İşte utanç belgeleri!
Türkiye basın özgürlüğünde ABD’den bile iyi bir
noktada imiş!
Kim söylüyor bunu?
Emniyet’e sızan operasyoncu malum odağa vize verip kol-kanat geren İçişler Bakanı Beşir Atalay!
Peki gercek bu mudur?
İşte size birinci belge:
Dünya’nın medya ile ilgili en büyük ve prestijli kurumu olan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün son raporu:
Türkiye basın özgürlüğünde 138.sırada.
Evet yanlış okumuyorsunuz güya Ortadoğu ya ya da İslam hinterlandına model olarak sunulan Türkiye’nin durumu budur.
İyi de basın özgürlüğü böylesine fecaat olan bir ülke nasıl model diye sunulur.
Düşünün Türkiye 138.sırada iken devrilen diktatör Müberek’in Mısır’ı basın özgürlüğünde 114.sırada.
Daha da vahimi Uganda bile Türkiye’den çok daha iyi.
Tablo bu iken utanmadan-sıkılmadan durumu ters-yüz edebiliyorlar.
Sorarım size bu ülkede 62 gazeteci tutuklu değil mi?
Gazeteciler için 2300 dava açılmadı mı?
En önemlisi Başbakan neredeyse her hafta gazetecileri tehdit etmiyor mu?
Eleştiri yapan köşe yazarlarını patronlarına şikayet eden ve örtülü olarak kov onları diyen Tayyip Erdoğan değil mi?
Hoşlanmadığı soruyu soran gazeteciye “Bu nasıl soru,sen ne biçim gazetecisin” diyen kimdi?
İktidarın olumuz bir icraatını soran gazetecilerin Başbakanlığa akreditasyonunu kim iptal ettirmişti, onları gazetelerinden kovduran kimdi?
Beğenmediği haber için “Bunu yazan alçaktır” diyen hangi ülkenin Başbakanıdır?
Bu gazeteleri okumayın diye kampanyalar açan Tayyip Erdoğan değil de başkası mıydı?
Tablo bu iken utanıp-sıkılmadan durumu tersinden sunup mugalata yapacaksın!
Şaşırmayın bunlar Allahın dinini çıkarı için kullanan güruh!
Lafı uzatmayalım ,Türkiye’de basın özgürlüğ asla ve kat’a yoktur ve onun önündeki engel de bu iktidarla onun polis ve yargı içindeki uzantılarıdır.
Tayyip Erdoğan’ın istediği Pravda yani tek sesli basındır.
CEVAP BEKLEYENLER
Cesur Yürek Soner Yalçın’la ilgili sorular!
1) Soner Yalçın şerefli bir gazetecidir ve işi gereği herkesle konuşabilir ve de her türlü belgeyi kitap yazmak için muhafaza edebilir.
2) Avukatları Soner Yalçın ve odaTV’nin bilgisayarlarına hackerler vasıtası ile korsan yüklemeler yapıldığını söylüyor ki bu her şeyi anlatmıyor mu?
3) 4. yılına giren Ergenekon davası ile ilgili bu son tutuklamalar aslında bu davayı anlatmaktadır; zira dünya’da böyle ucu açık bir soruşturma örneği yoktur.
4) Soner Yalçın’a operasyon dalgasının hemen seçim öncesine denk gelmesinin hiç mi anlamı yoktur, güldürmeyin beni!
5) Keza bu operasyonun araştırmacı gazeteci Soner Yalçın ile arkadaşlarının AKP’nin pisliklerini duyurma hazırlıklarında olmaları
öncesinde olması zihinleri bulandırmıyor mu?
6) Cesur Yürek Soner Yalçın’ın AKP’ye muhalif yayın yapacak bir televizyon kanalı için kollarını sıvadığı bir süreçte bütün bunların olması üzerinde durulacak bir başka ayrıntı değil mi?
7) Keza operasyonun Kemal Kılıçdaroğlu ile Halk TV’nin satışı konusunda buluşmasının hemen ertesine denk gelmesi de üstünde durulması gereken bir başka boyut
değil mi?
BİTMEYEN PİYES
ABD-AKP yoldaşlığının son tiyatrosu!
ABD elçisi ile Dışişleri Bakanlığına inanmayın,Türkiye’deki basın özgürlüğü bağlamında sergiledikleri son tutum tamamen tiyatrodur ve seçim öncesi Türk halkının vicdanında oluşan ABD-AKP yoldaşlığı imajını yıkmayı ve de Türk Milletinde var olan Amerikan nefretinin sandığa yansımasını önlemeyi amaçlamaktadır. Evet tıpkı İsrailler misali Amerikalılar da güya tavır alarak yoldaşı AKP’ye seçim öncesi katkı sunuyor... Öyle olmasaydı ABD Başkanı Obama Mısır isyanı sürecinde Tayyip Erdoğan’ı bölgenin rol-modeli diye 3 kere arar mıydı? Ne o yoksa koskoca ABD Türkiye’de basın özgürlüğünün olmadığını bir hafta önce bilmiyordu da yeni mi öğrendi? Geçiniz, yemezler...
UYDURMALAR-DÜZMECELER
Yüzbaşı görüntüsü son misilleme!
Televizyonda yayınlanan nişana kurşun atan Yüzbaşı görüntüsü gerçekten çirkindi ama hiç kuşkunuz olmasın bu görüntü Türk Silahlı Kuvvetlerini vurmak için özellikle servis edildi ve “Bakın asker dediğiniz işte budur” mesajı verilmek istendi.Yüzbaşı görüntüsünün tam da Balyoz sürecinde servis edilmesi manidar değil mi? Sahi kim sızdırdı bunu, nereden geldi bilen var mı? Sadece bu görüntü için değil, bunun gibi onlarcası için hükümet bugüne kadar herhangi bir soruşturma ya da araştırma yaptırdı mı? Peki ya Soner Yalçın ile odaTV Ekibinin kakasını bile izleyenler bu ve benzeri sızdırmalarla niçin ilgilenmezler?.. Hayır hayır amacım Yüzbaşıyı korumak değil, TSK’nın imajına hassasiyetimdir..Şimdi Emniyet içinde bir homoseksüel çıksa bunu 265 bin polise ciro mu edeceğiz? Böyle bir şey haksızlık olmaz mı? Keza o Yüzbaşının münferit bir yanlışı bütün TSK’ya nasıl mal edilir...El cümle bütün bunlar operasyondur...