları da etkiliyor ve bu yüzden boksörlerde daha çok Parkinson hastalığı görülebiliyor. Bununla ilgili verilerimiz var ama bazı kişilerde neden görüldüğünü tam olarak bilemiyoruz.”
TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELER?
Hastalığın tedavi yöntemlerine de değinen Doç. Özlece, “Parkinson hastalığında ilk olarak medikal tedavi dediğimiz ilaç tedavisi uyguluyoruz. Bu hastalıkta beyinde dopamin üreten hücreler tembelleşmeye başlıyor ve dopamin dediğimiz hareketten sorumlu kimyasal madde yeterince üretilemiyor. Biz hastalarımıza dopamini dışarıdan verdiğimizde, düzelmeler görünüyor. Bunu da hap şeklinde aralıklı olarak uyguluyoruz. Hastalık ilerledikçe bazen bu tedaviler yetmeyebiliyor. Bununla beraber iğne formları var ve onlara geçebiliyoruz. Bu hastalarda mide bağırsak sistemi çok yavaşladığı için hap verdiğimiz zaman sıkıntılar meydana gelebileceğinden ince bağırsağa uyguladığımız bazı tedavi yöntemleri var. İlaçlardan tam fayda göremezsek en sonunda hastamızın tıbbi durumu müsaitse halk arasında beyin pili diye geçen tedavi de uygulanabiliyor.” diye konuştu.
“HASTALIK ÇOK HIZLI İLERLİYOR”
“Parkinson hastalığı başladıktan sonra giderek ilerleyen bir hastalık. Eğer tedavimizi güzel uygulamazsak ve hasta uygun şekilde alamazsa hastalık çok hızlı bir şekilde ilerleyebiliyor ve bir süre sonra yerinden kalkamayan, hareketi ciddi kısıtlı hastalar karşımıza çıkabiliyor.” diye uyaran Doç. Dr. Hatice Köse Özlece sözlerine şunları ekledi:
“Bu yüzden özellikle titreme ki zaten birçok hasta titreme konusunda genelde hekime başvurur. Bu titreme hareket anında değil de yani hasta yemeğini yerken değil ama dururken elinde bir titreme görürse muhakkak bir hekime başvurmalı. Yine Parkinson hastalığı başlamadan yıllar önce kabızlık, uykuda hareketlilik ve canlı rüyalar ve koku duyusunda bozulmalar olduğunu biliyoruz. Bu tarz bir bulgu, şikayet varsa herhangi bir hareket sıkıntısı olmasa bile bir nöroloğa başvurabilmek fayda edebilir.”