Ülkenin birçok yerinde işgali protesto ve beraberliğe çağrı mitingleri yapıldı
Mustafa Kemal Paşa işgalin gerçekleştiği gün olayı Türkiye’de bulunan bütün dış temsilcilikler nezdinde protesto etti. "İşgalin; medeni esaslara, uluslar arası hukuka, ve antlaşmalara aykırı olarak, hile ile, Türk milletine silahlarını bıraktırdıktan sonra gerçekleştirildiğini" vurguladı.
Ayrıca; bütün vali ve kumandanlıklara çekilen bir telgrafla; İstanbul’un işgalinin cebren ve mütarekeye göre milletin silahları toplandıktan sonra hile ile yapıldığını vurgulayan mitingler yapılmasını, mitinglerin sonunda da İtilaf devletleri temsilcilerine ve meclis başkanlıklarına, tarafsız devletlerin dışişleri bakanlıklarına, protesto mesajları gönderilmesini istedi.
Bu duyurudan sonra ülkede birçok yerlerde işgali protesto ve milli birlik, beraberliğe çağrı mitingleri yapıldı. Mitinglerin sonunda yabancı temsilciliklere protesto mesajları çekildi. Çekilen bu mesajlardan birer suret de, Heyet-i Temsiliye’ye gönderildi.
İşgalin ilk günü; olayların Heyet-i Temsiliye’ce takip edildiği, edinilen gerçek bilgilerle milletin aydınlatılacağı bir bildiri ile duyurulmuştu. Türk milletini aydınlatmak üzere Heyet-i Temsiliye’ce yayınlanan bir beyannamede; İstanbul’un işgaline kadar gelişen olaylar özetlenerek, İtilaf Devletlerince, milli birliği sarsacak bir çok oyunlar oynandığı, milletin güç ve dayanışmasıyla bu oyunların bozulduğu, bunun üzerine İstanbul’un işgali ile Osmanlı Devleti’ne son verildiği, Türk milletinin bu gün hayat hakkını, bağımsızlığını, geleceğini savunmak durumunda kaldığı, bunu da başaracak güçte olduğu. vurgulandı.
Ayrıca; İslam alemine de bir beyanname yayınlanarak, hilafet merkezinin işgal edildiği ve Müslümanların manevi destekle yardımcı olmaları istendi.
TBMM’nin açılması
İstanbul’un işgalini müteakip, mebusların tutuklanması ve meclisin kendini feshetmesi ile devletin ’yasama, yürütme ve yargı’dan oluşan üç temel unsurundan yasama organı ortadan kalkmış bulunuyordu. Bu durum; o zaman geçerli olan 1908 Anayasasına göre devletin olmaması anlamına geliyordu. Esasen; işgal altındaki devletin, bağımsız ve milli menfaatleri takip eden bir devlet olarak varlığı kabul edilemezdi. Mustafa Kemal Paşa; daha İstanbul’un işgali ile ilgili ilk telgrafı alır almaz Osmanlı devletinin sona erdiğini görmüş, milletin birlik ve beraberlik içinde kurtuluşunu sağlayacak bir teşkilatın ilk adımı olarak, Ankara’da bir "Millet Meclisi" toplayacağız demişti. Ancak bu meclisin nitelikleri, toplanma zamanı, yeri, üyeleri ve seçimlerinin nasıl yapılacağı gibi önemli ve çözümlenmesi gereken sorunlar vardı.
Heyet-i Temsiliye Başkanı Mustafa Kemal Paşa işgalin hemen ertesi günü Ankara’da bir Millet Meclisi’nin toplanması konusunda hazırladığı projeyi görüşlerini almak üzere kolordu komutanlarına ve valilere bildirdi. (Devam edecek)