Bezelye, kan şekeri dengeleyici olarak da biliniyor. Dünyanın her yerinde yetiştirilen bezelyenin kalbe faydaları ise bilinen bir gerçek. İşte bezelye ile ilgili tüm merak edilenler…
Taze ve donmuş bezelye arasında farklar bulunmaktadır. Kişilerin beslenme rutinine ekleyebileceği çeşitli bezelye türleri bulunur. Çeşidine bağlı olarak, çiğ veya pişmiş olarak çorba, güveç veya salatada tüketilebilmekte.
Bezelye, protein kaynağı olarak bilinir. İçeriğindeki yüksek lif oranı ve protein sebebiyle doyurucu bir besin olan bezelye, vücuttaki iştahı azaltan hormonların seviyelerini artırmaktadır. Protein, lifle birlikte çalışarak, tokluk hissini artırmaktadır. Bezelye, sık tüketilen besinler arasında yer almaktadır. Oldukça besleyici olan bezelye, lif ve antioksidan içermektedir.
Doğru miktarda protein ve lif tüketimi, iştahı kontrol altında tutmayı sağlayarak kalori miktarını azaltabilir. Aynı zamanda protein tüketmek, kas gücünü ve kemik sağlığını geliştirmek için oldukça önemli.
KALBİ KORUR
Bezelye, magnezyum, potasyum ve kalsiyum gibi kalp dostu mineraller içererek, kalbi koruyucu karotenoidler ve flavonoller gibi bitkisel besinler içerebilir. Bezelye, aynı zamanda kolesterol seviyelerini, özellikle LDL kolesterolü (kötü kolesterol) yönetmemize yardımcı olmaktadır.
KAN ŞEKERİNİ DÜZENLİYOR
Bezelye tüketmek, yemekten sonra kan şekeri seviyelerinin hızla yükselmesini engeller. Bu durum diyabetin kontrol altında tutulmasına yardımcı olur. Yeşil bezelyenin düşük glisemik indeks (GI) sıralaması, kan şekerinizi yükseltme olasılığı düşük olduğundan bezelyeleri diyabetik dostu bir gıda haline getirir. Bezelye, K, A ve C vitaminlerine ek olarak magnezyum ve B vitaminlerini de sağlamaktadır.
SİNDİRİMİNİ DESTEKLİYOR
Yeşil bezelye, içeriğindeki lif sayesinde sağlığa birçok faydası bulunmaktadır. Lif bağırsaktaki iyi bakterileri besleyerek sindirimin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlar. Bu durum aynı zamanda inflamatuvar bağırsak hastalığı, irritabl bağırsak sendromu ve kolon kanseri gibi birkaç yaygın gastrointestinal hastalığı geliştirme riskini azaltabilir.