Devlet işlerinin yürütülmesi için olağanüstü bir meclise ihtiyaç vardı
Buna göre; İstanbul’un işgalinden sonra Kanunu esasiye göre Osmanlı Devleti’nin sona erdiğini, İstanbul ile irtibatı kesilen Anadolu’da uygulanması gereken idare şeklinin, böyle durumlarda diğer milletlerin de yaptığı gibi bir kurucu meclis eliyle tespitinin gerektiğini, kurtuluş mücadelesini de yürütecek bu meclisin aşağıdaki esaslar dahilinde toplanacağını, belirtilen esasların uygun bulunup bulunmadığının veya değiştirilmesi gerekenlerin bildirilmesini istiyordu. Önemli esaslar şunlardı:
* Kurucu meclis Ankara’da toplanacak, seçimlerde livalar esas alınacak, Gayrimüslimler seçimlere katılmayacak, Her livadan 5 üye seçilecek,
* Seçimleri, livaların idare ve belediye meclisleri ile Müdafaa-yı Hukuk Heyet-i Merkeziyeleri, aynı günde ve aynı oturumda yapacaklar,
* Üyeliğe her parti, zümre ve cemiyet aday gösterebileceği gibi kişiler de bağımsız olarak adaylığını koyabileceklerdir.
Meclisin açılması ile ilgili olarak hazırlanan bu proje hakkındaki görüşlerini Sivas’ta 3’üncü Kolordu Komutanı Albay Selahattin ve Vali Reşit Beyler ortak imza ile bildirdiler. Görüşlerin içeriğinde; "Bugünkü durumda devlet işlerinin yürütülmesi için yasama görevini yapacak olağanüstü bir meclise ihtiyaç vardır. Ancak halkın önüne yeni bir isimle (kurucu meclis) çıkmak, şahsi hükümet kurma dedikodusu çıkaracaktır. (Kurucu Meclis toplanması) Teklifinizdeki amaç olan, devletin genel durumunda esaslı değişiklik yapılması ve yeni esasların konulması gerekli ise de; bunu halk ne anlayabilir, ne de taraftar olabilir. Halkın alıştığı şekil mevcut teşkilattır. Bunun devam ettirilmesi suretiyle durumu idareye ihtiyaç vardır ve değişiklikten söz etmek tehlikelidir...
Kurucu meclis namı altında memlekette seçim icrasına ne milletin zihniyeti müsaittir, ne de bu işi anlayacak zihniyetle memleketlerinden ayrılıp oraya gelebilecek kimse bulunabilir .
Halk, Meclis-i Mebusanı bilir. Heyet-i Temsiliyelere alışıktır. Yeni bir meclis açılıncaya kadar, genişletilen Heyet-i Temsiliyeler ve toplanması teklif edilen genel meclis ile, her tarafta uygulanabilir esaslar gözetilerek memleket pek güzel idare edilebilir" denilmekte idi. Aynı imzalarla çekilen ayrı bir telgrafta; Mevcut ve geçerli kanunlara göre seçimlerin yapılma şekli üzerinde duruluyor ve ilave teklifler sunuluyordu. Buna göre; "Gerekli düzenlemeler yapılarak Mebusan meclisi seçimlerinde oy kullanan ikinci seçmenler (Müntehib-i sani) vasıtasıyla seçimlerin yapılması, seçimlerin hukukiliğini sağlar. Belediye ve İdare Meclisi ile Müdafaa-yı Hukuk Cemiyetlerinin seçimleri yapması durumunda, seçime aydınlar katılıyor gibi görünse de hukukiliği bizce bilinmemektedir. Belediye ve İdare Meclislerince yapılan seçimlerde, millete ait oylar milleti tam olarak temsil etmekten uzaktır. (Müntehib-i Saniler ile) milletin yaptığı seçimlerin daha kuvvetli olduğu muhakkaktır" denilmekte idi.
(Devam edecek)