İşte Türkiye’nin Eğitim Atlası!

İşte Türkiye’nin Eğitim Atlası!

TEDMEM'in hazırladığı Türkiye'nin Eğitim Atlası, eğitim sistemindeki aksaklıkları gözler önüne seriyor.

Türk Eğitim Derneği’nin (TED) düşünce kuruluşu TEDMEM tarafından hazırlanan ve Türkiye eğitim sistemini makro düzeyde genel bir bakış açısıyla değerlendirmek isteyen araştırmacılar ve eğitimle ilgilenenler için bir kaynak olarak planlanan Türkiye Eğitim Atlası, basın toplantısıyla tanıtıldı.
Toplantıya, TEDMEM Direktörü Prof. Dr. Ziya Selçuk ve TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu katıldı.
Atlas, her yıl düzenli olarak yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Örgün Eğitim İstatistikleri’nin yanı sıra yükseköğretim istatistikleri, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA), Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS) ve OECD Education at a Glance (Bir Bakışta Eğitim) gibi kaynaklardan öne çıkan bilgileri içeriyor.
OECD verilerine göre, 2011′de Türkiye’deki yetişkin nüfusun yüzde 68′i ortaöğretim düzeyi altında eğitime sahip iken, OECD ülkeleri ortalamasında bu oran yüzde 25

NORM FAZLASI ÖĞRETMEN SAYISI 1792 

MEB ve ÖSYM verilerine göre, tüm kademelerde özel okullardaki erkek öğrenci sayısı, kız öğrenci sayısından daha fazla. Geçen yıl 128 bin 867 öğretmen açığı bulunurken, halen 1792 norm fazlası öğretmen bulunuyor. Halen görevde olan onbinlerce öğretmenin sınıf dışında, yönetici, uzman, görevli gibi konumlarda olması, gerçek öğretmen açığı ve dağılımının nasıl gerçekleştiğinin belirlenmesini zorlaştırıyor.
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde kız öğrencilerin devamsızlıkları daha düşükken, diğer bölgelerde bu oran neredeyse birbirine eşit. Liseyi bitiremeyen erkek öğrenci sayısı, kız öğrenci sayısından daha fazla iken, genel ortaöğretimde kız öğrencilerin okullaşma oranı erkeklerden daha yüksek. Mesleki ve teknik ortaöğretimde erkeklerin okullaşma oranı kız öğrencilerden daha fazla.
Tüm bölgelerde erkek öğretim elemanı sayısı, kadın öğretim elemanı sayısından daha yüksek iken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki erkek ve kadın öğretim elemanı sayısı arasındaki fark oransal olarak daha fazla.
TIMSS sonuçlarına göre, Türkiye’de evlerinde eğitim kaynağı az düzeyde olan öğrenci oranı yüzde 54 iken, bu oran uluslararası ortalamada yüzde 21, Rusya Federasyonu’nda yüzde 19′da bulunuyor.

TEMEL BESLENME EKSİKLİĞİ ÖĞRETİMİ AKSATIYOR

4. sınıf düzeyinde temel beslenme eksikliği nedeniyle öğretimi aksayan öğrenci oranı Türkiye’de yüzde 74, uluslararası ortalamada yüzde 29, Rusya Federasyonu’nda yüzde 17 iken, 4. sınıf düzeyini içeren okullarda kütüphanesi olmayan okul oranı Türkiye’de yüzde 24, uluslararası ortalamada yüzde 13, Rusya Federasyonu’nda yüzde 17.
Türkiye’de 4. sınıf düzeyinde dezavantajlı öğrencilerin bulunduğu okul oranı yüzde 63 iken, bu oran uluslararası ortalamada yüzde 30, Rusya Federasyonu’nda yüzde 13. 4. sınıf düzeyinde Türkiye’deki okulların yüzde 38′inde disiplinsizlikten kaynaklı sorun yaşanmazken, bu oran uluslararası ortalamada yüzde 61, Rusya Federasyonu’nda yüzde 65.

ÖĞRENCİ BAŞINA YAPILAN HARCAMADA TÜRKİYE SON SIRADA 

OECD verilerine göre, 2011′de Türkiye’deki yetişkin nüfusun yüzde 68′i ortaöğretim düzeyi altında eğitime sahip iken, OECD ülkeleri ortalamasında bu oran yüzde 25.

6-15 yaş aralığında öğrenci başına yapılan harcamada Türkiye, Lüksemburg’un onda biri düzeyinde bulunurken, harcama sıralamasında Türkiye 19 bin 821 dolar ile son sırada, Lüksemburg 197 bin 598 dolar ile ilk sırada yer alıyor.
Sosyal, kültürel ve ekonomik (ESCS indeksi) olarak alt düzeydeki (-1 altı) öğrenci oranı Türkiye’de yüzde 69, Rusya Federasyonu’nda yüzde 12, OECD ülkeleri ortalamasında yüzde 15. 2011′de yetişkin kadın istihdam oranı Türkiye’de yüzde 31, Rusya Federasyonu’nda yüzde 72, OECD ülkeleri ortalamasında yüzde 65, AB ortalamasında ise yüzde 66. 3-4 yaş nüfusunda bir eğitim kurumuna kayıtlı nüfus oranı Türkiye’de yüzde 12, Rusya Federasyonu’nda yüzde 73, OECD ülkeleri ortalamasında yüzde 74, AB ortalamasında yüzde 81 düzeyinde bulunuyor.
Türkiye’de 2000-2011 arasında Türkiye’de 15-19 yaş arasındaki bireylerin eğitime katılımlarında 41 yüzde puan artış sağlanırken, bu oran Rusya Federasyonu’nda 7, OECD ülkeleri ortalamasında 8, AB ortalamasında ise 6 yüzde puan oldu.