İSTANBUL’UN İŞGALİ VE KURTULUŞU

İSTANBUL’UN İŞGALİ VE KURTULUŞU

İSTANBUL’UN İŞGALİ VE KURTULUŞU

İstanbul’u Fatih fethetti Mustafa Kemal işgalcilerden kurtardı

İstanbul’un işgal kuvvetlerinden kurtuluşunun 90’ıncı yıldönümünü kutladık. İstanbul’u Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet günümüzden 559 yıl önce 29 Mayıs 1453’te fethetmişti. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün orduları(Korgeneral Şükrü Naili Gökberk komutasında) 6 Ekim1923 tarihinde İstanbul’a büyük bir coşku seli altında girerek 5 yıl süren işgale son vermiştir. Böylece İstanbul ikinci kez fethedilmiş oluyordu. Birincisini, 559 yıl önce Fatih Sultan Mehmet, ikincisini de 89 yıl önce, 6 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün orduları gerçekleştirilmiştir. İstanbul’un kurtuluşunu kısaca anlattıktan sonra İstanbul’un işgalini takip eden dönemde Türk milletinin egemenlik haklarını ele almasını tafsilatlı bir şekilde aktaracağız...
Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere merkez olmuş İstanbul, Türkler tarafından fethedildikten sonra, stratejik konumu dikkate alınarak başkent yapılmış; kısa sürede önemli bir yönetim ve kültür merkezi haline getirilmiştir.
Şark Meselesi’nin çözümlenmesinde düğüm noktası olarak kabul edilen İstanbul şehri, emperyalist devletlerin her zaman ilgisini çeken bir kent olmuştur. 30 Ekim 1918 tarihinde Osmanlı Devleti’nin imzaladığı Mondros Ateşkes Antlaşması, İstanbul’un işgaline uzanan süreci başlatmıştır. Müttefiklerin paylaşamadıkları bu şehri birlikte işgal etme planları, 13 Kasım 1918 tarihinde yürürlüğe konulmuş; İstanbul önlerine gelen İtilaf Devletleri donanması 465 yıllık Osmanlı başkentini askerî bir işgal ve abluka altına almıştır.
13 Kasım 1918’den 16 Mart 1920’ye uzanan süreçte İtilâf Devletleri işgal kuvvetleri İstanbul’da denetimi büyük ölçüde ellerine geçirmişlerdir. Bu zaman zarfında başkentteki uygulamaları ile bu işgalin geçici bir işgal olmadığını, burada kalıcı olduklarını göstermişlerdir. 5 Kasım 1919 tarihine gelindiğinde İtilâf Devletleri’nin İstanbul’daki işgal kuvvetlerinin sayısı 50.000’i geçmiştir. İşgalciler, İstanbul’daki uygulamaları ile sömürü amaçlı olarak buraya geldiklerini de göstermekte idiler. Uzun bir işgal ve kontrol döneminden sonra İstanbul, Türk ordusunun denetimine geçmiş; başkenti bir oldu bitti ile işgal edenler; 4 Ekim 1923 günü düzenlenen bir törenle Türk Bayrağı’nı ve ordusunu selamlayarak şehirden ayrıldılar.
5 Ekim 1923’te şehrin Anadolu yakasına gelen Korgeneral Şükrü Naili Gökberk komutasındaki Türk Ordusu, 6 Ekim 1923 günü coşkun bir bayram havası içinde, sevinç gözyaşları arasında ve çiçek yağmuru altında İstanbul’a girdi. Böylece 5 yıl kan ağlayan güzel İstanbul kurtulmuş oldu. Daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi işgalciler hiçbir şeyi laf olsun diye yapmazlar. Nasıl Çanakkale’ye Truva savaşını kazanan Agememnon (Agamemnon,Yunan mitolojisinde Miken Kralı, Sparta Kralı Menelaos’un büyük kardeşi, orduları Truva (Troya) savaşına götüren kumandan) adlı zırhlıyı gönderdiler, ancak Boğazı geçmeye muvaffak olamayıp bunun yerine Mondros’u Agamemnon’da imzalatarak akılları sıra intikam aldılarsa, Fransız Doğu Orduları Başkumandanı General Franchet d’Esperey de Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinin intikamını, (o gün yani 29 Mayıs 1453 tarihinde Fatih Sultan Mehmet’in bir kır atın sırtında İstanbul surlarından girişine nazire olarak) bir kır ata binerek almaya kalkıştı. Fakat o da boyunun ölçüsünü alarak Türk Bayrağını ve ordusunu selamlayarak şehri terk etmek zorunda kaldı. İstanbul’un kurtuluş gününü kutlarken, bir trajedi olan işgalin Mustafa Kemal Paşa tarafından nasıl haberdar edildiğini de bu vesileyle bir kez daha hatırlatalım:
15 Mart 1920’de işgalin işgaline geçen emperyalistler Letafet Apartmanı katliamında 8 Türk’ü şehit ettiler. Daha sonra 16 Mart’ta Şehzadebaşı’ndaki Muzıka Karakolu’nu basarak orada da uykuda olan 6 askerimizi şehit ederek 16’sını yaraladılar. İngilizlerin bu katliamını Türkiye Cumhuriyetinin kurucu Mustafa Kemal Atatürk Nutuk’ta şöyle anlatır: (Devam edecek)