İstiklal Caddesi üzerine 1894 yılında inşa edilen Rumeli Han’ın restorasyonu sırasında altındaki gizli tünel gün yüzüne çıkmıştı. Keşfedilen gizemli tünel, ziyaretçilerin uğrak adreslerinden biri haline geldi.
İstiklal Caddesi üzerine 1894 yılında inşa edilen Rumeli Han’ın restorasyonu sırasında altındaki gizli tünel gün yüzüne çıkmıştı. Keşfedilen gizemli tünel, ziyaretçilerin uğrak adreslerinden biri haline geldi.
3 KITANIN İSMİ VERİLDİ
İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde İstiklal Caddesi’nin üzerinde bulunan Rumeli Han, 1894 yılında Sarıcazade Ragıp Paşa tarafından inşa ettirildi. Aynı caddede 2 han daha yaptıran Sultan 2. Abdülhamid’in başmabeyincisi Sarıcazade Ragıp Paşa, yaptırdığı bu üç hana Osmanlı Devleti’nin bulunduğu 3 kıtanın ismini verdi.
ZENGİNLER İÇİN YAPILDI
Rumeli, Anadolu ve Afrika Han’larının altlarında bulunan gizli tünellerle birbirine bağlandığı söylenirken, geçmişte halk arasına karışmak istemeyen soylu ve zengin kişilerin binalar arasında geçiş yapmak için tüneli kullandıkları ileri sürülüyor.
GİZEMLİ TÜNEL MERAK UYANDIRIYOR
2017 yılında Rumeli Han’ın restorasyonu sırasında keşfedilen gizemli tünel, Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 14 Temmuz 1978 tarih ve 10538 sayılı kararıyla korunması gereken eski eser olarak tescil edildi. Neoklasik bir yapı olan Rumeli Han’ın cadde tarafında bulunan ana giriş kapısında eklektik tarz bulunmakta.
Diğer yandan barok ve ampir süslemelerin yoğun bir şekilde kullanıldığı Rumeli Han’da 1990’lardan sonra tiyatro ve konser salonları, sanatçı atölyeleri ve kafeler açıldı. Şimdilerde restorasyon çalışmalarının sürdüğü handa keşfedilen tünel, ziyaretçilerin uğrak noktası haline geldi. Çalışmaların devam ettiği handaki gizemli tünelin, kültür-sanat faaliyetlerinde kullanılması planlanıyor.
“SANATÇILARIN CE SİYASİLERİN BULUŞMA NOKTASIYMIŞ”
Restorasyon projesinde görevli olan Baki Coşkun, Rumeli Han hakkında bilgi verdi. “Rumeli Han’ın içerisindeyiz. Burası 1894 yılında Sarıcazade Ragıp Paşa tarafından yaptırılıyor. Kendisi Osmanlı Sarayı’nda ‘Mabeyinci Başı’ yani ‘Sarayın Sözcüsü’dür. Aynı zamanda dönemin önde gelen tüccarlarından birisidir. Burayı yaptırırken, burasıyla beraber 2 tane daha han yaptırıyor. Bunlar; Afrika Han, Anadolu Han Asya kıtasını ve Rumeli Han ise Avrupa kıtasını simgeliyor.” açıklamasını yapan Coşkun, Osmanlı’nın yayıldığı her kıta için bir han yaptırdığını aktardı.
Osmanlı’nın ömrü vefa etseydi, Avustralya ve Amerika kıtalarını da yaptıracağına dair bir rivayetin olduğunu şleten Coşkun, “ Rumeli Han önemli. Çünkü, Osmanlı’nın ve Türkiye’nin tarihinde birçok önemli olaya sahne olmuş. Zamanın sanatçılarının ve siyasilerinin bir nevi buluşma noktasıymış.” açıklamasında bulundu.
SANAT FAALİYETLERİNDE KULLANILACAK
Bina yapılmadan önce, tünelin odun deposu olarak kullanıldığıyla ilgili bilgilerin bulunduğunu ifade eden Coşkun, “Ondan önce de muhtemelen farklı amaçla bir bina vardı. Burası atıl kalınca depoya çevrildi. Ragıp Paşa da burayı satın alarak üzerine bu gördüğümüz hanı inşa ettirdi. Binanın mahzen kısmının oturumu 1400 metrekaredir. Çeşitli odacıklardan oluşmaktadır. Burada gördüğümüz ana koridorun diğer hanlarla birleştiğine dair bir rivayet var.” İfadelerini kullandı.
Coşkun, tünelin yeni keşfedildiğini aktardı ve “Burası toprak ve çöp doluydu. Bina çok uzun süre bakımsız kalmıştı. Biz bu çöpü temizledik. Temelini sağlama almak için hafriyata başladık. Çöpü çıkardıkça burası ortaya çıktı. Buranın restorasyonunu 5 sene evvel tamamladık. Beyoğlu’nun da yapısına uygun olarak kültür - sanat aktivitelerinde kullanmayı düşünüyoruz. Sergilerde ve konserlerde ağırlıklı olarak kullanmayı düşünüyoruz” dedi.
