KETEN TOHUMU
Günde 10 gram keten tohumunun meme kanseri riskini azalttığını biliyor muydunuz? Keten tohumunda omega-3 yağ asitleri, alfa-linolenik asit, protein, yüksek oranda çözünür ve çözünmez posa ve lignanlar bulunuyor. Son yıllarda yapılan çalışmaların keten tohumunda bulunan lifli bileşiklerden lignan üzerine yoğunlaştığı görülüyor. Günde 10 gram keten tohumunun meme kanseri riskini azalttığı belirtiliyor. Ayrıca keten tohumu tüketiminin toplam ve LDL kolesterolü düşürdüğü ve damarlardaki birikimi azalttığı dikkat çekiyor. Keten tohumunu ister tek başına isterseniz yoğurtla birlikte yiyebilirsiniz.
KIRMIZI ÜZÜM
Üzüm kabuğu güçlü bir antioksidan olan resveratrol’ün önemli bir kaynağını oluşturuyor. Laboratuvar çalışmaları üzüm ve üzüm suyunda bulunan fenolik bileşikler ile resvoratrol’ün kansere karşı koruyucu olduğunu gösteriyor.
BAL KABAĞI
İşte kış aylarının mis gibi bir besin maddesi: Bal kabağı. Çok güçlü bir antioksidan olan beta – karoten içeriyor. Beta-karoten kayısı, havuç, tatlı patates, Trabzon hurması ve turunçgiller gibi koyu sarı-turuncu renkli sebze ve meyvelerde de bulunuyor. Serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarına karşı koruyucu etkinlik gösteriyorlar. Beta-karotenlerden zengin beslenmenin özellikle menopoz öncesi dönemde meme kanserine karşı önleyici olduğu çalışmalarla gösteriliyor. Kış aylarında bal kabağını çorbalarınızda ya da püre olarak hazırlayıp yoğurtlu meze olarak da tüketebilirsiniz. Ancak aman dikkat! Kabak tatlısında bolca kullanılan şekerin kanseri tetikleyici olduğunu unutmayın!
YULAF EZMESİ
İşte kansere karşı koruyucu özelliği yüksek bir besin maddesi daha: Yulaf. Yulaf, çözünebilir bir posa olan beta-glukan içeriyor. Beta-glukan kandaki kolestrol seviyesini düşürerek, kalp damar hastalıkları riskini azaltıyor. Yulaf ezmesi, kurubaklagiller, bulgur gibi tam tahıllı besinler de içerdikleri posa ve antioksidan bileşikler sayesinde kanserle mücadelede büyük önem taşıyor. Günde 1-2 çorba kaşığı yulaf ezmesinin yoğurtla birlikte tüketilmesi hem sindirim sistemine yardımcı oluyor hem de kansere karşı koruyucu özellik taşıyor.
YABAN MERSİNİ, ÇİLEK, BÖĞÜRTLEN, AHUDUDU
Yaban mersininde bulunan flavonoid bileşikler ve proantosiyanidinler güçlü antiaksidan etkileriyle kansere karşı koruyor. Ancak yaban mersinini tüketemeyenler için alternatif besinler de var. Örneğin çilek, kırmızı dut, böğürtlen ve ahududu gibi meyvelerde de benzer bileşikler bulunuyor. Şekerlerle kavrulmamış olan kuru yaban mersininden günde bir avuç yenilebilir. Taze yaban mersinini ise bir çay bardağı tüketebilirsiniz. Bunun yanında yaz aylarında rahatlıkla bulabileceğiniz kara dut veya böğürtleni de 1 çay bardağı kadar tüketerek flavanoid bileşiklerden faydalanabilirsiniz.
GREYFURT
Greyfurt C vitamininden zengin bir meyve. C vitamini vücuda zarar veren serbest radikallerle savaşan çok güçlü bir antioksidan olma özelliğine sahip. Kış aylarında günde 1 adet greyfurt tüketmek kişinin C vitamini ihtiyacının yüzde 70’ini karşılıyor. Üstelik yapılan çalışmalar C vitamininin solunum, özefagus (reflü), mide ve kolon kanserlerinin önlenmesinde de rol aldığını gösteriyor. Mevsiminde bir greyfurt tüketmek son derece yararlı. Ama “artık mevsimi geçti ya da ben greyfurt sevmem” diyorsanız alternatif olarak kivi, çilek, sivri biber ve kuşburnu da tüketebilirsiniz. Zira, hepsi de greyfurtun yerine geçebilecek birer kanser savaşçısı.
YEŞİL ÇAY
Hem kış hem yaz aylarının kanser savaşçısı; yeşil çay. Güçlü antioksidanlar olarak bilinen kateşinleri içeriğinde barındırıyor. Yapılan çalışmalar yeşil çayın içeriğindeki kateşinler sayesinde kanser riskini azalttığını ortaya koyuyor. Kateşinler siyah çayda da bulunuyor ancak yeşil çayın içeriği daha zengin. Bu nedenle günde 2 fincan yeşil çay içmeyi ihmal etmeyin.
TURPGİLLER
Brokoli, karnabahar, lahana gibi turpgiller grubundan olan kış sebzeleri, birçok anti kanserojen bileşikler içeriyor. Bu bileşikler de DNA hücre hasarının önlenmesine yardımcı oluyor ve özellikle mevsiminde yani kışın tüketildiğinde kanserden koruyor. Bu nedenle haftada 2-3 kez yaklaşık 200 gram kadar brokoli tüketmek çok faydalı. Sebzelerin uzun süre ısıya maruz kalması vitamin ve mineral kayıplarına neden olduğundan brokoli ve karnabaharı en iyisi buharda pişirin. Lahanayı ise su eklemeden düdüklü tencerede kısa sürede pişirebilir ve maksimum faydayı sağlayabilirsiniz.
DOMATES
Yaz aylarının şifa kaynağı domates, kanser riskini azaltmada potansiyel rollere sahip olan likopen içeriyor. Isıl işlem uygulanmış yani pişmiş domatesteki likopenin etkisi ise daha da artıyor ve böylece antioksidan kapasitesi yükseliyor. Mevsiminde tüketilen domates antioksidan etkisiyle prostat, meme, sindirim sistemi, mesane, deri ve serviks kanseri riskini azaltıyor. Siz siz olun yaz aylarında kanserden korunmak için tüm öğünlerinizde domates tüketmeye özen gösterin. Ama unutmayın, çoğunlukla da pişmiş olarak.
SARIMSAK
İçeriğindeki sülfürlü bileşikler bağışıklık sistemini güçlendiriyor, tümör hücre çoğalmasını baskılayan enzimlerin etkinliğini artırarak kansere karşı koruyor. Sarımsak sevmiyorsanız yine bu aileden olan soğan, pırasa gibi sebzeler de hücre hasarına karşı koruyucu güçlü bir antioksidan olan selenyum içeriyor. Ayrıca soğanda bolca bulunan quercetin adlı bileşik vücuda zarar veren serbest radikallerin yakalanmasında etkili. Araştırmalar sarımsak tüketimiyle başta mide kanseri olmak üzere mesane, kolon ve prostat kanseri arasında ters bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle “hafta içi iş var, işyerinde rahatsız olabilirim ya da çevremdekileri rahatsız edebilirim” diye düşünmeyin, yemeklerinizde pişmiş soğan ve sarımsağa bolca yer verin. Üstelik pişmiş soğan ve sarımsak ağız kokusuna neden olmuyor. Son bir not; sarımsağı bütün olarak tükettiğinizde olumlu etkilerinin daha fazla olduğunu da bilin.