Bir zamanlar tarım cenneti olan ülkemiz çiftçinin içinde bırakıldığı dar boğaz, tarımdaki teknolojik gelişmelerin gerisinde kalmamız, verimli arazilerinin yok edilmesi gibi birçok sebeple gıda ürünlerinde ithalata bağımlı hale geldi. Diğer yandan Türk Lirası''ndaki değer kaybı her geçen gün yeni bir rekora imza atıyor. İşsizlikteki artış ve enflasyon vatandaşın cüzdanındaki deliği büyüttükçe büyüttü.
Bu durum kendisini en net market raflarında gösterdi. Geçen yıllar içindeki fahiş fiyat artışı sıvı yağ, çay, peynir gibi ürünleri alınamaz hale getirdi. 2009 yılının Mart ayı sonunda doların 1,70 sınırının altında olduğunu düşünürsek beklenilen bir sonun içinde olduğumuzu görmek çok da zor değil.
Gelin 2009 yılı market raflarındaki fiyatlar ile bugünün etiket fiyatlarını beraber karşılaştıralım:
2009 yılında 12,45 lira olan sıvı yağ bugün 62 lirada satın alınabiliyor. Mutfağın olmazsa olmazı bugün vatandaşın cebini yakıyor.
2009 yılında fiyatı 5.55 lira olan çay şimdi 22.90''a satılıyor. Diğer bilinen markaların çaylarındaki fiyatlar ise çok daha yüksek...
Geçen 12 yıl içinde tam yağlı beyaz peynir 6.40''dan 22.50''ye yükselmiş.
Kaşar peynir artık birçok vatandaş için lüks oldu. 8.95 TL''den 36.50''ye kadar yükselmiş.
Ucuz ürünleriyle bilinen marketler zincirinde uygun fiyatı nedeniyle çok sayıda vatandaşın tercih ettiği yoğut da artık cüzdana "dost" değil. 5 liradan 16,95 liraya sıçramış.
Ayçiçek yağını alamayan vatandaş zeytin yağının tadını unuttu. Zeytin yağı 11,50''den 47,50''ye yükselmiş.
Salçada da durum farklı değil. 2009 yılında 1,95 olan salçanın etiketi bugün 6.45 oldu.
İşte hatıralarda kalan fiyatlar....
