İster misiniz bir 'Erbil-Leaks' skandalı patlasın

Hayal bu ya...

Bir "Erbil-Leaks" patlasa mesela...

Bir kısım müttefiklerinin, pişkin pişkin (yahut aslında kullanışlı aptal olarak varlığını sürdürebileceği yeni bir yaşam alanı açmak, nispi aklamak uğruna) "yanlış yönlendirdik" dediği Barzani, Orta Doğulu genlerine yenilip eteğinde biriktirdiği ne kadar taş varsa saçsa ortaya... Kirli çamaşırlar filan hep saçılsa...

Bugünlerde kimlerin uykularını kaçırıyordur bu ihtimal acaba?

Bir vakitler "Barzani'yle gurur duyan" hangi siyasiler, hangi devlet adamları hop hop hopluyordurlar?

Kendi ülkelerinin ardından iş çevirenler, dahası kendi ülkelerine kazık atanlar var mıdır içlerinde?

Ya kendi ordularına tuzak kuranlar?

Eline kendi askerinin kanı bulaşanlar?

Kendi soydaşının vebalini alanlar?

Barzani'nin bir anlık "Orta Doğululuğuna yenik düşmesi" sonucu ister misiniz bütün iş birlikçilerini de sürüklesin ucunda durduğu uçuruma!

Hayal bu ya...

***

Bana her şey 2019'u hatırlatıyor

***

Öz yurdunda, 15 yıldır, itilmekten, kakılmaktan, ötekileştirilmekten, aşağılanmaktan, hakarete uğramaktan, haksız-hukuksuz-usulsüz uygulamaların hedefi olmaktan yılmış, harap ve bitap haldeki bütün kesimlerin dikkatine!

Teyakkuza geçiniz!

Şartlar değişti.

Değil mi ki, "başkan"lık için sandığa giden seçmenin yüzde 50+1'inin oyu gerekli. Değil mi ki bu orana, bölerek, parçalayarak, kutuplaştırarak, düşmanlaştırarak ulaşılamayacağı 16 Nisan 2017 günü -bakmayın siz ilan edilen sonuçlara- net biçimde idrak edildi...

O zaman mecbur; 2019'a kadar, her canlı bir gün "kucaklanmayı" tadacaktır bu ülkede...

***

15 yıl boyunca adını silmeye çalıştıkları Atatürk'e sarılmakla başladılar.

Sonra...

Yıllar sonra, ilk defa öğrencilerle, askerlerle, milletle birlikte "Cumhuriyet Bayramı" kutladılar sokaklarda.

Ve bomba...

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'ne bakın!.. Sosyal Bilimler Ödülü'nü; "Türkiye'yi cahiller yönetiyor" diyen...

"Ne başkanlığı kardeşim ya? Burası Uruguay mı? Bizde başkanlık sistemi olmaz. Canı başkan olmak istiyor olsun ama Türkiye o sistemi kaldırmaz. Çöker o sistem, daha çok çatışmayı artırır sadece" diyen...

"Büyük iddia sahibi çapsız kadroların ülkemizi terörden uzak tutmayacağı açık" diyen...

"Yeni Türkiye' diyen ya cahil ya da tımarhanelik" diyen...

-Ki bence her birinde haklı, sair zamanda değil ödüllendirmek, sürüm sürüm süründürmeye çalışırlardı- Prof. Dr. İlber Ortaylı'ya verdiler!

***

Ne oldu yani, ve AKP Cumhuriyet'i ve AKP Atatürk'ü, ve AKP hoşgörüyü ve AKP kendisi gibi düşünmeyenlerin fikirlerine saygıyı, dahası kulak vermeyi mi keşfetti?!

Hiç sanmıyorum.

Tek nedeni, dün ana akım medyaya yerleştirdikleri borazanlarından birinin ilan ettiği gibi "Artık her adımda 2019 seçimlerini, ilk turda yüzde 50 artı 1'i almayı hesap etmeleri".

Duyduk duymadık demeyin;

O güne kadar mavi boncuklar yağacak başınıza ey ahali!

***

Soğuğa, yağmura, bitmeyen yollara rağmen...

***

Önceki gün, Cumhuriyet Bayramı'nda yani, yazıyı bitirdikten sonra Ankara sokaklarına attık kendimizi... Vakit çoktan öğleyi geçmiş, akşama gelmekteydi ve buna rağmen başkentin Anıtkabir'e çıkan bütün sokakları, caddeleri kilit haldeydi.

Artık insanlar daha kolay ulaşabilsinler diye mi, yoksa ulaşamasınlar vazgeçip gerisin geri dönsünler diye mi bilemedik; Anıtkabir'e çıkan bütün yollar, günün son saatlerinde bile kapalıydı. Kimse umursamadı. Ne soğuk, ne yağmur, ne yürümeleri gereken uzun yollar kimseyi durdurmadı.

Klişe ifadeler ama sahiden de genç-yaşlı, yediden yetmişe, toplumun her kesiminden binlerce insan dolup taştı... Pusette bebekler, sıkı sıkı sarılıp sarmalanmış çocuklar, bastonlu amcalar, kızlı-erkekli okul grupları, ailecek gelenler; inanılmazdı...

Dün Ankara'yı görenler, iktidarın U dönüşünü anlamakta hiç zorlanmadı.

***

Boşuna uykusuz kalmışsın

***

Fiili siyasetin de içinde olan bir iktidar kalemşoru yazdı dün; Juan Pablo Escobar'ın hayatını anlatan popüler dizi Narcos'u izlemek için gecelerce uykusuz kalmış.

Sonuç:

"Aaaa ne kadar da Türkiye'ye benziyor" sonucuna varmış.

Mafyatik yapılar, terör örgütleri ve bunların devlet içinde satın aldıkları unsurlar arasındaki çıkar ilişkisini, FETÖ-PKK ve bütün o özel yetkili hakimler, savcılar, subaylar vs. bağlamında Türkiye'yle özdeşleştirmiş.

"Bu işler her yerde böyle" demeye getiriyor...

Bu işler her yerde böyle de, "devlet"in verdiği tepki de her yerde böyle mi? Her yerde "aldatıldık" masalları mı anlatıyor yönetenler ülkelerine?

Ben mesela izlerken, parlamentoda bu yapıyı ifşa eden, bu yapıyla mücadele uğruna ölüme yürüyen Adalet Bakanı'na, direnen siyasilere bakıp "keşke bizim de böyle bir adalet bakanımız, böyle başkan adaylarımız olsaydı" deyip, acaba sahiden de olsaydı ne olurdu diye düşünmekten alamamıştım kendimi...

Hayır, bu sorgulamayı bile yapmasına yol açmadıysa boşuna yazık etmiş uykularına!

Yazarın Diğer Yazıları